ANKARA Hürriyet’te geçen cuma günü Haber Müdürümüz Levent Seğmen’in "Haber Sokağı" köşesinde okudunuz. Fotoğraf sanatçısı sevgili üyemiz MS Mehmet Hamurkaroğlu’nun, ankara.sendeyolla.com’a düzenli olarak gönderdiği birbirinden güzel kent fotoğraflarına bakıp yazısını yazmış Seğmen. Ankara’nın yıllardır tartışması süren Atakule figürlü-camili ünlü amblemini konu etmiş.
Sonra da son yıllarda sayıları hızla artan alışveriş merkezlerinden, CEPA, AnkaMALL, Panora, Optimum, Arcadium, Armada, Mesa Plaza, Milenyum Outlet Center, Galeria, Antares gibi aklına ilk gelenleri sıralamış ve "Kentin ambleminde olmak herkesin hakkı değil mi? Sadece Atakule’nin amblemde yeralması haksız rekabet yaratmaz mı?" diye sormuş. Yazının sonunda bu tartışmanın bugüne kadar gündeme getirilmeyen boyutunu şu ilginç sorularla gözler önüne sermiş:
"...Ticaretin ve reklam sektörünün geldiği bu noktada, Türkiye Cumhuriyeti’nin Başkenti’ne ait olduğu söylenen bir amblemde, ticari bir merkez olan Atakule’nin yer alması ne kadar adil, ne kadar doğru?
Ve merak ediyoruz, acaba dev alışveriş merkezlerinden herhangi birisi, Atakule’nin bu amblemde bulunmasının ticari açıdan haksız rekabete neden olduğunu öne sürerek Rekabet Kurumu ve yargıya giderse, yargı nasıl bir karar verirdi?
Acaba Büyükşehir Belediyesi seçtiği amblemdeki bu alanı ’reklam alanı’ olarak kabul edip, bütün alışveriş merkezlerini davet ederek bir açık arttırma düzenleseydi, örneğin 10 yıllık bir süre için bu alana hangi merkez, hangi ’fiyat teklifi’ni verirdi?
Ya da, eğer Atakule Ankara’nın en yüksek kulesi olduğu için bu ambleme girmeyi hak ediyorsa, Keçiören Belediyesi’nin yapımına başladığı Cumhuriyet Kulesi, Atakule’yi boy olarak geçeceğine göre amblemin yeni kulesi bu yapı mı olacak?"
DAVA AÇILABİLİR
Ben bu sorularının yanıtını hukukçulara sordum. İki farklı görüş ortaya çıktı. Ankara eski hakimlerinden Beyazıt Boran’a göre, amblemdeki Atakule ile ilgili olarak, "haksız rekabetin önlenmesi" amacıyla önce Rekabet Kurumu’na başvurulabilir. Ardından da "koşulların değiştiği" gerekçesiyle Ankara Ticaret Mahkemeleri’ne başvuruda bulunarak, tedbiren haksız rekabetin durdurulması yoluyla amblemdeki Atakule figürünün durdurulması talep edilebilir. Şu anda avukatlık yapan Boran bakın ne dedi:
"Ticaret Kanunu rekabet kurallarına göre haksız rekabet olduğu iddiasıyla ticaret mahkemesinden tedbir yoluyla bu haksız rekabetin durdurulması istenebilir. Diğer alışveriş merkezleri Büyükşehir Belediyesi’nden de Atakule’nin, Ankara’nın simgesi sayılamayacağı, amblemde reklamının yapıldığı ve haksız rekabet gerekçesiyle amblemden çıkarılmasını isteyebilirler. Ret yanıtı üzerine de dava açılabilir."
AKSİ GÖRÜŞ
Yargı çevrelerindeki aksi görüş ise şöyle:
"Atakule aynı Fransa’daki tarihi Eyfel kulesi, Ankara keçisi gibi kentin tarihinde yer almış bir simge. Amblemde yeralmasının ticari bir yararı olduğu iddia edilemez. Böyle bir dava açmak mümkündür. Ama, artık kentin tarihsel simgelerinden biri olduğu için ’haksız rekabete yolaçmadığı" gerekçesiyle bu başvuru reddedilebilir."
Dava konusu yapılırsa, son sözü yargı söyleyecek...
Ankaralı tüketicinin zaferi
Geçen haftaki "Ayıplı elektriğe dava yolu" yazım üzerine onlarca mail ve soru geldi. Sorular bu konuda verilmiş bir örnek kararı olup olmadığı noktasında toplanıyor. Size iyi bir haberim var. Keçiören Tüketici Sorunları Hakem Heyeti’nin bu konuda üç ay öncesine ait bir örnek kararı var. Kalitesiz elektriği, Tüketiciyi Koruma Yasası kapsamında, "ayıplı hizmet" olarak değerlendiren hakem heyeti, tüketiciye talep ettiği tamir masrafının geri ödenmesi gerektiğine oybirliği ile karar vermiş. Hakem heyeti, yüksek voltaj yüzünden buzdolabı kartı ve uydu alıcısı yandığı için toplam 161.30 YTL tamir masrafı yapan tüketiciye bu paranın Başkent Elektrik Dağıtım A.Ş (BEDAŞ) tarafından geri ödenmesine hükmetmiş. Bakın bu örnek karar nasıl alındı:
Ankara’da yapılan kazı çalışma sonucu apartmanına yüksek voltajda elektirik verilen bir tüketicinin buzdolabı bozulurken, uydu alıcısı da yandı. Yetkili servislere buzdolabı kart değişimi ücreti olarak 120 YTL, uydu değişimi için 41.30 YTL tamir masrafı ödeyen ve arızanın yüksek voltajdan meydana geldiğini gösteren yazılı servis fişi de alan tüketici, hakem heyetine başvurdu. Tüketici, BEDAŞ’ın zararını tazmin etmesini talep etti. Red kararı üzerine hakem heyetine başvurdu. Heyette başvuruyu kabul etti. Karar ise özetle şöyle:
"Tüketici dilekçesi, ekleri, servis fişi faturası, hakem heyetince incelenmiştir. Elektrik voltajından kaynaklanan bir arıza nedeniyle buzdolu kart değişimi, uydu alıcısı yandığı yetkili servis tarafından değiştirildiği bunun dışında herhangi bir arızanın bulunmadığı ve halen çalışır durumda olduğu tespiti yapılmış olup, tüketicinin talebinin kabülüne. Tüketicinin voltaj yüksekliğinden dolayı bozulan parçaların buzdolabı ve uydu değişimi için ödemiş lduğu toplam 161.30 YTL’nin BEDAŞ tarafından tüketiciye geri ödenrmesi gerektiğine oybirliği ile karar verilmiştir"