Morgül de bu duruma içerlemiş “bu yasak Mert Demir’den geldi biliyorum çok üzüldüm” demiş.
E izin almamışsınız ki...
Tüm eleştirilere bir açıklama yaparak cevap vermiş Morgül.
Demiş ki “Yılmaz Morgül’ün ses aralığı müzikal anlamda en üst seviyede olduğu için siz benim bağırdığımı zannediyorsunuz.”
Hahahaha...
Bu tam şey değil mi ‘mütevazılıkta Yılmaz Morgül gibi ol.’
Takdiri, teşekkürü hep başkalarından almak lazım.
Bayhan’ı bilirsiniz. “Popstar” yarışmasıyla girmişti hayatımıza.
İşte o Bayhan, benim yıllar önce Tual grubundan dinlediğim “Tiryakinim” şarkısını cover’lamış.
İşin ilginç yanı, nasıl oldu inanın bilmiyorum, Spotify Global Viral listesinde birinci sıraya yükselmiş.
Bana biri bu işin mantığını anlatsın lütfen.
Oturmuyor kafamda. Para desen, yok olmaz. Bu iş parayla çözülebilecek bir mesele değil çünkü. E iyi de nasıl o zaman?
Bu kadar çok soru sormamın nedeni, bana göre Bayhan’ın yorumunun kötü olması.
Şarkıyı katletmesi.
E ama hapisten çıktıktan birkaç gün sonra dudak dolgusu yaptırmak, kuaförlere gitmek nedir yahu? İddia böyle...
Ve eğer o iddia gerçekse demek ki bazı insanlar gerçekten akıllanmıyor.
İnsanın da aklına olur olmadık sorular geliyor.
Baksanıza Dilan Polat bile ‘kendine hapishanede zarar verdi’ haberleri konuşuluyor birkaç gündür. İnsan öyle bir psikolojideyken dışarıya çıkmak için her yola başvurabilir...
Üzülerek söylüyorum numara bile yaparlar. O yüzden çok dikkat etmek gerekiyor.
Bu dalga dalga yayılırsa benzer ‘zarar verme’ haberlerini sık sık duyar hale geliriz.
Hadi seneye inşallah
Gülşen mi olur Edis mi? Yoksa Hadise mi Kenan Doğulu mu?
Ama kimse umursamıyor bu hassasiyeti.
Önüne gelen şarkı söylememeli.
Canı sıkılan oyuncu olmamalı...
Mesela “Merve Boluğur yeni şarkı çıkarıyor” haberlerini okudukça canım sıkılıyor.
İçim çekiliyor.
O ve onun gibiler sesiyle sadece işkence malzemesi olarak kullanılabilir.
O kadar.
O yüzden bu kıza ne şarkı verilsin, ne klip çekilsin ne de aranje yapılsın. Kirletmeyin sektörünüzü...
Kibariye “Her erkek yapar. Önemli olan benim düzgün durmam, bana annem böyle öğretti” demiş...
Cümledeki en önemli yer “Annem böyle öğretti” kısmı. Eskiden belki öyleydi, evet. Belki eskiden erkekler el üzerinde tutulur, hareketleri, kararları sorgulanmazdı ama devir değişti. Yok artık öyle bir dünya Kibariye.
“Her erkek yapar” diye yola çıkan, ilişkiye başlayan, evlenen yanar.
Aman diyeyim...
E o zaman “Her erkek döver” mi diyeceğiz?
Hatta “Erkekler, kadının üzerine kuma getirebilir” falan mı...
Kibariye şahane sesi olan, işini çok iyi yapan biri.
Demiş ki, “Kenan Işık astral seyahatten gelmek istemiyor.”
Çünkü Güney’e göre astral seyahat ‘nirvana’ymış.
Büyük bir mutlulukmuş, oraya giden gelmek istemezmiş.
Bakın bir yere kadar eyvallah.
Bazı açıklamalar yapılabilir.
Yok uzaya gittim, yok pandemiyi gördüm vesaire gibi sözlere biz güleriz, eğleniriz.
Fakat bazı noktalarda “Ne oluyor kardeşim” dememiz lazım.
Ben çok kez Metin Akpınar’ı eleştiren ve Duygu Nebioğlu’nun yanında olan yazılar yazdım.
Günler geçtikçe iş öyle bir noktaya geldi ki... İşte burada ‘dur’ demek lazım.
Metin Akpınar ile girdiğin ‘hak’ mücadelesinde yanında olmakla beraber diğer her şeyde karşındayım Duygu!
Kendini bir medya oyuncağı haline getirmeyi başardın.
Annenin yaptıklarına “hata” deyip geçemezsin, çünkü birçok ünlü isimle defalarca tekrarlanmış benzer olaylar.
Erkekler de suistimal edilir, işte tam da annenin yaptığı gibi...
Bahar ile beraber Adana rehabilitasyon merkezi haline geliyor.
Portakal çiçeklerinin görüntüsü, etrafa yaydığı o koku görenleri, duyanları dertten sıkıntıdan arındırıyor...
Adana Portakal Çiçeği Karnavalı’nın bu sene 12’ncisi düzenlendi. İlk kez Türkiye Kültür Yolu Festivali kapsamına alınan etkinlikte bu kez Kültür ve Turizm Bakanlığı desteği de vardı.