Kanser önlenebilir mi

Kanserden korunma stratejilerimizi yeniden ve dikkatle gözden geçirmemiz gerekiyor.

Haberin Devamı

Kansere yakalananların sayısı katlanarak artmaya devam ediyor. Bu kötü gidişi biz doktorlar da en az sizler kadar üzüntü ve endişeyle izliyoruz. Bize göre problemin patlama noktasına gelmesinin onlarca sebebi var.
Yaşam tarzı seçimlerimizdeki yanlışlar (özellikle beslenme hatalarımız ve tembelliğimiz, giderek büyüyen kilo sorunumuz), temiz ve sağlıklı bir çevrede yaşama şansımızın azalması, stres, depresyon ve benzeri ruhsal sorunların yaygınlaşması, alkol, sigara ve diğer yanlış alışkanlıkların tepe noktaya ulaşması, radyoaktif ve kimyasal kirlenme gibi nedenler en önemli faktörler.
Uzun süredir gündemde tuttuğumuz kanserden korunma stratejilerimizi yeniden ve dikkatle gözden geçirmemiz gerekiyor. Daha ilkokul sıralarında bu yönde bir eğitimin başlatılması, genel olarak da toplumun mümkün olduğu kadar yoğun bir şekilde bilinçlendirilmesi lazım.
Tabii bütün bunları yaparken bir kanser takıntısının, abartılmış bir kanser korkusunun da oluşturulmaması lazım. Ama bu konuda da “EĞİTİM ŞART!”
Kısacası pek çok kanser önlenebilir sağlık problemleri arasında yer alıyor.
Bana göre kanserin genetikle de ilgisi var ama bu ilgi zannedildiği kadar büyük bir bağlantı değil. Kanser daha ziyade yaşam tarzımızın yanlışları ve çevresel faktörlerdeki problemlerle ilgili bir konu.
İsterseniz bu konuda daha önce yazdıklarımıza yandaki kutularda yeniden bir göz atınız ve önümüzdeki dönemde neleri yapmanız ya da yapmamanız konusunda bir fikir oluşturmaya çalışınız.
(NOT: Kanser konusuna ilişkin tavsiyelerimiz yarın da sürecek.)

Haberin Devamı

KIRMIZI VE SİYAH

Birçok yiyecekte (kırmızı, mor, siyah meyveler, sebzeler) bulunan proantosiyanidin isimli antioksidanın da güçlü bir tümör savaşçısı olduğu biliniyor. Bitter çikolatanın da güçlü bir proantosiyanidin kaynağı olduğu hatırlatalım. Bitter çikolatanın kalorisi ne olacak diye bir soru aklınıza gelebilir. Bitter çikolata süt içermez ve yüzde 70’in üzerinde kakao ihtiva eder. Bu nedenle düşük kalorilidir. 20 gram gibi küçük bir miktarı bile çok az kalori kazanımı ile ihtiyaç duyulacak miktarda antioksidanı kazanmanıza yardımcı olur. Biz evimizde akşam saatlerinde bir bardak yeşil çay ve bir parça bitter çikolatayı haftada 2-3 gün keyifle içiyoruz.

Haberin Devamı

ANTİ KANSER MÖNÜLER

Haftada 2-3 gün kendinize lezzetli ve keyifli bir anti kanser tabağı hazırlayın. Bu tabaklarınıza zeytinyağı, tam tahıllı ekmek, bulgur, bakliyat (mercimek, nohut, fasulye) koymayı ihmal etmeyin. Balıktan asla vazgeçmeyin. Küçük ve taze balıkları seçin (yavru balıkları değil!).
Yumurtaya, süt ürünlerine ağırlık verin. Kırmızı eti haftada iki ile sınırlayın. Mümkünse bütün bu yiyeceklerin organik, en azından “güvenli ve doğal” olanlarını tercih edin. Sebzelere, özellikle zeytinyağlı sebzelere daha fazla yer verin.
Salata zenginliklerini ihmal etmeyin. Salatalarınıza, çorbanıza, yoğurdunuza maydanoz, kekik, sarımsak, soğan ve keten tohumu eklemeyi unutmayın.
Köri ve diğer doğal soslardan yararlanmayı düşünün. Zeytinyağını mutfağınızdan da, sofranızdan da eksik etmeyin.

