Paylaş
Ne hale gelmişler.
Bir insan nasıl yapar kendine bunu? Rafet, “Botoks yaptırdım, yaptırmaz olaydım, bütün yakışıklılığım gitti” demiş. Ya kusura bakmasın Rafet El Roman ama bu işte botoks dışında başka şeyler de var gibi. Burun aşağıya inmiş, elmacık kemikleri şişmiş. Aman tanrım. Sonra Gökhan Özen’i gördüm. O da aynı.
Yahu siz ne yapıyorsunuz, kim akıl veriyor size?
Dozunda estetik yaptıran kadınları anlarım ama erkekleri bir türlü anlayamıyorum.
Hele ki sık sık dolgu yaptıran erkekleri hiç anlamıyorum. Bilim kurgu filmi karakterine benzemişsiniz farkında değilsiniz. Allah korusun benim başıma böyle bir şey gelse bırakın röportaj vermeyi evden dışarıya çıkamam, aynaya bakamam, hayata küserim...
Zor bulursun
Armağan Çağlayan’ın programındaki diyaloğu dinledim. İbrahim Büyükak, “Bana iyi gün dostu lazım” demiş.
Eskiden kötü gün dostu aranırdı, şimdi tam tersi durumlar. Haklılar da...
Çünkü bazı sektörlerde bulamazsın iyi gününde yanında olacak kimse.
“Canım”lar, “cicim”ler havada uçuşur normal zamanda.
Ama içten asla iyi olmasını istemezler o arkadaşlarının.
Rakip görürler, kıskanırlar, “Benden daha çok ilgi görecek” derler.
Asla çekemezler başka ortamlarda onun övülmesini mesela.
O kadar çok örneğine şahit oldum ki.
Bir gün önce beraber olduğu kız arkadaşını ertesi gün başka masada gömüyor.
Ama başı sıkıştığı zamanlarda da ilk o yanında oluyor.
E kardeşim bu ne perhiz bu ne lahana turşusu?
Bazen düşmanınızın kötü gününde bilerek yanında olursunuz. Çünkü içten içe mutlu eder bu sizi.
O yüzden gerçekten iyi gün dostları lazım bize.
Çok boş
Her şey o kadar boş ki...
O kadar ufak şeyleri dert ediniyoruz ki...
Ve bunu hiç anlamıyoruz.
Şarkıcı Şimal geçtiğimiz yıl kanseri atlamıştı.
Sonra sahnelere dönmüş, işini yapmaya başlamıştı.
En son 4-5 ay önce ben de gitmiştim bir sahnesine. Gayet de iyiydi.
Bir anda rahatsızlanmış tekrar. Bu sefer beyninde tümör çıkmış. Şimdi ameliyat olmayı bekliyor.
Ah ahhh...
Bana bir kez daha hatırlattı Şimal.
Günümüzün değerini bilmeyi, insanları kırmamayı, sevdiklerimize sıkı sıkıya sarılmanın önemini, her güne şükretmek gerektiğini...
Kibrin gereksizliğini, yüksek egonun rahatsız ediciliğini...
Bir sürü şeyi...
En kısa sürede yeniden sahnelere dönsün Şimal. Bir kez daha yensin hastalığını.
Ki yapar da çok eminim.
Ne alıp veremediğiniz var?
Bu iş biraz daha
yüksek perdeden konuşulmaya devam ederse sokaklarda millet birbiriyle kavga etmeye başlayacak artık.
Bu kez bir siyasi parti lideri demiş ki, “Görün bakın belediyeleri alırsak aldıktan 1 ay sonra bir tane sokak hayvanı göreme-yeceksiniz dışarıda. İtlaf edeceğiz hepsini.”
Pes! “Öldüreceğiz” diyor açık açık.
Ya çözüm bu mu?
Sorun, belediye-hükümet işbirliğiyle çözülebilir.
Barınaklar, kısırlaştırmak...
“İtlaf edeceğiz” ne demek?
Bunu böyle açıkça söylemek neden?
Çözüm bu değil.
O yüzden lütfen böyle büyük ve can sıkıcı cümleler kurmayın, insanlarımızın aklına böyle şeyler sokmayın!
Paylaş