Kulağınızı şöyle bir kabartın: "Romatizma" sözcüğünün eskisinden daha sık kullanıldığını fark edeceksiniz.
Romatizmal sorunların ortak tıbbi ismi "artrit"dir ve"eklem iltihabı"anlamına gelir. Eklemin kıkırdak yapısı, iç bağları, dış bağları, destek dokusu ve kemiklerinde meydana gelen her türlü problemi bu sözcüğün içine yerleştirebilirsiniz. Artrit’in nedeni bazen mikrobik iltihaplanmalar, çarpmalar, burkmalar, gut hastalığındaki gibi metabolik sorunlar, bazen de yaşlanmanın getirdiği doğal aşınmalardır.
Bunlara ek olarak bir başka neden daha var. Artrit, -romatizma- sorunuyla uğraşanların artmasının başlıca nedeni odur: Kilo fazlalığı ve şişmanlık sorunu. Eklemleriniz sizin 20-25 yaşlardaki kilonuza göre tasarlanmıştır. Eğer siz onların üzerine 20-30 kiloluk bir fazlalık yüklerseniz zamanla bu yüke isyan etmeleri doğaldır.
30 yaşında 55 kilo iken şimdilerde 80’den 70’e inmeye çalışan hastamın diz eklemlerindeki ağrılar da bundan kaynaklanıyordu. Henüz 50 yaşındaydı. Bir yandan menopoz ateşleri, terlemeleri, uyku problemleri, diğer yandan hergün biraz daha canını sıkan diz ağrıları ile boğuşuyordu. Şimdiye kadar kullanmadığı ağrı kesici ilaç veya anti-romatizmal ürün kalmamıştı. İlaçları kullanırken biraz hafifleyen ağrıları, bırakınca yeniden başlıyordu. Neredeyse on yıldan bu yana artrit sorunu vardı ama sorununun aslında fazla kilolarıyla bağlantılı olduğunu bilmiyordu!
KİLO KONTROLÜ ŞART
Kilo problemine bağlı eklem hasarları, günümüzün en önemli sorunlarından biridir. Kilo fazlalığı, yaşlanma sürecinin doğal eklem hasarlarını hızlandırıp şiddetlendirmektedir. Eğer fazla kilolu veya şişman biri iseniz eklemlerinizin yakın bir gelecekte size bağırıp çağırmaya başlayacağından kuşku duymayın. Böyle bir probleminiz varsa tedavide en köklü çözümün kilo kaybı ile sağlanabileceğini kesinlikle unutmayın. Fazla kilolarınızı verin, eklemlerinize nefes aldırın!
Cilt yaşlanmasını yavaşlatan bir formül
Bize göre ağız yoluyla cildi destekleme programlarında bulunması gereken dört temel besin desteği var: CLA (konjuge linolenik asit), ALA (alfa lipoik asit), Co-Q10 (koenzim Q10) ve ALA (asetil L-karnitin). Bu desteklerin ne süre ve dozda kullanılacağı uzmanlık gerektiriyor. Kürleri hastaların yaşları, cinsleri, riskleri, çevresel yaşlanma faktörleri ile temas süreleri ve genetik hikayelerine göre planlıyoruz. Bu ana oyunculara zaman zaman GLA, Üzüm Çekirdeği Özütleri ve Omega3 kapsüllerini de ekliyoruz.
Her cildin ihtiyacı, sorunları ve riskleri farklıdır. Her cilt özeldir ve destek tedavisi kişiye özel planlanmalıdır. Destek tedavileri süresince beslenmeye de gereken özen gösterilmelidir. Bu tedavilerden daha iyi sonuç almak istiyorsanız dışarıdan uyguladığınız ürünlerin de iyi planlanması şarttır.
