Paylaş
Kibariye “Her erkek yapar. Önemli olan benim düzgün durmam, bana annem böyle öğretti” demiş...
Cümledeki en önemli yer “Annem böyle öğretti” kısmı. Eskiden belki öyleydi, evet. Belki eskiden erkekler el üzerinde tutulur, hareketleri, kararları sorgulanmazdı ama devir değişti. Yok artık öyle bir dünya Kibariye.
“Her erkek yapar” diye yola çıkan, ilişkiye başlayan, evlenen yanar.
Aman diyeyim...
E o zaman “Her erkek döver” mi diyeceğiz?
Hatta “Erkekler, kadının üzerine kuma getirebilir” falan mı...
Kibariye şahane sesi olan, işini çok iyi yapan biri.
Fakat böyle yaparak hem kendini hem de hemcinslerini değersizleştiriyor.
Belki de farkında değil, düşünemiyor.
Bu olay isteyen istediği gibi düşünebilir seçeneğini barındırmıyor.
Bu olayda tek doğru’ var.
Kimse kimseyi aldatmasın kardeşim.
Yandınız gençler
Instagram’a yeni bir özellik geliyormuş. Kullanıcıların hikâyemize kaç defa baktığını görebilecekmişiz artık.
Defalarca bakanlar var, ben şahidim. Öyle görülüyor ki, çok kişi de rezil olacak bu özellik açıldıktan sonra.
Hele ki o cuma ve cumartesi geceleri kimler story bakma rekoru kıracak merak ediyorum.
Benden size bir tavsiye...
Eğer tekrar tekrar bakmak istiyorsanız birinin paylaştığı hikâyeye, alın ekran görüntüsünü, canınız istediğinde açın bakın.
En temiz yolu bu.
Yoksa vallahi rezil olur, üzerine bir de ifşa edilirsiniz...
Ben ikisine de karşı değilim
Demek nasıl bir yaramız varsa, ana haberlerde bile gördüm ‘baby shower’ tartışmasını.
Berfu Yenenler ile Seda Bakan arasında geçti o sohbet.
Seda “Ben baby shower yapmadım, onun yerine dua okuttum” dedi. Berfu ise “Ben baby shower’cıyım kardeşim” diye yanıt verdi.
Burada eleştirilen aslında ‘baby shower’ın bizim kültürümüze ait olmaması.
Fakat kültürümüze ait olmayan ve yapılan sadece o mu?
Bunlara takılmamak lazım.
Bırakın eğlenelim yahu.
Sosyalleşmek mühim değil mi?
Sosyalleşelim böyle bahanelerle işte.
Hatta gelin bu olayı şöyle çözelim...
İsteyen istediğini yapsın.
Hem baby shower yapsınlar hem de mevlit okutsunlar.
İkisine gelen de olur, birini tercih eden de.
Böylelikle vicdanlar da rahatlar, eleştirilere de kapılar kapatılır. Mis gibi...
Sokaklar hareketleniyor
Havalar ısınmaya başlayınca sokaklar da haliyle hareketlendi.
Gelişmeleri yazayım...
Mesela Nişantaşı’nın mahalle mekânı Çat Çat Ocakbaşı’na hareket gelmiş.
Akşamları mahallelinin sosyalleşme alanı orası. Mutfağına zaten diyecek söz yok.
Çevrenin en başarılı mutfaklarından birine sahipler, bunda şeflerinin de payı büyük tabii.
O nedenle her akşam tek bir masa kalmayana kadar doluyor mekân.
Nişantaşı’nda bir de Cabbar gerçeği var.
Uzun bir aradan sonra oraya da uğradım.
Cıvıl cıvıl olmuşlar.
Onlar da yazı getirmiş artık.
Ama tabii bazıları için yaz Cabbar Alaçatı’ya gitmeden başlamıyor.
Haziran ayında açacaklarmış kapılarını.
St. Regis Otel’in terasındaki Spago’ya da gittim hafta sonu.
Onlar da teraslarını açmış ve gündüz partilerine başlamışlar.
Hava serin olmasına rağmen adım atacak yer yoktu o terasta.
Biraz daha havalar ısınınca Spago terasında neler yaşanacak çok merak ediyorum.
Baktım herkes onu konuşuyor
Merak etmiyorum dersem yalan olur.
Şaşırmadım dersem o da yalan olur.
Türkiye’nin fenomen dizisi “Arka Sokaklar” kendini yenilemeye, heyecanı artırmaya devam ediyor.
Dizinin Mesut Komiser’i Şevket Çoruh ekibe geri döndü.
İzleyenler bilir, tedavi için Amerika’ya gitmişti.
Belki “Acaba döner mi” umudunu taze tutmak istemişlerdi.
İstedikleri oldu.
Ama soru işaretleri çok...
Neden döndü?
Neler yaşadı?
Neden geldiğini ekip arkadaşlarına söylemiyor?
Yani özetle neleeerrr oluyorrrr?
Sanırım Mesut Komiser’in dönüşü “Arka Sokaklar” izlemeyenlere bile bu hafta diziyi izlettirecek.
Paylaş