Haberin Devamı

BUNLARDAN UZAK DURUN

Kanserden korunma veya kanserle mücadelede yapmamız ve yapmamamız gereken bazı beslenme davranışları var. Ailesinde kanser riski yüksek olan veya çevresel şartları, işi, mesleği ya da başka bir nedenle kansere yakalanma olasılığının yüksek olduğunu düşünen kişilerin uzak durması gereken besinler, daha sık yemesi gereken yiyecekler var.
Riskli kişilerin ve kanserli hastaların şekerden, beyaz undan, trans yağlardan, hidrojenize veya kısmen hidrojenize edilmiş margarinlerden (her margarin hidrojenizasyonla üretilmiyor), mısır özü, ayçiçeği, palmiye yağı, pamuk yağı gibi bitkisel yağların fazlasından, tarımsal ilaçlarla, hormonlarla kirlenmiş meyve ve sebzelerden, nitratla, arsenikle ve diğer çevresel kirleticilerle kirletilmiş sulardan uzak durması gerekiyor.
Kızartmalar özellikle cips ve benzeri ürünler (ülkemizde cips tüketiminin artması son derece düşündürücü ve üzücü bir gelişmedir), iyi koşullarda üretilmemiş, kötü yağlar kullanılmış fırın ve pastane ürünleri de uzak durulması gereken yiyecek ve içecekler.

Haberin Devamı

BUNLARI YAPIN

Eğer kanser riski yüksek biriyseniz, mümkün olduğu kadar güvenli besinler yiyip içmeye, doğal kalmış, kimyasallarla kirlenmemiş şeyler tüketmeye çalışmalısınız.
Yumurtanın, tavuğun, balığın, kırmızı etin doğal hatta mümkünse organik olanlarını yemeniz gerekiyor. İri ve yaşlı balıklar yerine temiz sularda büyümüş, genç balıklar yemeniz daha faydalı.
Süt ürünlerinin de organik olanlarını tercih etmenizde fayda var.
Zeytinyağının güçlü bir kanser savaşçısı olduğunu aklınızdan çıkarmamanız gerekiyor. Yağ tüketimini keten tohumu, fındık, ceviz ve diğer yağlarla da çeşitlendirmek faydalı olabiliyor.
Meyve sebzeleri iyi yıkayıp temizlemek, mümkünse organik olanlarını yemek daha güvenli bulunuyor. Alkolün fazlasından kaçınmak, sigaraya hiç el sürmemek şart.
Mümkünse doğal mineralli sular içmek gerekiyor. Pet şişelerdeki sulara da fazla güvenmemelisiniz.
Alışveriş yaparken tam tahıllardan doğal kahvaltı gevreklerinden, bulgurdan, bakliyattan taviz vermemeli, sebze ve meyveleri mutfaktan eksik etmemelisiniz. Lahana, karnabahar, soğan, sarımsak, yer elması, kereviz, ıspanak, maydanoz, pırasa, nane, kekik, fesleğen alışveriş çantanızda mutlaka yer almalı.
Mevsiminde üretilmiş taze meyvelerden en renkli ve en parlak olanlarını satın almaya çalışın.
Cevizin, fındığın, bademin güçlü birer kanser savaşçısı olduğunu unutmayın.
Üzüm, nar, portakal, greyfurt ve diğer meyvelerin taze sıkılmış sularından sık sık faydalanın. Kısacası besinlerle yapabileceğiniz pek çok faydalı değişim var.


Yazarın Tüm Yazıları