Omega-3 desteği şart mı?

Evet! Çünkü beynimiz başta olmak üzere pek çok organımız için çok önemli. Fakat ne yazık ki yiyip içtiğimiz gıdalarda eskisi kadar omega-3 yok! Bu açığı kapatmanın yolu dışarıdan destek almak.

Haberin Devamı

Omega-3 yağları (EPA ve DHA) sağlığımız için çok önemli hatta olmazsa olmaz maddeler. Vücudumuzda üretilemedikleri için yiyeceklerle alınması zorunlu olan bu yaşamsal maddelerin bedenimize sürekli olarak kazandırılması gerekiyor. Hücrelerimiz bu iki elzem yağ asidinden fakir kaldığında sağlığımız bozulmaya başlıyor. Örneğin damarlarımız erken yaşlanıyor. Bellek gücümüz zayıflıyor, dizlerimiz kireçleniyor. Kalp ritmimizin bozulması, depresyon probleminin ortaya çıkması, görme keskinliğimizin azalması ve daha pek çok şey omega-3 yağlarının eksikliğinden kaynaklanıyor.
Beynimizin neredeyse üçte bire yakını bu iki yağ asidinden oluşuyor! Bu yağların eksikliği unutkanlıktan konsantrasyon azalmasına, depresyondan yorgunluğa sebep oluyor. Dahası, öğrenmeden zekâya kadar pek çok alanda çocukların yaşadığı problemlerin sebebi de EPA ve DHA yağlarının azlığı. Kısacası bu iki yağ asidine hepimizin mutlaka ama mutlaka ihtiyacı var ve onları ne yapıp edip bedenimize sokmak, hücrelerimize kazandırmak zorundayız.

Haberin Devamı

DOĞAL KAYNAKLAR YETERSİZ

Çocuk, erişkin ya da yaşlı fark etmiyor, özellikle şehirlerde yaşayan hazır, paketlenmiş, diyet ya da fast food ürünlerle beslenen hemen herkeste omega-3 eksikliği ortaya çıkıyor. Omega-3 yağlarından zengin besinleri, örneğin yağlı balıkları (lüfer, istavrit, hamsi), yeşil yapraklı sebzeleri (semizotu), yağlı tohumlar (özellikle keten tohumu) ve kuruyemişleri (ceviz) daha bol yerseniz bu ihtimal bir ölçüde azalabiliyor. Ancak ne yazık ki yiyip içtiğimiz gıdalarda eskisi kadar omega-3 yok! Bu açığı kapatmanın yolu destek almaktan geçiyor. İşte bunun için anne adaylarına DHA destekleri, bebek ya da ergenlere DHA ya da balık yağı kapsülleri, orta ve ileri yaştakilereyse DHA+EPA karışımlarıyla takviye yapmakta fayda olduğu kabul ediliyor.

BEN DE ÖNERİYORUM

Ben de aynı kanaatteyim. Bazı özel durumlar dışında imkanı olan herkese özellikle beslenme yanlışları yapanlara, trigliseridi yüksek, HDL kolesterolü düşük olanlara, eklem ağrılarından, bellek zayıflığından, damar sertliğinden, yorgunluktan yakınanlara bir omega-3 takviyesi almalarını öneriyorum.
Günlük omega-3 takviyesinin miktarınınsa kişiye ve o kişinin sağlık sorunlarına göre ayarlanması gerektiğini hatırlatıyorum. Pek çok hekim benimle aynı düşüncede olmalı ki şurup ya da kapsülle omega-3 desteklerinden faydalananların sayısı bizde de hızlı bir artış gösteriyor.

UNUTMAYIN

Haberin Devamı

Ne zaman destek gerekir?

- Hamileyseniz omega-3 desteği almanızda fayda var. Çünkü yeteri kadar omega-3 rezervine sahip olmayan annelerin erken doğum yapabildiği, bebeklerin zeka ve koordinasyon sorunu yaşayabileceği belirtiliyor. Hamilelerin omega-3 yağlarından özellikle DHA formundan faydalanmaları gerekiyor.
- Çok yüksek trigliserid düzeyleri özellikle çok düşük HDL kolesterol seviyeleriyle birlikteyse damar sertliği olasılığı ciddi biçimde yükseliyor. Bu kişiler yüksek dozda (günde üç-dört gram) omega-3 desteği aldığında trigliserid seviyesi düşüyor, HDL seviyeleriyse yükseliyor.
- 50’li yaşlarda veya daha önce kalp krizi geçirdiyseniz ya da bu yaşlarda kalp krizi geçiren birinci derece akrabanız varsa omega-3 destekleri muhtemel bir kalp krizinden korunmanıza yardım edebilir.
- Omega-3 desteği almanın yaşlılığa bağlı görme problemlerini azaltacağını, kalp ritim problemlerinizi erteleyebileceği, damar yaşınızı küçülterek daha genç ve elastik damarlara sahip olmanıza destek olacağını da bir kenara not edebilirsiniz.

ÖNEMLİ

Haberin Devamı

Alırken bunlara dikkat!

- Üretim koşulları önemli: İşte bu nedenle iyi ürün üretme şartı olarak bilinen GMP kurallarına uygun üretilmiş bir omega-3 satın alıp almadığınıza dikkat etmeli ve ürünün kutusunda böyle bir garanti yoksa o ürünü satın almamalısınız.
- Omega-3’ün kaynağı önemli: Ağır metallerle kirlenmiş balık yağlarından elde edilen omega-3’lerin içinde kurşun kadmiyum, cıva gibi toksik metaller bulunabiliyor. Bunların hepsi bedenimize girdiğinde zararlı olabilen, bizi zehirleyebilen maddeler. Ne yazık ki bazı omega-3 üreticileri kirli oldukları için ucuza satılan bu tür omega-3’leri hammadde olarak kullanabiliyorlar. Eğer hamileyseniz ya da çocuğunuz, bebeğiniz için kullanıyorsanız ağır metaller ciddi tehlikelere yol açabiliyor. Bu nedenle satın aldığınız ürünlerin ağır metal içermediğinin garantisini de aramalısınız.
- Üretim tekniği önemli: Soğuk pres yöntemiyle elde edilen omega-3’ler en değerli olanları. Bu teknikle üretilen omega-3’lerin aktif madde oranı daha yüksek. Satın alacağınız omega-3’ün soğuk baskı (ya da soğuk sıkım, cold press) yöntemiyle üretilip üretilmediğini araştırın.
- Balık yağı=omega-3 olmadığı bilinmeli: Omega-3 yağlarının balık yağı kapsüllerinin içinde de olduğu doğrudur ama bir balık yağı kapsülü çok az miktarda omega-3 içerebiliyor. Bunlar doğal olarak daha ucuza satılan ürünler. Satın aldığınız balık yağı kapsüllerinin miktarına değil, o kapsülün içerdiği toplam EPA+DHA miktarına dikkat edin.
- Krill adı verilen minik bir deniz canlısından elde edilen omega-3’ler daha temiz ve güvenli. Balıklardan, özellikle yabani somon yağından elde edilenler de tavsiye ediliyor. Balık karaciğerinden elde edilenlerde A ve D vitaminleri de var, bunlar da özel durumlarda tercih sebebi.

Yazarın Tüm Yazıları