Resmen kendini kovdurdu

◊ Oyunculuğundan çok sosyal medyasından savurduğu hakaretlerle nasıl gündeme gelir biri? İlginizi çekiyorsa, Petekkaya’yı takip edin.
◊ Bir kişi etrafındakileri nasıl kısa sürede mutsuz eder?
Düşünüyor ama işin içinden çıkamıyorsanız, Erkan Bey’i inceleyin.
“Kırmızı Oda” dizisinde iyi işler yapıyordu Erkan Petekkaya. Ama diziye veda etti. Şaşırdık mı? Hayır.
Çok iyi biliyorum ki eğer Petekkaya o son skandalına imza atmasaydı, yeni sezonda da “Kırmızı Oda” kadrosunda olmaya devam edecekti.
Ama sosyal medya hesabından sağa sola hakaretler yağdırınca dizide ipi çekildi.
Peki tüm bu olan biten sonrasında kim kazandı, kim kaybetti?
Erkan Petekkaya’nın kaybettiğine yemin edebilirim ama henüz kanıtlayamam...
Bekleyip görelim...

Daha çok aşı fotoğrafı lazım

İlk başlarda kızıyordum aşı olurken fotoğraf paylaşanlara.
Ama zamanla bu durumun gerekliliğini anladım.
Neden biliyor musunuz?
◊ Halen çevremde aşı hakkı olup da aşıdan kaçanlar var.
◊ Halen aşıyla vücuda çip yerleştirildiğine inananlar var.
◊ “Sahneler açılsın, ilk konserimden önce aşımı yaptırım” diye şuursuzca konuşan arkadaşlarım var.
◊ “Dur bir bekle, bir diziyle anlaşayım, sete başlamadan söz olacağım aşımı” lakırtısı edenler var.
◊ “Antikorluyum” yalanına sığınıp “aşı olmayacağım” diyenler var.
O yüzden bol bol aşı fotoğrafı paylaşın.
Belki yüzleri kızarır da aşı olmaya karar verirler!

Büyük yazar ruhsal sıkıntıda

Orhan Pamuk, hafta içinde magazincilerin röportaj isteklerini “psikolojik olarak zor durumdayım” diye geri çevirdi. Aslında ilk başta kulağa bahane gibi gelse de...
Haklı sanırım Pamuk.
Çünkü aynı diyalog sırasında çelişkili cevapları var Orhan Pamuk’un...
İlk başta “sizinle konuşmayacağım çünkü siz olayı magazinleştiriyorsunuz” diyor. Zaten bu beyin yakan bir cevap. “Onlar magazinci Orhan Bey. Elbet magazinleştirecekler olayı. Ne olsun isterdiniz ki başka?”
Sonra da muhabirlere “psikolojik olarak zor durumdayım” demiş.
Orhan Pamuk, eğer 1-2 cümle kurup, sohbet etseydi bir ‘win-win’ durumu olacaktı.
Ama bu söylediği birbirinden anlamsız sözlerden sonra işler değişti. Ne diyeyim ki...
Orhan Pamuk’a bile bunu yapan hayat...

Güvenli tatil istekleri arttı

Turizm sektörü için haziran ayı can sıkıcı geçti.
Ama temmuz ve ağustos ayında çok talep var tatil bölgelerine.
İzmir, Antalya, Muğla uzun zaman sonra nefes alacak. Ama hiçbir şey eskisi gibi değil.
Çünkü pandemi, tatilcilerin alışkanlıklarını da değiştirdi.
Divan Otel Türkbükü Genel Müdürü Savaş Türkay ile konuştum. Onlar kış dönemini tadilatla geçirmişler.
Otelin odaları baştan aşağı yenilenmiş.
Ortak alanlar ‘pandemi’ şartlarına göre düzenlenmiş.
Zaten rezervasyon için arayanların yarısından fazlası ‘ne önlem aldınız’ sorusuyla konuşmalarına başlıyormuş.
Ama şöyle bir düşününce, kapanma dönemlerini kim ‘Divan’ gibi geçirdi sorusu geldi aklıma.
Zaman yok demeyin vardı...
Fırsat bulamadık hiç demeyin çünkü fazlasıyla fırsatınız oldu.
Şu süreci müşteriye olan saygısından ‘yenilenerek’ geçiren oteller meyvelerini bu sezon sonuna kadar toplayacak.
Baksanıza, bazı misafirler özel şezlong ve günlerce dışarı çıkmayacakları geniş odalar istiyormuş.
Odaya hiç temizlik çalışanı girmeme şartı da cabası.
Bunların hepsi otellere göre makul istekler. Çünkü onlar bu sene her şeyi dozunda sunmaya çalışıyor.
Lüks mü? Dozunda...
Eğlence mi? Dozunda...
Sessizlik mi? Dozunda...

Seda Sayan gibi...

 ◊ Önce deyip sonra demedim dersen...
◊ “Aaa aslında ben onu demeyecektim ya” diye savunma yaparsan...
◊ “Konuşma diliyle yazı dili farklı. Bak şimdi işin aslı...” diye çok bilmişlik sergilersen...
◊ İftira atmakla yanlış açıklamayı karıştırırsan...
Yani Seda Sayan gibi yaparsan, ne güvenilirliğin kalır ne inandırıcılığın.