Egzersiz yapmamak için bahane aramayın
Egzersize başlamak için yaşınızın, kilonuzun, cinsiyetinizin ya da işinizin asla bir bahane oluşturamayacağını bilmelisiniz. Egzersiz için yaşamınızda yapacağınız değişiklikler zannettiğinizden daha kolaydır. Bizim önerimiz; her gün ortalama 45-50 dakika süreyle hayatınıza fiziksel aktivite eklemek konusunda kendinize bir söz vererek işe başlamanızdır. Önemli olan sizin bu kararı bir an önce vermeniz, kararınızın arkasında yeterince ve samimi olarak durmanızdır. Eğer iş programınız çok yoğunsa, her gün için sadece 45-50 dakikanızı alacak egzersizi küçük zaman dilimlerine bölerek de yerine getirebilirsiniz.
Örneğin; germe egzersizlerini iş yerinizde herhangi bir zaman boşluğunda yapabilir, aerobik egzersizlerinizi öğle yemeği aralarında yürüyerek tamamlayabilir, direnç egzersizlerinizi akşam yemeği ile yatmadan önceki bir zaman aralığında evinizde şınav, mekik, ağırlık kaldırma gibi çalışmalarla gerçekleştirebilirsiniz.
Bütün sorun yaşam boyu sürecek bu önemli karar için gerekli motivasyonu kazanmanız ve kararınızın arkasında her ne olursa olsun durmanızdadır. Günlük yaşamınızda 40-50 dakikalık bir süreden çok daha fazlasını gün boyunca giyinip kuşanmak, tembellik yapıp uzanmak, televizyon seyretmek veya arkadaşlarınızla sohbet etmek için harcamaktasınız. Genç, orta yaşlı veya yaşlı olun fark etmez. Hangi yaşta olursanız olun egzersize başladığınızda yararını görürsünüz. Düzenli ve iyi planlanmış egzersizden yararlanmak için hiçbir yaş asla geç değildir. Önemli olan sürekli yapabileceğiniz, size angarya değil keyif veren, arzu ederek tekrarlayabileceğiniz hayatınıza renk katan bir aktiviteyi seçmenizdir. n Egzersiz uzmanı Özcan Kızıltaş
Kilo travmasından korunmak için
"Kilo fazlalığına bağlı eklem problemleri ile mücadeleye yararlı olabilecek doğal destekler var mı?" diye soruyorsanız yanıtımız "evet" olacaktır. Bu köşede daha önce de yazdık bir kez daha tekrarlayalım: Günde 1500 miligram civarında Glukozamin Sülfat, 10 gram civarında Kollajen Hidrozilatı (C-H Alpha, Othomol, Artro gibi ürünlerde mevcuttur) ve Same’den faydalanmanız mümkündür.
Bel fıtığı nedir
Omurgamızı oluşturan her bir kemik arasında disk dediğimiz yapılar bulunmaktadır. Bu diskler ince, uzunca yapılardır ve kemikler arasında bir yastık görevi yaparlar. Bazı kişilerde, çoğunlukla orta yaş grubundakilerde, diskte zayıflama ya da küçük bir yırtık oluşur. Bu durumda disk içeriği dışarı taşar ve "fıtıklaşma" dediğimiz tablo ortaya çıkar. Bu durum eğer bel bölgesindeki omurlarda oluşursa "bel fıtığı" olarak adlandırıyoruz. Fıtıklaşan disk yakınındaki sinire baskı yaparsa, hastada nörolojik şikayetler gelişmektedir.
NE TÜR YAKINMALAR OLUR
- Bel ve bacak ağrısı. Ağrı öksürmekle, hapşırmakla artarken, dinlenmekle azalabilir.
- Yakınmaların olduğu taraftaki bacakta duyu kaybı-uyuşukluk.
- Yakınmaların olduğu tarafta güç kaybı.
- Ağır vakalarda idrar ve dışkılama fonksiyonlarında bozulma eklenebilir.
TEDAVİ YÖNTEMLERİ NELERDİR
Bel fıtığı tanısı konan vakaların büyük bölümünde cerrahi dışı tedaviler yeterli olmaktadır. Hastalara istirahat ve ağrıyı azaltıcı ilaçlar-kas gevşeticileri de içeren ilaçla tedavi yöntemleri önerilmektedir. Yanıt alınamıyorsa, ya da hastada ilerleyici nörolojik bulgular mevcutsa cerrahi tedaviler düşünülmelidir.
