Paylaş
B12 vitamini kan yapımında da beyin-sinir sistemi fonksiyonlarında da bedene destek takımının adeta “golcüsü”, “iş bitiricisi”, kısacası maçın kaderini tayin edicisidir. Eğer yeteri kadar B12’niz yoksa kan hücrelerinizin oksijen taşıma kapasitesi azalır. Oksijensizlik enerji üretimini azaltacağından yorgun, bitkin düşmek kaçınılmazdır.
B12’niz eksikse beyniniz yeteri kadar asetil kolin üretemez. Dolayısıyla öğrendiklerine odaklanma, öğrenme ve bellek gücünden yeterice yararlanma şansınız azalır.
B12’niz eksikse beyin hücreleriniz uyarı üretme fonksiyonlarını yerine getiremez. Beyninizden çıkan uyarılar kaslarınıza, kaslarınızdan alınan duygular beyninize rahatça iletilemez. Sonuçta dengeniz bozulur, başınız döner, olur olmaz zamanlarda düşmeye başlarsınız. Kas gücünüz ciddi biçimde azalır. Kendinizi adeta pili bitmiş bir oyuncak gibi hareketsiz, isteksiz, beceriksiz bulursunuz.
NE YAPMALI
B12 eksikliği kolay oluşmaz. Kolay oluşmaz, çünkü karaciğerinizdeki B12 dokusu en az iki yıl size yetebilir. İşte bu nedenle, B12 eksikliği çaktırmadan, sessiz ve derinden gelişir.
B12 noksanlığına bağlı unutkanlık/hafıza bozukluğu ya da megolablastik anemi (ya da kansızlık) belirtilerinin başlıcaları, yorgunluk, halsizlik, bitkinlik, el ayak uyuşmaları, karıncalanmaları, kas güçsüzlükleri, denge bozuklukları, baş dönmeleri, odaklanma zorlukları, kafa karmaşası, uyku sorunlarıdır.
SORUN NE?
B12 noksanlığı son yıllarda daha sık görülen bir sorundur. Çünkü hem B12 zengini yiyecekleri daha az yiyoruz (et, tavuk, balık, süt ürünleri) hem de B12 emilimini bozacak ilaçları gereksiz ve sık kullanıyoruz. (antiasitler, reflü ilaçları, antibiyotikler, metformin gibi) Ya da yanlış yere vejetaryenlik peşinde koşuyoruz.
Eğer pilinizin yavaş yavaş zayıflamaya başladığını düşünüyorsanız bir laboratuvara uğrayıp B12 vitamini seviyenizin ölçülmesini isteyin. Laboratuvar raporundaki rakam 500’ün hele hele 300’ün altındaysa pilinizi yeniden şarj etmenizin tek çaresinin B12 takviyesi olduğunu unutmayın.
AKLINIZDA OLSUN
Gülmek kalbe ilaç kadar yararlı
Son 10 yılda yapılan yüzlerce araştırma korku, endişe, kıskançlık, öfke gibi kötü duyguların kalbe bir zehir gibi sızdığını gösterdi.
Gülmek bu kötü duyguların etkilerini azaltan en güçlü ilaçlardan biri. Gülen, pozitif düşünen insanlarda kalp problemlerine daha seyrek rastlanıyor.
DYT. NİLÜFER BAYRAM
Paylaş