Paylaş
Tüm önlemlere, tıbbi gelişmelere rağmen kalpten ölümler bu yıl da açık ara önde... Peki biz kalp konusunda hangi tuzağa düşüyoruz? İşte bu tuzak ve bu tuzaktan kurtulma yolları...
Kalpten ölümler bu yıl da açık ara önde. Oysa son yıllarda birçok olumlu gelişme oldu. Kolesterol ilaçları kullanıldı, sigaraya karşı toplumsal kampanyalar düzenlendi, erken teşhiste başarılı çalışmalara imza atıldı. Peki, kalp krizleri veya kalp damar hastalığının başka tipleriyle hayata veda edenler neden sürekli artıyor?
Neden açık ve net: İNSÜLİN DİRENCİ! “Kötü beslenip az hareket ederek” HİPERİNSÜLİNEMİ tuzağına düştük, düşmeye de devam ediyoruz. Zira “insülin fazlalığı, insülin direnci, gizli diyabet ve şeker hastalığı” olarak bildiğimiz, “pankreasın aşırı insülin salgılaması, hücrelerin artan insüline direnç gösterip kapılarını kapatması” sonucu gelişen biyolojik süreçler damarlarımızın, özellikle de koroner arterlerin canına okuyor! Nedeni şu…
SEBEP: İNSÜLİN DİRENCİ
Hücrelerimizin enerji ihtiyaçlarını gidermek için glukoza/şekere ihtiyaçları var. Bunun için de insülinin şekeri hücre içine sokabilmesi lazım. İnsülin işini düzgün yapamazsa, glukoz -enerji kaynağı- hücrelere giremeyip kanda birikiyor, kanımızda insülin ve şeker artıyor, hücrelere giremediği için biriken şeker ve insülin de başımıza olmadık işler açıyor: İnsülin direncine bağlı reaktif hipoglisemi nöbetleri, kandaki fazla şekerin yağa dönüştürülmesi sonucu karaciğerin yağlanması, iç organlarımızın yağ depolamaya başlaması, göbeğin büyüyüp belin kalınlaşması, kanda artan trigliserid seviyeleri ile yağ dengesinin alt üst olması, kan ve dokularda ürik asit birikiminin başlaması, kan şekerinin yavaş yavaş yükselmeye başlaması bunlardan sadece bazıları.
Esas problem damarlarda. Kavganın büyüğü orada patlıyor. Kaos orada tavan yapıyor. Damar duvarında iltihaplanmayı –yangını- tetikleyip plak oluşturan, yani pıhtı oluşturup damarı tıkayan süreçler devreye giriyor. Neticesi de kalp krizleri ve kalpten ölümler oluyor.
PEKİ, NE YAPMALI?
Son yıllarda biz doktorlar insülin ve şeker yükselmeleri konusunda sizi uyarırken, eskisi gibi açlıkta insülinin 10, şekerin %110-120 rakamını geçmesini beklemiyoruz. Aksine, açlık insülininin 5’ten 10’a, açlık şekerinin 95’ten yüz, yüzden 105’e doğru hareketlendiği, üç aylık şeker ortalamasını gösteren hbA1c’ nin de %6’ya yaklaştığı durumlarda sizi hemen uyarma ihtiyacı duyuyor ve İNSÜLİN DİRENCİ ‘nin üzerinde çok duruyoruz. Zira insülin direnci kolesterol yüksekliği problemi kadar hatta daha da önemli bir kalp risk faktörü. Sık sık açlık krizleri yaşayan, uzun süre aç kalabilen ama yemeye başlayınca çiğnemeden yutan, bazen de freni patlamış gibi iştahını kontrol altında tutamayan biriyseniz; yedikçe acıktığınızı, ihtiyacınızdan çok yediğinizi ama buna rağmen doymadığınızı, kolay kilo alıp zor kilo verdiğinizi düşünüyorsanız; yemeklerden sonra kafa karışıklığı çekiyor, terliyor, uyukluyorsanız, genelde yorgun ve halsizseniz, geceleri terlemelerle uyanıyorsanız, bel çevreniz/boynunuz/enseniz/gıdınız sürekli genişliyorsa lütfen bir laboratuara gidip “insülin direnciniz”i kontrol ettirin.
HAPLARLA ZAYIFLANMAZ!
İnternette ve bazı gazete/TV reklamlarında adımı ve resmimi kullanarak pazarlanan OBESİ-STOP isimli ürünle ilgili olarak yasal haklarımı koruyan hukuksal süreçler başlatılmıştır. Diyet ve egzersiz yapmadan sadece hap yutarak kilo verdirdiği ileri sürülen bu ürünle benim ve Yaşasın Hayat Beslenme Enstitüsü’nün ilgisi yoktur. Bilginize sunulur.
