Paylaş
Tamam hakkıdır her türlü eleştiriyi yapabilir.
Fakat Burcu son klibinde gitmiş Gülşen’in kostümünün aynısını giymiş.
Ya demezler mi insana bu ne perhiz bu ne lahana turşusu diye. Çoğu tartışmanın özeti bu olay.
Bizler maalesef böyleyiz işte.
Eleştirir ama yaparız, beğenmez gibi davranırız aslında içimiz gider çaktırmayız, ben olmalıydım orada diye iç geçirirken hakaret etmeyi ihmal etmeyiz.
Aşağıya çekmek bir maharettir, biz de çok iyi yaparız.
Ben Burcu’nun yerinde olsam giymezdim.
Haydi diyelim giydim sonra ettik bir laf ezildik altında derdim...
Ama bir dakika ya, durun durun.
Gündeme gelmek istersem giyerdim kıyafeti. Ve bilirdim ki millet konuşacak nasıl olsa... Evet ya bakın çözdük büyük oyunu.
Neşemiz yerine gelsin
İstanbul Taksiciler Esnaf Odası Başkanı açıklama yapmış.
Demiş ki “hizmet veremeyecek duruma geldik, yüzde 100 oranında zam lazım.”
Ahahaha...
Şu taksicilerin derdi bizim meşhur ‘Ali Cabbar’ın derdinden büyük cidden.
Ali Cabbar görse kendi derdini bırakıp taksicilere üzülür o derece.
Ya İstanbul’da taksi mi var da hizmet veremeyecek duruma geliyorsunuz?
Yüzde 100 zam ne demek, ne hakla istiyorsunuz mesela?
İstanbul’un parlayan yüzü mü oldunuz, hak mı ettiniz de haberimiz yok?
Benim bildiğim hizmet veremeyecek duruma gelmek için önce hizmet etmek gerekiyor?
Valla olur da verirlerse yüzde 100 zam falan ben işi gücü bırakıp taksiciliğe geçerim net söyleyeyim.
Çünkü hiçbir şey yapmadan sürekli sızlanan, sızlanıp para kazanan, üzerine zam alan tek meslek grubu var İstanbul’da...
Bulursanız tutun
◊ Kendince azıcık daha iyisini bulunca sizi satmayacak insanlar bulun...
◊ Aradaki 100 liralık farka sizi harcamayacak...
◊ Sizi barter anlaşması olarak görmeyecek..
◊ Amaçları uğruna üzerinize basmayacak, temiz insanlar...
◊ Hesabı kitabı olmayanlar...
◊ Arkanızdan iş çevirmeyecek...
◊ Sırtınızı rahatça yaslayabileceğiniz, size kendini tamamen emanet edecek insanlar...
Pes! Yazdıklarıma bir baktım da ‘kim kaybetmiş biz bulacağız’ lafının karşılığı olmuş resmen.
Haklısınız. Ama siz yine de not edin. Bu kriterleri sağlayanlar olursa tutun bırakmayın.
Alma verme dengesi
Her masanın konusu değil mi bu?
Duymuşsunuzdur daha önce...
Biri mutlaka çıkar elini masaya vurur, omuzlarını sağa yatırır ve der ki “Alma verme dengesi kardeşim. Alma verme dengesi mühim mevzu.”
Doğru, mühim mevzu.
Maddiyat değil illa kasıt.
◊ İnsan (hadi sevdiği kadar olmasa da) sevilmeyi.
◊ Değer verdiği kadar değer görmeyi.
◊ Düşündüğü kadar saygı duyulmayı ve gösterdiği sadakatin aynısını ister...
Bu saygı ve sadakat en önemlileri ama en az olanları maalesef.
Yok işte kalmadı.
Biz çoktan ‘veren, düşünen, seven, üzerine titreyen insanın’ günün sonunda yuhalandığı döneme geçtik. Hesaplı kitaplı ilişkiler etrafı sardığı için.
Vermediğin anda gözden çıkarmaya, daha iyisini bulma heyecanıyla üzerine basmaya çalışanlar olduğu için. Evet evet tam da bu. “Çok da takma bu denge işini dediğim” oluyor.
Bir daha olursa bir bilene danışacağım. Mesela ilişkilere bakış açısını beğendiğim sosyal medya starı arkadaşım Meriç Keskin’e. Evet ya... Neden daha önce sormadım ki.
Hadi be oradan
Ben çok zorlandım ama olayı çözdüm.
Kafanız karışmasın size şöyle anlatayım...
Furkan Andıç, Dilan Çiçek Deniz’in eski sevgilisi...
Dilan ise şu anda Mert Yazıcoğlu’yla birlikte.
İşin ilginci Mert’le Furkan eski arkadaşmış.
İşin daha ilginci, halen araları bozulmamış ve geçtiğimiz gün bir etkinlikte yan yana gelip fotoğraf çektirmişler.
Eski sevgilimin yeni sevgilisiyle (üstelik o adam da benim arkadaşım) yan yana geleceğim, bir de fotoğraf çektirip paylaşacağım öyle mi?
Pes kardeşim.
Bu ne rahatlık.
Paylaş