Mutfakta devrim var!

Geçtiğimiz günlerde Eyüp Can, Hürriyet’teki köşesinde önemli bir konuya değindi.

Haberin Devamı

Can, “Erkekler için mutfak devrimi” başlıklı o yazıda erkeklere soruyordu: “En son ne zaman evde yemek pişirdiniz?”
Ben o soruyu azıcık değiştiriyor ve kadın, erkek, çocuk, genç fark etmeden hepinize soruyorum: “Evde en son ne zaman yemek yediniz?”
Modern yaşamın bizden çaldığı iyi şeylerden biri de güzelim ev sofraları. Artık ne eskisi gibi çorba ve salatayla başlayıp sulu tencere yemeğiyle süren ve tahin helva, muhallebi ya da sütlaçla biten o keyifli ev sofraları kuruluyor, ne de eskinin o doyumsuz masa başı sohbetleri, aile muhabbetleri yapılıyor.
Eyüp Can’ın tespiti de doğru. Türk erkeği bırakın yemek pişirmeyi, mutfağın önünden bile geçmiyor. O erkeklere ben de dâhilim. Ama gelin görün ki çoğu evde artık yemek bile pişmiyor, sofralar kurulmuyor.
Eyüp Can’ın yazısına konu olan yemek dünyasının yeni starı Jamie Oliver’in dediği gibi, evde mutfak keyfinden uzaklaştıkça -ev sofraları unutuldukça- içeride ve dışarıdaki sağlıksız beslenme kültürünün kucağına daha sık düşüyoruz.
Obezite dâhil birçok sağlık probleminin arkasında evde yemek pişirme alışkanlığını unutmamız var. Bu yüzden yeme içme alışkanlıklarımızı köklü biçimde değiştirecek bir ‘yemek devrimi’ yapmak gerekiyor ve Jamie Oliver’in dediği gibi “Devrime sınıftan ve mutfaktan başlamak lazım!”

NEDEN ÖNEMLİ?

Haberin Devamı

Çocuklarımızı geleceğin en önemli hastalıkları olan kanserlerden, kalp-damar hastalıklarından, şeker ve hipertansiyondan ve tabiî ki obeziteden, erken ergenlikten, ruhsal sorunlardan, madde bağımlılığı ve benzeri kötü alışkanlıklardan, alkolden, sigaradan korumak istiyorsak, bu devrimi en kısa sürede başlatmamız, bir taraftan okullarda “sağlıklı beslenme ve yemek pişirme” dersleri verirken diğer taraftan kadın ve erkekleri yeni bir sofra devrimi içine çekmemiz gerekiyor.
Bu kampanyaları özellikle obezite sorununu önlemek ve obeziteyle savaşı doğru bir stratejiye yerleştirebilmek için de başlatmak zorundayız.
Mutfak devrimini bir an önce başlatmalıyız. Ben kendi adıma önümüzdeki dönem bu devrimin en önemli aktivistlerinden biri olacağımı bugün bu köşeden ilan ediyorum. Mutfak devrimini 1 Ekim’de Kelebek’te başlatacağım. Hazır olun!

Reflünün tedavisi şart!

Haberin Devamı

Reflü sorunu, tedavisi zorunlu bir sağlık problemidir. Doğru ve yeterli tedavi edilmediğinde, yemek borusunun alt ucunda daralmaya, ülserlere, seyrek olarak da kansere yol açabilecek bazı dokusal değişimlere neden olabilir.
Tedavide antiasit ilaçlardan, asit salgılanmasını önleyen proton pompası baskılayıcılarından, mide hareketlerini artırıp boşalmayı kolaylaştıran yeni moleküllerden veya geriye kaçışa engel oluşturan ürünlerden yararlanabilirsiniz. Size en uygun tedaviyi doktorunuz planlayacaktır.
Cerrahî yöntemlerden sınırlı olarak yararlanılmaktadır. Cerrahî yöntemlerin yerini, daha kolay uygulanan yeni ve girişimsel yanı az yöntemler almıştır. “Endolumünal gastroplication” yöntemi, son zamanlarda en sık kullanılan yöntemlerdendir.

Haberin Devamı

Cinsel güçsüzlük tedavisinde kullanılan ilaçlar işitme kaybı yapabiliyor

Sertleşme sorunu olanların bir can simidi gibi sarıldıkları “sildenafil, tadalafil, vardenafil” gibi maddeleri içeren ilaçların ani işitme kaybı yapabileceği belirtiliyor.
Bu ilaçların görme sorunlarına, hatta geçici görme kayıplarına da neden olabilecekleri biliniyordu, yeni olgu bildirimleri şimdi de bu ilaçları kullananları bekleyen bir başka tehdidin daha altını çiziyor: Ani işitme kaybı!
Bu ilaçlarla birlikte ortaya çıkan ani işitme kaybına çoğu zaman kulak çınlaması, baş dönmesi, sersemlik gibi belirtiler de eşlik ediyor.
Anlaşılan, sertleşme sorununa çözüm arayan erkekleri yalnızca burun tıkanıklığı, göz kızarıklığı, çarpıntı gibi basit sorunlar değil, görme ve işitme kayıpları gibi can sıkıcı haberler de bekliyor.
Yine de size iyi bir haber verelim. Sertleşme bozukluğunun tedavisinde kullanılan ilaçlarla ortaya çıkan işitme kaybı çoğu zaman tek kulakta gelişiyor ve hastaların yüzde 30’unda kendiliğinden düzeliyor.