Hesap çok basit
İnsülİn direncini belirlemek zor bir iş değil. Bir sabah gidip aç karna laboratuvara kan vereceksiniz. O kan örneğinde açlık kan şeker ve açlık insülin değerleriniz belirlenecek, şeker ve insülin rakamları birbirleriyle çarpılıp 405’e bölünecek. Hesap bu kadar basit. Eğer insülin direnciniz 2’nin üzerinde ise rafine karbonhidratlardan, undan, şekerden yana hafifletilmiş bir beslenme planı yapıp ekmeği ve şekeri kesin ve hemen o gün “aktif yaşam” planını harekete geçirin. En iyisi her gün düzenli olarak yürüyün. Fazla yağlarınızdan kurtulmayı, sağlıklı bir kilo aralığına inmeyi deneyin.
KÜÇÜK FARKLAR ÖNEMLİ SONUÇLAR
-Oyalanmak için kuruyemiş yerine su
-Atıştırırken meyve yerine sebze parçaları
-Unlu, yağlı kızartılmış tatlılar yerine sütlü tatlılar
-Her lokmayı on değil, en az yirmi defa çiğnemek
-Beş değil, on bin adımı hedeflemek
-Ekmek ve şekerden vazgeçmek
-Oturmayı bırakıp yürüyerek dinlenmek
-İki dakikası bile yeten ağırlık çalışmaları, şınav çekmeler
-Açık büfelerden uzak durmak
-Parti ve davetlere gitmeden önce evde bir şeyler atıştırmak
-Alkol yerine su veya soda içmek
-Akşam yemeklerini hafifletmek
-Yatağa “tok” değil, “aç” girmek.
BAŞARI NEDİR?
Hazırladığı “mutluluk reçetesi”ne mutlaka göz attığım E. Zelinski bu defa da “Başarı nedir?” sorusuna da cevap aramış, aklına en uygun tanımı da Waldo Emerson’da bulmuş. İşte o formül:
-Sık sık gülmek ve çok sevmektir.
-Yetişkinlerin saygısını, çocukların sevgisini kazanabilmektir.
-Dürüst eleştirmenlerin onayını alıp sahte dostların arkadan vurmalarına dayanabilmektir.
-Güzeli sevmektir.
-Herkeste en iyiyi bulmaktır.
-Karşılık beklemeden vermektir.
-Geride ister sağlıklı bir çocuk, temiz bir ruh, bir parça yeşil bahçe, ister iyi bir sosyal durum bırakarak dünyanın iyileşmesine hizmet etmektir.
-Gönlünce eğlenip gülmek, şarkı söylemektir.
Yeni bir liste
Hayat uzuyor. Muhtemelen anne- babanızdan uzun yaşayacaksınız. Kendinize iyi bakıp yaşlılığa iyi hazırlanmanız lazım. Hazırlık listenizi sadece “sağlık” alanı ile sınırlamayın, önünüzdeki yıllara farklı anlamlar katabilecek yeni bir “etkinlikler listesi” hazırlayın. Listenizi oluştururken şu önerileri dikkate alabilirsiniz.
1. Yeni bir egzersiz veya aktivite (tenis, golf, yüzme, doğa gezileri)
2. Yeni bir dil (Osmanlıca, İtalyanca, Çince, Rusça)
3. Yeni “kültür” veya “lezzet” turları
4. Yeni bir hobi (müzik veya resim dersleri, şiirler, kısa hikâyeler üretmek)
5. Meditasyon, yoga, pilates veya benzeri farklı bir aktivite
6. Yeni bir takıntı (yemek pişirmek, marangozluk, bahçe bakımı)
7. Yeni bir merak (balık tutmak, çiçekçilik, boyacılık)
8. Yeni bir eğlence (sinema, tiyatro, animasyonlar, konserler)
9. Yeni dostlar
10. Ruhsal yenilenme açılımları (umre seyahatleri, hac yolculukları, dualar, dini vecibelerde yoğunlaşma)
11. Yeni gruplar (poker, briç ekipleri, tavla turnuvaları)
12. Eski arkadaşlarla buluşmalar (okul arkadaşları, eski mahalle dostları ile yeniden birlikte olup eski günleri anmalar)
13. Şehri yeniden keşfetmek
14. Çocuk ve gençlerle daha çok vakit geçirmek
15. Eski kitap, gazete ve dergi koleksiyonlarını gözden geçirmek.
Paylaş