Yılın son polemiği mi?

Herkes eteğindeki taşları döksün...

Haberin Devamı

Çünkü yılın son haftasında başlayan polemikler kalıcı olmaya adaydır.

Mesela İrem Derici, geçen gün şu sözlerle birini hedef aldı:

“Adamın parasıyla konser yap, kendi reklamını yaptır, hit olmayan şarkını yılın hit’i diye gazla... İkrah” dedi...

Birini” hedef aldı dedim ama o isim iddiaya göre Tuğba Yurt.

“Tam da o isim Tuğba mı? İrem kimi hedef aldı?” tartışmaları alevlendiği sırada bir haber okudum...

Şuydu başlığı:

Tuğba Yurt şarkılarıyla yine gündemde. İrem Derici, Tuğba’yı kıskandı mı?

Ama işte kızcağız tam da bu yüzden “ikrah” yani “tiksindim” diyor.

Siz neyini anlamadınız da şimdi çıkıp bu açıklamaların üzerine bu haberi yapıyorsunuz?

Siz bu başlığı attıktan sonra kim haklı kim haksız tartışmalarına farkında olmadan nokta koyuyorsunuz.Sektörün acilen şunu anlaması gerekiyor...

Haberin Devamı

Kendi reklamını yapmak, kendi markanı pazarlamak bu işin olmazsa olmazı ama fazla reklam göz çıkartır.

Abartırsanız hemen fark edilirsiniz.

Ve gün gelir o reklamlarda sizi kurtarmaz.

Ben kraliçeyim, en iyi ben okurum, üstüme yoktur sözlerinin son kullanım tarihi vardır.

Tıpkı Hande Yener’in söylediği gibi hayranlarınız bile bir gün çıkarlar ve “Bana şarkı ver şarkı... İyi şarkı istiyorum artık” derler...

Söyleyeceklerim bu kadar.

Ayrılığa dair

Bir aşk bittiği zaman, “Benim aşka inancım kalmadı hiç” ile “Sen de benim hatalarımdan birisin” şarkısını mesken tutanlar vardır.

“Aşka inancım kalmadı” diyenler...

Bir şeyler yaşadık ama olduramadık...

Aslında iyi gidiyorduk fakat dış güçler mani oldu...

Ona saygım halen sonsuz kapım sonuna kadar açık...

Tekrar denemem diyemem, neden olmasın, der aslında...

“Sen de benim hatalarımdan birisin” diyenler...

Vaktimi boşa harcamışım...

Beni hiç sevmemiş, kandırılmışım...

Bunca zaman ‘katlandım’ dışarıdan göründüğü gibi değildi hiçbir şey...

Aldatıldım, derler.

Şimdi Demet Özdemir ile Oğuzhan Koç’un yine ayrıldığı konuşuluyor. Yine diyorum çünkü onlar son dönemin haklarında en çok ayrılık dedikodusu çıkan çiftiydi.

İddialar gerçek gibi duruyor bu kez.

Ve gerçekse merak ediyorum, daha 3 hafta önce Altın Kelebek Ödül Töreni’nde çok mutlu gözüken çift şimdi bu iki şarkıdan hangisini mesken edinecek?

Haberin Devamı

Sonraki hayatlarında kendini bulan şarkılar

Elimizde bir hazine var. O hazinenin adı ‘Türk müziği’. İyi avcılar o hazinenin en özel parçalarını bulup çıkarıyor. Günün sonunda da ortaya ben bu şarkıyı daha önce nasıl duymamışım dedirten ‘cover’lar çıkıyor.

Instagram’da sıkı takip ettiğim ‘Popbizde’ sayfasında bir haber gördüm dün.

“Şarkıların cover yapılmasını ve güncel müziklerle dinleyiciyle buluşturulmasını doğru buluyor musunuz?” diye sormuşlar.

Hemen cevap vereyim...

◊ İyi ‘hazine avcıları’nın elinden ve zihninden çıkan cover’ların hastasıyız.