Haberin Devamı

Fibrokistik meme hastalığı neden oluyor?

Fibrokistik meme hastalığı, sık görülen sağlık sorunları arasında yer alıyor. Hastalığın nedeni tam olarak bilinmiyor ama östrojen hormonların ve genetik faktörlerin etkili olabildiği düşünülüyor.
Bu hastalığın kadınlarda, özellikle orta yaşı takiben çok sık görüldüğü biliniyor. Belirtileri genellikle meme muayenesi esnasında saptanan yumrular ve şişliklerden ibaret. Bazı kadınlarda memede büyüme, ağrı, hassasiyet de ortaya çıkabiliyor. Bu değişikliklerin özellikle adet döneminden 7-10 gün önce belirginleşmeye başlaması tipik bulunuyor.
Teşhis için fizik muayene, mamogram ve meme ultrasonografisinden yararlanılıyor. Hastalığın kesin bir tedavisi hâlâ bulunmuş değil. Belirtileri azaltmak için kahve, çay ve kafein içeren içeceklerden, çikolatadan uzak durmak tavsiye ediliyor. Ağrılı dönemlerde sıcak sular ve buz torbaları da yararlı olabiliyor.

Yağsız proteinleri tercih edin

Haberin Devamı

Hayvansal proteinler değerli besinlerdir. İnsan vücudu tarafından üretilemeyen, biyolojik değeri yüksek aminoasitlerin bazılarının tek kaynağı hayvan etleridir.
Hayvansal proteinlerin kusuru, birlikte taşıdıkları yağların, yani ete eşlik eden yağlı kısımların doymuş yağlardan zengin olmasıdır.
Doymuş yağların süratle kolesterole çevrildiği biliniyor. Bu sakıncayı azaltmanın yolu, yağsız kırmızı et yemekten, hatta kırmızı eti uzun süre kaynar suda haşlayarak tüketmekten geçiyor. Böyle yapıldığında, ette bulunan gözden kaçmış yağ parçaları da sıcak suda eriyerek yağı terk ediyor, kaynama suyuna karışıp suyun yüzeyinde birikiyor. Eti kaynatırken yüzeyde biriken bu zararlı yağları ayırmayı ihmal etmeyin.
Tavuk etinin göğüs bölümlerini tercih edin. Derisini mutlaka soyun. But ve diğer kısımlarını haşlayarak tüketin. Sütün yarım yağlı veya yağsız olanını, peynirin, yoğurdun yağı azaltılmış, kaymağı alınmış olanları tercih edin.
Az yağlı çökelek veya lor peynirini tercih edin. Kolesterol sorununuz yoksa yumurta yemekten korkmayın.

Yürümek kansere karşı koruyor

Düzenli yürüyüş yapmanın özellikle kalın bağırsak, meme ve prostat kanserlerine karşı güçlü bir koruma sağladığını düşündüren bulgular var.
Washington Üniversitesi’nde yapılan yeni bir çalışma, haftada bir saat yürüyüş yapmanın bile kalınbağırsak kanserine karşı etkili bir koruma sağlayabileceği gösterdi...

Tıbbi diyet nedir?

Kilo yönetimiyle uğraşan uzmanların soruna “salt beslenme” açısından yaklaşmamaları, Antik Yunan’daki o en eski ve en doğru felsefeye yeniden geri dönmeleri gerekiyor. “Diata” yani “diyet yapmak”, yiyip içtiklerinizi azaltmaktan daha fazla bir şeyi ifade ediyor: Bu “yeni, farklı ve sağlıklı bir yaşam tarzıdır”. Köklü, temelli değişimler ister. Tıbbi diyet kavramı, işte bu noktada devreye giriyor.
Beslenmek, aktif bir yaşam sürmek, yeme-içme davranışlarını medeni boyutlarda ama keyiften, lezzetten taviz vermeden sürdürmek öğrenilebilen bir beceridir. Bunun için yemek yemeyi yeniden öğrenmek, yemek yemeyi özel bir ritüel haline getirmek, yemek yenilen alanları, yemek sofralarını, sofra arkadaşlıklarını hoş sohbetlerle süslemek gerekiyor.
Yetmiyor, akıllı bir alışveriş planı oluşturmak, usta bir etiket okuyucusu olmak, dışarıda yemek yerken akıllı davranmak da isteniyor. Kilo alınmaya devam edilir ya da fazla kilolar verilemezse, sorunu tıbbi bir destekle çözmek gerekiyor.

Yazarın Tüm Yazıları