Kendinde ne eksikse en çok ondan söz edersin.
Çok inanıyorum bu söze ben.
Bakın işte “ahlak ahlak” diye ekranda bağıranlar mesela...
“Aldatılmaz, ihanet bizde yoktur” diye ahkâm kesenler örneğin...
“Dans etme! Dans etmek ayıp” diyenler hatta...
Bazı tartışmalarla gündeme gelmek falan...
Ama siz emin olun, söyledikleri, savundukları hayatları yaşayamaz hiçbiri.
Yaşamıyorlar daha doğrusu.
Bir süredir kayak merkezlerindeki menü fiyatları dolaşıyor internette. Kahve, çay ve yemek fiyatlarına şaşıranları görüyorum. En son Uludağ’dan bir paylaşım geldi: Bir fincan kahve 200, tatlı 550, et yemeği ise 3 bin 700 liraymış.
Şöyle yapıyor bu işletmeler...
Kış sezonu da tıpkı yaz sezonu gibi kısa olduğu için “Ne tutturursak kâr” diyorlar ve fiyatları üçe, beşe katlıyorlar.
Sonunda böyle hesaplar çıkıyor ortaya.
İstanbul gibi pahalı bir şehirde bile 100 liraya içeceğiniz kahveyi orada 200 liraya, 600-700 liraya yiyeceğiniz et yemeğini orada 3 bin 700 liraya bu yüzden yiyorsunuz.
Eskiden işletmelere hak veriyordum, “Onca kiraları, personel giderleri var, mecburen zam yapacaklar” diyordum ama şimdi görüyorum ki abarttıkça abartıyor bazıları.
O yüzden bu işe bir standart getirilmeli.
Önce Seymenler Derneği ayaklandı. “İnci Taneleri” dizisi için “Bu dizi yayından kalksın” dediler.
Sonra başkaları çıktı ortalığa...
En son Popstar Mehtap çıktı ve Dilber dansı yapan Gülşen’e falan “hiç utanmıyor musunuz, ayıp... Bunların hepsini alıp bir pavyona koymak biraz çalıştırmak lazım” dedi.
Yapmayın be...
Yetti bu gereksiz hassasiyet, yok yere duyar kasmalar, 2-3 gün konuşulmak için saçmalamalar.
Bir dans kötü örnek olmaz merak etmeyin. Aksine insanları birleştirir, güldürür, eğlendirir, tartıştırır... Bir masa etrafında toplar, ayrıştırmaz.
Bir dans yüzünden evler barklar satılmaz.
İyi olan her şey eleştirilmeye mahkûmdur.
Bakın mesela “İnci Taneleri” dizisinin Dilber’i...
Diyorlar ki pavyonu özendiriyor, şunu yapıyor, bunu düşündürüyor.
Bu şarkılar bu danslar bizim kültürümüz yahu.
Kim inkâr edebilir?
Kaldı ki kendi eko sistemini yarattı Dilber.
Dilber elbisesi yok satıyor, Ankara müzikleri milyonlar dinleniyor, dans kursları açılıyor, belki kısa süre sonra mekânlarda Ankara geceleri falan düzenlenecek.
Demiş ki, “O dansın altında binlerce kadının acısı yüklü.”
“İnci Taneleri” dizisinde Dilber’in dansından bahsediyor.
Yahu ne alakası var?
Ne diyorsun?
Bu kadar duyar kasmaya ne gerek var?
Ama hep böyle olmuştur...
Bir şeyler popüler olur, birileri de eleştirir...
Avşar, “Fazla zenginlik insana zarar veriyor, yaşayabildiğin kadar paran olması yeterli” demiş.
Çok doğru...
Ama insanların mevcut ile yetinmeyeceği gerçeği de var... Maalesef her zaman daha fazlasını isteriz.
Mesela çok zenginsen ‘dur’ demezsin asla kendine. “Biraz daha gelsin” dersin.
Bir araban varsa, “İkinci neden olmasın” diye düşünürsün.
Daha da çirkinleştirelim mi? Bir sevgilin var ve keyfin de yerindeyse ikinci, üçüncü de cepte kalsın diye düşünürsün.
Hep fazlası yani...
O yüzden paranın fazlası zihnimizi kirletebilir.
Ne hale gelmişler.
Bir insan nasıl yapar kendine bunu? Rafet, “Botoks yaptırdım, yaptırmaz olaydım, bütün yakışıklılığım gitti” demiş. Ya kusura bakmasın Rafet El Roman ama bu işte botoks dışında başka şeyler de var gibi. Burun aşağıya inmiş, elmacık kemikleri şişmiş. Aman tanrım. Sonra Gökhan Özen’i gördüm. O da aynı.
Yahu siz ne yapıyorsunuz, kim akıl veriyor size?
Dozunda estetik yaptıran kadınları anlarım ama erkekleri bir türlü anlayamıyorum.
Hele ki sık sık dolgu yaptıran erkekleri hiç anlamıyorum. Bilim kurgu filmi karakterine benzemişsiniz farkında değilsiniz. Allah korusun benim başıma böyle bir şey gelse bırakın röportaj vermeyi evden dışarıya çıkamam, aynaya bakamam, hayata küserim...
Zor bulursun
Armağan Çağlayan’ın programındaki diyaloğu dinledim. İbrahim Büyükak, “Bana iyi gün dostu lazım” demiş.
İkili, kadınlar hakkında konuşuyor. Mesela silikon taktıran, estetik yaptıran kadınları yerden yere vuruyorlar.
Diyorlar ki, “Ben kız arkadaşıma silikon taktırırsam yani ücretini ben ödersem ayrılınca geri çıkarmasını isterim. Ne yani başkası mı görecek?”
İnanın ben yine de çok kibarca anlatıyorum.
Devamı daha skandal çünkü. Vallahi çok garip...
Bazı erkeklerin kadınları böyle görmesi, onların üzerinde her türlü hakka sahip olduklarını düşünmesi çok can sıkıcı.
Şu erkek zihniyeti silindiği zaman her şey çok güzel olacak.
Çok can sıkıcı