E resmen ‘araklamışsın’ Çağatay

Çağatay Ulusoy’un yaratıcı yapımcılığını ve başrolünü üstlendiği ‘Kağıttan Hayatlar’ beni fazlasıyla tatmin etmişti aslında. Sonra kafamı bir şeyler kurcaladı ve dost tavsiyesi ile Umut Evirgen’in yazıp yönettiği ‘Ben Bir Denizim’ filmini seyrettim.

Haberin Devamı

AMAN TANRIM!
‘Kağıttan Hayatlar’da kağıt toplayan genç Mehmet’in hikayesi anlatılıyor.
‘Ben Bir Denizim’ filminde de ne tesadüftür ki kağıt toplayan genç Deniz’in hikayesi var.
Hatta bir kez daha ‘ne tesadüftür ki’ kağıt toplayıcılarının gün sonunda uğradıkları depo, ‘Kağıttan Hayatlar’da da, ‘Ben Bir Denizim’de de sık sık gösteriliyor.
Kağıt toplama araçlarıyla yarışma sahneleri, dükkan dekorları, filmin geçtiği mekanlar, kasadan para alınması...
Gibi gibi gibi...

E resmen ‘araklamışsın’ Çağatay

‘Kağıttan Hayatlar’ filminde, ‘Ben Bir Denizim’ ile benzer çok fazla sahne ve karakter var.
Belli ki Umut Evirgen’in filminden biraz fazla ‘esinlenmiş’ Çağatay Ulusoy.
Bu kadar da olmaz dedirtecek kadar ‘esinlenmiş’ hatta.
Evirgen ile Ulusoy’un arasının bozuk olduğu son zamanlarda konuşuluyordu.
Meğer küsme nedenleri bu filmmiş.
Çağatay Ulusoy’a ‘benim senaryomu çaldın’ diye sitem etmiş Evirgen.

E resmen ‘araklamışsın’ Çağatay

‘Ben Bir Denizim’ festival filmiydi. Öyle milyonlara falan ulaşmadı yani. Bu da Çağatay Ulusoy ve yapım ekibini çok rahatlatmış. Muhtemelen senaryo toplantısında şu diyaloglar geçmiştir;
◊ Kağıt toplama arabaları mı... Hmmm. Yarıştır abi bir şey olmaz.
◊ Dekor mu? Yapıştır abi kimse anlamaz.
◊ Yahu bu depo sahnesi ‘Ben Bir Denizim’de de çok sık vardı? Ne yapsak? Olsun abi, sen bırak o filmi. Yaz yaz yaz.
Kimse kusura bakmasın ama bunun adı artık esinlenmek de olmuyor.
Sektörde ‘araklamak’ deniyor bunun adına.
Özgün olmamız gerek derken şu olanlara bakın.

E resmen ‘araklamışsın’ Çağatay

Eyyy Çağatay Ulusoy...
◊ Neden en yakın arkadaşının senaryosuna ‘öykündün’?
◊ Neden böyle bir projeye dahil oldun?
◊ Haydi dahil oldun. Yaratıcı yapımcılık görevin var neden birkaç sahneyi değiştirmedin?
◊ Oysa ne güzel oynamıştın filmde.
Gerek var mıydı böyle kafa karıştırıcı işlere?

Haberin Devamı

Balat’ın yenileri

Yıllar olmuştur Balat sokaklarında kaybolmayalı.
Geçen hafta dayanamadım ve yanıma bir arkadaşımı alıp sokak sokak gezdim.
Yaşıyor Balat.
İnsanlar mutlu orada.
Çocuklar gibi bir kafeden çıkıp diğerine giriyor Balat’ın ziyaretçileri.
Antika dükkanları, mezatçılar hatta leblebi tozu satan dükkanlar bile var Balat’ta.
İlk uğradığım yer ‘Popstel’ adındaki yeni mekan oldu.
Çok duymuştum ismini, gitmeden olmaz dedim.
Rezervasyonsuz gitmek gibi bir düşünceniz olmasın çünkü yer bulamazsınız.
Otel yapılması düşünülen bir binanın en üst katındaki kafenin taze kruvasanları ve kahvaltısı meşhur. Misafirleri ise genelde yabancı turistler.
Popstel’in fotoğraf çekmeden duramayacağınız bir terası var. Hatta profesyonel fotoğrafçılar sık sık mekana uğrayıp fotoğraf çekip çıkıyorlar.
Bir tarafta Meryem Ana Kanlı Kilise diğer tarafta Haliç’in manzarası var Popstel’de. Tek eksikleri demleme çaylarının olmaması.
***
Neyse...
Dedim ya, yeniyim ben Balat sokaklarında. Nereye gideceğimi bilmiyorum.
Oraya mı buraya mı derken ‘leblebi tozu ve gazoz’ yazısını gördüm.
Hemen oturdum.
‘Ağustos Cafe Antika’ adlı mekanda eski gazozlardan sipariş ederek leblebi tozu yeme şansınız var. Eskiler bilir leblebi tozu vazgeçilmezimizdir.
“Kalkayım da biraz dolaşayım” dediğiniz anda kendinizi yeni bir kafede buluyorsunuz.
Sayısız ‘otur-kalk, çay iç - kahve iç’ten sonra akşam saatlerinde anca çıkabildim Balat’tan.
İlk boş vaktiniz de zaman ayırıp gezin Balat sokaklarını. Hiç pişman olmayacaksınız.

Haberin Devamı

Zoru başarmış bir girişimci

Çok iddialı gelmişti bana ‘etin en iyisi’ ismi. Son aylarda ‘çiftlikten sofranıza’ sloganıyla sayısız marka çıkınca, ‘bu işin tadı kaçıyor mu’ diye düşünmeye başlamıştım. Kaçmıyormuş tadı falan. Aksine rekabet iyice kızışmış...
‘Etin en iyisi’ markasının kurucusu Şef Sidar Budak yeme içme dünyasının eski isimlerinden. Vatandaşın internet üzerinden ‘taze ve sağlıklı ete’ ulaşmasını sağlayan markasını kurmuş.
Hayvanların çiftlikteki her aşaması takip edilince, yedikleri, içtikleri kontrol altında tutulunca bu soframıza gelen etlere de yansıyor.Alternatif çok ama ben ‘burger’lerine bayıldım.

E resmen ‘araklamışsın’ Çağatay

Yazarın Tüm Yazıları