Her nodül kansere dönüşmez

Tiroid nodülleri özellikle kadınların gereksiz yere korkulu rüyası.

Haberin Devamı

Tiroid bezinde belirlenen her nodül, tabii ki ciddiye alınmalı ama sorunu büyütüp telaşa kapılmak yanlışlıklara yol açabiliyor.

NODÜL NEDıR

Tiroid bezinde belirlenen, sınırları belli, yapısı farklı oluşumlara “nodül” deniyor. Nodül, tiroid bezinin herhangi bir yerinde yer alan, şekli farklı “yumru” yapısında bir oluşumdan başka bir şey değil. Tiroid hastalıkları bizde çok yaygın. Tiroid nodülleri ise sanıldığından çok daha sık saptanan oluşumlar. Özellikle ultrasonografi gibi uygulanması kolay, tehlikesi neredeyse sıfır, ucuz ve güvenli bir tanı cihazının kullanımın yaygınlaşması, nodüllü hastaların artmasının bence en önemli nedeni.
Tıbbi yönden nodülü önemli hale getiren iki temel nokta var. Bunlardan biri nodülün kanser olasılığı taşıması, diğeri de kanınızdaki tiroid hormonu düzeyi üzerine etki yapması, yani hipertiroidiye neden olması...
Bazı tiroid nodülleri kanser habercisi olsalar da bu sadece bir olasılık ve bu olasılığı çok fazla büyütmenin anlamı yok. Tiroid bezinde belirlenen nodül adını verdiğimiz bu kitlelerin başka organlardaki nodüllerden ciddi bir farkı da yok.
Mamografi ile memede belirlenen nodüllerin 4’te 1’inde kanser olasılığı var, tiroid bezinde belirlenen nodüllerde ise bu oran çok daha az ve en iyi ihtimalle yüzde 5-10 kadar. Kötü ihtimalle eğer nodül tekse ve soğuk ise bu ihtimal yüzde 25’e kadar yükseliyor.

BıR şÜPHELı GıBı ıZLENMELı Mı

Haberin Devamı

Yine de prensip olarak bir nodül, masum olduğu yani halen bir kanser hücresi taşımadığı veya yakın gelecekte kansere dönüşmeyeceği anlaşılmadığı sürece masum olsa bile hep “şüpheli”dir. Her nodülün mutlaka kansere dönüşmeyeceğini bilmek lazım ama her nodülün iyi niyetli olmadığını da unutmamak şart.
Yani bir nodülün takip süreçlerini sadece tahminlerle yürütmek de, hastaları olur olmaz korkular içine sokmak da, işi hafiften almak da doğru yaklaşımlar değil. Yapılması gerekeni yapmak yeterli oluyor.

DOKTORLAR NE YAPIYOR

Doktorlar, elle kontrolde ya da ultrasonografik incelemede bir nodülle karşılaştıklarında, nodülün büyüklüğü, sayısı ve içeriğini belirlemeye çalışırlar. Örneğin 1 cm’den büyük olan nodüller genellikle ciddi düzeyde sabıkalı olarak kabul edilir. Nodülün içinde hücre sıvı veya kireç oturması farklı anlamlara gelir. Bir nodülün kanser olması için ille büyük olması gerekmez.
Yakın zamana kadar nodüllerin fonksiyon açısından takibi için 4 tipinin olduğu kabul ediliyordu. Aktivitesi az veya hiç olmayan nodüllere “hipoaktif” veya “soğuk nodül”, aktivitesi yüksek nodüllere “hiperaktif” veya “sıcak nodül” deniyordu. Normal aktivite gösterenler ise “ılık nodül” olarak kabul ediliyordu. Bu üç tip nodülden özellikle soğuk olanlarda kanser riskinin daha yüksek olduğu bilinmektedir.

D vitamini ve folik asit almam gerekiyor mu

Eğer yaşınız 60’ı geçtiyse, bu soruyu “evet” diye yanıtla-yabiliriz. Takvim yaşınız 60 üzerinde ise ya her gün 10-15 dakika güneşte kalın ya da günde 400 ünite kadar D vitamini desteği kullanın. Biz bu desteğe ek olarak her gün 25 mikrogram kadar B12 vitamin, 46 mg. kadar B6 vitamin ve 200-400 mikrogram kadar folik asidi de almanızı tavsiye ediyoruz. Eğer düzenli ve dengeli beslenen biriyseniz yukarıdaki dozlar size yetecektir.

Sarmısak: Efsane mi gerçek mi

Sarmısak, zengin bir vitamin (ABC) ve mineral deposudur. ıçinde bulunan kükürtlü bileşikler ona pek sevilmeyen bir koku verse de aynı maddeler onun sağlık yararını da maksimuma çıkarır. Bu maddeler sarmısağa kanserojenlerle mücadele ve mikropları öldürme gücü de veriyor. Midede bulunan ve ülsere hatta kansere yol açan helikobakteri pilori isimli mikrop, sarmısak yiyenlerde daha yavaş çoğalıyor, üremesi azalıyor. Yararlarından daha çok faydalanmak istiyorsanız çiğ olarak yemeniz tavsiye ediliyor.

Yazarın Tüm Yazıları