Paylaş
İlk erikler gelmeye başlamış.
Ben sosyal medyada gördüm bu fiyat etiketini.
Yeşil eriğin kilosuna 999 lira 50 kuruş yazmışlar.
Zaten yaz gelirken bir lahmacun konuşuyoruz bir de erik.
Ama erik, her güzel şey gibi kısa sürüyor...
Daha doyamadan geçiyor mevsimi.
Ne yani bunu kabullenip, “bitmeden yemek lazım” deyip kilosuna bin lira mı ödeyeceğiz?
Çok saçma.
Şu sıralar evlenen bir dostunuz olursa, siz de götürüp 2 kilo erik takarsanız kim ne diyebilir mesela?
Resmen çeyrek altın fiyatı...
Birileri bizimle dalga geçiyor...
Ama kim henüz bulamadık...
Biz yapsak deli derler
Brooklyn Beckham, Nicola Peltz ile evlendikten sonra kafayı sıyırdı.
Önce sosyal medya hesabında ismini Nicola’nın kocası olarak değiştirdi, sonra kimliğinde yazması için karısının soyadını aldı.
Yetmedi, vücuduna karısına adadığı 40’tan fazla dövme yaptırdı.
Eşinin gözleri, isminin baş harfi, düğün yemini, eşinin büyükannesinin adı vesaire...
Eşi ‘a’ diyor koşuyor dövmeciye, ‘b’ diyor koşuyor dövmeciye.
Şimdi çıtayı biraz daha yukarıya taşımış Beckham ve koluna Nicola’nın portresini çizdirmiş.
Yahu pes be adam!
Bir sakin ol be kardeşim, bir dur...
Allah esirgesin en ufak bir ayrılık durumunda kendinle baş başa kalma şansın yok senin. Unutamazsın sen bu kızı. Boşanmayı falan hiç saymıyorum.
Yanarsın sen.
Komple vücudunu kazıtman gerekir.
Seni üzmüşler belli
Genç bir kız Nihat Hatipoğlu’na soruyor, “Hocam, sevip de sevilmemenin, umut verip yarı yolda bırakmanın günahı nedir” diye...
Önce şaşırdı Nihat Hoca ve özetle “Günahtır. Zaten bir iki görüşmeyle karşınızdakinin karakterini anlarsınız, anlamalısın” yanıtını verdi. Hocam o karakter analizi günümüzde çok kolay değil.
Karşındakinin karakterini analiz ettikten sonra pes etmek de günah bence...
İnsan biraz mücadele eder, değiştirmeye, törpülemeye, kötülüklerden arındırmaya çalışır.
Ha olmadı mı, tamam o zaman bırak gitsin o ayrı. Soruyu soran kızcağıza gelince.
Yazık, üzülmüş hem de çok...
Bir teselli aramak için de Nihat Hoca’ya soruyor...
Bence bu cevaptan sonra içi ferahlamıştır.
Benim önerim, çok fazla düşünme böyle şeyleri, takma...
Sen de söz ver, sen de yapma...
Ya da bu saatten sonra her söz verene inanma...
Vallahi beklentisiz yaşayınca hayat daha güzel.
Ya da bir önerim daha var...
Bak, Yeni Zelanda hükümeti yeni bir karar açıkladı.
Sevgilisinden ayrılan gençlere travmalarını atlatmaları için 3 yıl içinde 4 milyon dolar harcamayı planlıyormuş yönetim.
İyi fikir...
Yerinde sayanlara inat
Edis “Bana mı?” adını verdiği yeni şarkısını çıkardı...
Ben övgüden çok eleştiri gördüm sağda solda.
Acele etti çünkü dinleyiciler.
Hatta ilk dinlediğim zaman ben de aynı tepkileri verdim, hemen kulağıma oturmadı şarkı...
Edis yeni bir şeyler deniyor çok belli.
Alışık olduğu düzende gitmiyor ve risk alıyor.
O yüzden şarkı alışık olduğumuz Edis’in bir tık dışında.
Ama sadece bir tık...
Zamanla, dinledikçe, tekrar tekrar başa aldıkça da seviyorsunuz “Bana mı?”yı...
Yerinde sayanlara inat ben Edis’in bu çabasını destekliyorum.
Enerji Pac-man’leri
Pac-man oyununu hatırlayanlar vardır. Çocukken hepimiz en az bir tur oynamışızdır. Canavarlardan kaçarak labirent içindeki hedefleri yediğimiz bir oyundu.Günümüzde de enerji Pac-man’leri var.
Emiyorlar enerjilerimizi.
Hep olumsuz konuşuyor, yapamazsın edemezsin diyorlar.
Negatifliği bastıkça basıyorlar üzerimize.Şarkı çıkaracaksın ‘tutmaz’ diyor, film yapacaksın ‘seyredilmez’ diyor, yazı yazacaksın ‘okunmaz’ diyor, işe başlayacaksın ‘yapamazsın’ diyor.
Vallahi neler yaşadık şu kısa dönemde.
Hiç ihtiyaç yok negatif insanlara.
‘Sürekli enerji veren, size destek olan, sen yapamazsan kim yapacak yürü be!’ diyen insanlar olsun etrafınızda.
Paylaş