Yazın daha kolay diyet yapılır diye düşünüyordum, ancak kilo vermekte daha fazla zorlandım. Daha az yiyorum ama kilo veremiyorum. Gözden kaçan nedir?
Yazın diyet yapmak
zor mu, kolay mı
Genel bir yargıdır yazın daha kolay kilo vermek. Daha fazla su içilir, daha fazla sebze ve meyve ağırlıklı beslenilir. Peki neden kilo vermek zorlaşır. İşte diyetinizi zorlaştıran ve bozan dört neden:
1) Yaz vakti salata zamanı: Daha önceki yazılarımızda da belirttiğimiz gibi öğünü sadece salata ile geçirmek ve sadece salata ile geçirildiği sanılan öğünde 600 kaloriye yakın enerji almak diyetiniz için gizli sabotajdır. Kalori bakımından zengin yiyeceklerle (mayonez, zeytin, mısır, zeytinyağı) desteklenmiş etli bir salata kilo kaybınızı engelleyen bir etken olabilir.
2) Susuzluğunuzu dinlerken: Artan sıcak hava ile birlikte vücudunuzu su kaybına karşı korumak için tüketilen buzlu meyve suları diyetinize sizin tahmininizden daha fazla kalori katacaktır. Suyun yerini hiçbir şeyle değiştirmeyin.
3) Sosisli mi tavuklu mu: Sahilde geçirilen vakitlerde öğle öğünlerinde ekmek arası bir şeyler atıştırmak diyetinizi bozmasın. Tercihinizi 250 kalorilik sosisli bir sandviç yerine (mayonez ilavesi hariç) 180 kalorilik tavuklu bir burgerden yana yapmak diyetinizi koruyacaktır.
4) Şekerli köpüklü kahveler: Kışın soğukta içinizi ısıtan şekerli, kalorili kahveler yazın buzla yine sahnede. Ara öğün niyetine tükettiğiniz bu buzlu kahveli bolca kremalı içecekler 300 kaloriden az değildir. Soğuk bir şeyler içmek isterseniz az yağlı, buz gibi bir bardak süte 1 çay kaşığı kakao atmaya ne dersiniz?
Kilo alamadığım için doktora gittim. Tüm tahlillerim temiz çıktı. Doktorum çok az yediğimi söyledi. Ama iştahımda sorun yok. Kilo almamı kolaylaştıracak önerileriniz var mı?
Kilo aldıran
lezzetli tarifler
Tahlillerinizin iyi çıkması, hekiminizin de sizi uyardığı gibi, günlük aldığınız kalori ile ilgili bir sorun olduğunu gösteriyor. Biraz daha fazla sabır, gayret, istekle bu sorunu çözmeniz gerekiyor. Gün boyunca harcadığınız enerjiden daha fazlasını yiyecek ve içeceklerle sağlamanız halinde kilo artışı başlayacaktır. Sevdiğiniz yiyeceklerle işe başlayabilirsiniz. 3 ana öğünü düzenli bir şekilde ayarladıktan sonra, iştahınızı çok kapatmayacak ara öğünlerle de günlük kalori artışını artırabiliriz.
Kahvaltıyı zenginleştirmek için;
Sadece peynir ekmek ile geçiştirmeyin. 1 kalın dilim peynir, biraz zeytin, haşlanmış veya omlet şeklinde bir yumurta, yanına domates, salatalık, biber ve üzerine biraz zeytinyağı ve iştah açmak için bol baharat... Çok tahıllı ekmek... Domatesin üzerine dilerseniz 2-3 adet ceviz de ekleyebilirsiniz. Bir miktar bal veya pekmez de tatlı severler için kahvaltının vazgeçilmezlerinden olabilir. (Devam edecek...)