Orkun Ün

Bir süredir merak ettiğim bir yerdi Zeytinburnu. Belediyeyi yöneten başkan Ömer Arısoy olunca ayrı bir ilgimi çekmişti. Hafta içi kısa bir sohbete gittim yanına.20 yıldır aktif siyasetin içinde olan Arısoy’a, kültür bakan yardımcılığı görevini özleyip özlemediğini, Fişekhane gibi bir etkinlik alanına nasıl baktığını ve son dönemde çok gündem olan sokak hayvanları konusunu sordum.

Kazlıçeşme Sanat yeni bir oluşum mu?

- Biz uzun zamandır bunun için çalışıyoruz. Eski belediye binamız artık bir kültür sanat alanı. Burayı bir kültür alanı yapmak için çalışırken mozaikler bulduk. Arkeologlara onları inceletirken karşımıza lahitler çıktı bu sefer. Lahitin içinde de bizleri şaşkına çeviren bir şeyle karşılaştık.

Neydi o şaşkına çeviren sizleri?

- İlk Zeytinburnulu hemşehrilerimizi bulduk, daha ne olsun. Kısa süre sonra Kazlıçeşme Sanat bir yaşam alanı haline gelecek. Kafesi, restoranı, kütüphanesi ve müzesiyle Türkiye’nin her yerinden ziyaretçi akınına uğrayacak burası

Bir de Fişekhane’niz var sizin...

- Fişekhane Zeytinburnu için bir değerdir. Böyle bir değerin semtimize kazandırılması önemliydi. Kısa süre sonra Fişekhane ile Kazlıçeşme Sanat alanının bütünleştiğini göreceksiniz. Konserler olsun, festivaller düzenlensin, yeme içme alanlarının sayısı artsın. Bundan memnuniyet duyarız. Kimsenin eğlencesine de asla karışmayız.

ARAPÇA TABELA YASAK

Fenerbahçe’nin Jose Sosa adında bir futbolcusu var. Fakat o futbolundan çok gece hayatındaki aktifliğiyle konuşuluyor.

Attığı goller, oynadığı futbol falan değil gündemde olan...

Düzenli olarak gece hayatındaki dedikoduları gündeme geliyor.

Çok yakından biliyorum, Sosa’yı kendine ‘influencer’ diyenler avuçlarına almış ve o parti senin bu parti benim gezdiriyor.

İşin en ilginç yanı, tüm bunlara rağmen Sosa halen Fenerbahçe gibi büyük bir kulübün oyuncusu.

Ya Fenerbahçe bırakacaktı Sosa’yı bu dönemde ya eşi...

Eşi bırakmış. Futbolcuyu terk edip ülkesine dönmüş. Bir kariyer biterken aynen bunlar olur... Çember yavaş yavaş daralır. Sosa’nın çemberi daralıyor. Biz Sosa’nın adını herkesle duyduk ama eşiyle mutlu bir pozunu göremedik.

Yeni ünlü olmuş isimlerle partilerde yakınlaştığını seyrettik ama eşiyle bir partide eğlenirken seyredemedik.

Son günlerde

İşletmeler geçen sene müşteri kabul etmemiş, yılbaşı gecesini herkes evinde geçirmişti. Bu sene için özel hazırlık yapıldı, çoğu mekanın rezervasyonları doldu. Şöyle bir dönemde yeni yılı kapalı mekanlarda, kalabalık bir ortamda karşılayacak kadar ‘cesur’ olanlar kimler, o ayrı bir konu.

Neyse...

Bunca mekan arasında bir tanesi dikkatimi çekti. Duyarlı hareketiyle aklımın bir ucuna not ettim onları.

Çünkü o mekan para kazanma hırsına kaptırmamış kendini, müşteri sağlığını ön plana çekmiş.

Fotoğrafta gördüğünüz bu ilan, geçen akşam çıktı karşıma.

Kuruçeşme’deki Korto İstanbul, müşterilerine açık açık bir uyarı yaptı.

“PCR testi yaptırıp gelmezseniz kapıda testinizi biz yapacağız. 10 dakikada sonuçlanacak hızlı testi beklerken sizlere sıcak şarap ikram edeceğiz” dediler.

İşte budur!

Bunun nedeni ise son zamanlarda Covid falan umursamadan ortalıkta dolaşan tipler.

Restoranda yemek yeriz, o sırada masanın altından bir miyav sesi... Soframızda ne var ne yoksa paylaşırız.

◊ Kafede arkadaş sohbetindeyiz... Hemen yan sandalyede sana bakan bir çift göz. Gerekli samimiyeti kurarsa sonrasında zaten kucağında... Sohbete onun çene altını severek devam ederiz.

◊ Gece müzik dinlemeye gittik. Tam çıkıp taksi bekleyecekken, yerde patilerini çenesinin altına sıkıştırıp soğuktan titreyen bir köpek. Diz çöküp başlarız başını okşamaya.

◊ Gidenler bilir, Bebek Otel’in terasında oturur, bir de çerez söylerseniz, hemen o çerezin asıl müdavimleri gelir masaya. Güvercinler... Kovma şansın sıfıra yakındır, zaten kovmak da istemezsin. Onlarla beraber izlersin İstanbul’u.

YANİ...

◊ Evet Avrupa’da sokaklarda bu kadar kedi köpek göremezsin...