◊ Ben onlara bir sonraki hayatlarında kendini bulan şarkılar diyorum.

Mesela Sakiler...

Grup, Pinhani’den aldığı “Dünyadan Uzak” şarkısını nasıl da iyi yorumladı. Şimdi sokağa çıkıp sorsak şarkı kimin diye? Sakiler cevabını alırız.

Haberin Devamı

Hemen sonrasında Seksendört isimli grubun “Ölürüm Hasretinle” şarkısını, nasıl da tarihin tozlu sayfalarından gün yüzüne çıkardılar?

Sorsak vatandaşa o mu bu mu diye? Alacağımız cevap belli.

Yani şarkı çıkartayım, meşhur olayım, iki gece kulübünde sahneye çıkayım diye değil gerçekten sesine uygun bir şarkıyı seçenleri, hissederek okuyanları desteklemek gerekiyor.

Çünkü bazı şarkılar gerçekten ikinci hatta üçüncü hayatlarında kendini buluyor.

Sanatta çıtayı yükseltmek

Aleyna Tilki ile görüntülenen Haldun Demirhisar “aşk yok, hedefim sanatta çıtayı yukarı taşımak” demiş.

Eğer olur da gecenin bir vakti bir ünlüyle yakalanırsanız asla kurulmaması gereken cümleler arasına bunu mutlaka not edelim.

Çünkü sonrasında sorarlar...

Haberin Devamı

Hangi sanat ekolünü temsil ediyorsunuz?

Hangi alandaki çalışmalarınızı yukarı taşımak istiyorsunuz?

Yıllar yıllar sonra hangi sanat eseriniz gün yüzüne çıkacak?

İlahi Haldun Bey...

Böyle giderse siz de magazin tarihine adınızı yazdıracaksınız.

Yarım saat nedir ki Bülent Hanım

İstanbul’daki taksi sorununun son kurbanı Bülent Ersoy oldu. Nişantaşı’na giden Ersoy alışveriş merkezi çıkışında yarım saat taksi beklemiş. Bulamayınca da koparmış yaygarayı...

Sizin o beklediğiniz yarım saat son bir senedir İstanbullular için çerez, çerez...

Bizler oturduğumuz mekandan kalkmadan yarım saat önce taksi çağırmaya başlıyoruz.

O süre içinde en az 15 taksici gideceğimiz yeri beğenmediği için çağrıyı iptal ediyor.

Haberin Devamı

Sonra pes edip dışarı çıkıyoruz. İndir kaldır elimizde derman kalmıyor artık. Biraz yürüyelim, ileriden bulurum diye diye, bakıyoruz ki evimize gelmişiz.

Yani İstanbullular için taksiye binmek son bir senedir zaten piyangodan orta halli bir ikramiye çıkması kadar mutlu edici bir şey.

Hoş geldiniz aramızda Bülent Hanım.

Bakırköy’ün hastane çilesi

Üstteki fotoğrafı perşembe günü Bakırköy’de çektim. Bu yol Bakırköy’deki Acıbadem Hastanesi’ne giden tek yol.

Benim fotoğrafı çektiğim yerle hastane arasındaki mesafe taş çatlasın 400 metre.

Peki benim hastaneye gittiğim süre ne kadar?

Maalesef 45 dakika.

Yol gitmiyor.

Gram ilerlemiyor.

Ambulans gelse geçemiyor.

Acile gitmeniz gerekse geçmiş olsun.

Nedeni ne?

Sahi nedeni ne Bakırköy Belediyesi?

Benim gördüğüm yolun kenarına park eden iki koca hafriyat kamyonu mu?

Kaldırım yapıyoruz bahanesiyle sırtını duvara yaslayıp etrafı seyreden işçiler mi?

Asla park yapılmaması gereken yere 2 sıra park eden arabalar mı?

Hastaneye giden tek yolun her gün her saat tıkalı olmasının sebebi ne?

 

Yazarın Tüm Yazıları