◊ Amerika’nın parklarında sahipsiz köpekler, kaldırımlarında da kediler yoktur...

AMA...

◊

Hindi seviyorsanız ve sonrasında bana kalmadı demek istemiyorsanız bugün ‘hindi siparişi’ günü.

Şimdi barınak ziyaretinin tam zamanı. İlçenizdeki barınaklara gidip kontrol edin ve can dostlarımıza orada yalnız olmadıklarını hissettirin.

Anne-bebek eğitim portalı olan ‘Beybida.com’ hafta sonu bir festival düzenledi. Kaçırmış olanlar ‘beybida.com’a girerek anne-bebek eğitimi hakkında faydalı bilgiler edinebilir.

Kış terapisi ile mevsime yenilenerek, tazelenerek ve vücudunuza iyi bakarak girebilirsiniz... ‘Six Senses Spa Kaplankaya’ özel programlar hazırladı. Planlarınıza dahil edin.

Alice Müzikali geri dönüyor arkadaşlar! Biletleri şimdiden satışa çıktı. Biliyorsunuz erken tükeniyor bu oyunun biletleri o yüzden erken davranmak en doğrusu.

Yılbaşı için Kurabiye Evi yapmak ister msiniz? Bugün 15.00’te EKS Mutfak Akademisi’nde workshop var. Biletleri biletix’te.

Sabahattin Ali’nin ölümsüz eseri Kürk Mantolu Madonna bu akşam sahnede olacak. Kadıköy Halk Eğitim Merkezi’ndeki oyun saat 20.00’de başlıyor.

“The Matrix Resurrections” vizyona girdi. Bugün kalabalık olmayan bir saatte izleyebilirsiniz.

 

Herkes eteğindeki taşları döksün...

Çünkü yılın son haftasında başlayan polemikler kalıcı olmaya adaydır.

Mesela İrem Derici, geçen gün şu sözlerle birini hedef aldı:

“Adamın parasıyla konser yap, kendi reklamını yaptır, hit olmayan şarkını yılın hit’i diye gazla... İkrah” dedi...

“Birini” hedef aldı dedim ama o isim iddiaya göre Tuğba Yurt.

“Tam da o isim Tuğba mı? İrem kimi hedef aldı?” tartışmaları alevlendiği sırada bir haber okudum...

Şuydu başlığı:

“Tuğba Yurt şarkılarıyla yine gündemde. İrem Derici, Tuğba’yı kıskandı mı?”

Ama işte kızcağız tam da bu yüzden “ikrah” yani “tiksindim” diyor.

2022 Astroşifa Ajandası çıktı. Aygül Aydın ve Ender Saraç’ın yazdığı ajanda tüm sorularınıza yıl boyu cevap verecek.

“Tatil” (The Holiday) adlı 2006 yapımı filmi yeni yıl haftasında seyredin. Başrollerini Kate Winslet ve Cameron Diaz’ın paylaştığı film tekrar izleyince bile keyif verenlerden.

Timur Selçuk şarkılarının, bale sanatçısı olan kızı Mercan Selçuk koreografisiyle yorumlandığı modern eser “Babamın Şarkıları” bu akşam Caddebostan Kültür Merkezi’nde. Bu gösteriyi seyredin derim.

Çağdaş Türk tasarımcılarının eserleri, lezzet, sanat ve eğlencenin bir arada bulunduğu “Designers iconic Look Festivali” Fişekhane’de başladı. Hafta boyu sürecek festivale katılın.

Okuyucuya gizemli bir yolculuğa çıkartan, Ayça Warner’ın yazdığı “Sakın Günlüğümü Okuma” raflarda yerini aldı. Keyifli kitabı bugün satın alabilirsiniz.

İstanbul’un tarihini keşfedin. Bugünün adresi “Şerefiye Sarnıcı” olsun. Hatta böyle mekanlar için düzenlenen turlara da katılabilirsiniz.

Dönem “Christmas Market” dönemi. Ücretsiz olanlardan birine gidip, yeni yıl alışverişi yapın.

1987 yılında Londra’da Türklerin bulunduğu bir gazinoda sahneye çıkıyor Bergen. Orada şu cümleler çıkıyor ağzından; “Ben Fidayda da Ankaralım’ı bile söylesem nafile... Herkes eli yanağında, gözleri yaşlı beni dinliyor, insanları bir türlü eğlendiremiyorum.”

Hayatının özeti bu işte Bergen’in... O yüzden ‘acıların kadını’ dendi ona. Aslına bakarsanız kimsenin de ondan eğlenceli şarkı beklentisi yoktu. Onu dinlemeye gden herkes, girdikleri kapıdan harabe bir halde çıkacağını biliyordu ve bunu göze alıyordu.
Yaşadığı talihsizlikler ve hayatını alan o erkek müsveddesi hiçbir zaman peşini bırakmadı Bergen’in...
Farah Zeynep Abdullah’ın Bergen’i canlandırdığı filmin tanıtımını seyrettim.

O kısa tanıtımda çok güzel detaylara yer vermişler.
Mesela kezzap yüzünden bir gözü yanan Bergen’in göz bandını simlemesine...
Yine kezzap yüzünden omuzları büyük yaralarla kaplı olan sanatçının o yaraları çok şık bir kollukla kapatmasına.