Paylaş
(Sonuna kadar okumazsanız bir şey anlamazsınız..!!)
Rakibine saygısı olmayan bir takım kaybetmeye mahkumdur..
Beşiktaş’ın teknik adamlarının ve bir kısım futbolcunun asıl sorunu budur..!!
Birkaç örnek vereyim..
İstanbul Belediye ve Manisaspor ve vs maçlar..
Aynı ciddiyetsizlikle çıkıldı, sonuç da kaçınılmaz yenilgi oldu tabii..!!
Rakiplerini küçümsemişlerdir..
Ancak rakipleri onlara küçümsememiş, aksine çok ciddiye almışlardır..
Bu yüzden küçük “örgütlü” güçler, BÜYÜK örgütsüz güçleri “dağıtır..”
Misal, polislerden oluşan “Çevik Kuvvet..” Kendisinden sayıca ezici çoğunluğa sahip on binlerce insanı dağıtır.. Çünkü “ne yapacağını ve ne yapması gerektiğini ve nasıl davranacağını bilir..”
Futbol çerçevesinde renklendirirsek: Misal, Porto ile oynanan son maç… Beşiktaş rakibini son derece ciddiye aldı ve şansızlığı yüzünden GALİBİYETİ KAÇIRDI..!!
Üstelik, size rağmen Sayın Schuster..!! (Çünkü, siz favori olarak Porto’yu görüyordunuz.. Açıklamanız böyle idi..)
Ve elbette daha önce Avusturya’da oynadığı top..!!
Bunlar hep, rakibini ciddiye almanın MEYVELERİYDİ..
Ve, bu ülkenin kurucusunun, yani bu toprakların ortak paydası olan Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün çok güzel bir lafı vardır.. O da ( ezberle ki size de lazım olur..) şöyledir:
“Zafer, ZAFER BENİMDİR“ DİYEBİLENİN; BAŞARI ‘BAŞARACAĞIM’ DİYE BAŞLAYANIN VE ‘BAŞARDIM’ DİYEBİLENİNDİR…”
Ancak sizin; bazı maçları, öyle seyrettiğiniz gibi, yani uzun oturarak, yatarak veya dualarla olmaz bu işler..
Çalışarak, azmederek, işini ve RAKİBİNİ CİDDİYE ALARAK, kimseyi küçümsemeden olur..!!
Nasıl olsa yeneriz anlayışının acı SONUCUDUR bu..
“Çıkın ve oynayın” anlayışı bu.. Bunun meali şudur: Saldım çayıra Mevlam kayıra..!!
Bir de Beşiktaş’ın şu anki haline bakın.. (Sezon başındaki futbol ve RUH HARİÇ..)
Sahaya her maç, ayrı bir kadro ile çıkan bir takım..
Rakibini küçümsediği, verdiği demeçlerden belli olan bir Hoca..!! (“Siz Avrupa’da oynamıyorsunuz ki..” gibi..)
İyi de Hoca; tamam, Onlar Avrupa’da oynamıyorlar, ama 3 PUANI da Avrupa’da oynamayanlar alıyor.. Hiç düşündün mü, “NEDEN ACABA?” diye.. Ha..!!
Hele hele hocanın şu lafına “bayıldım..(!!)”
“Türkiye’de rakip, sizi futbol oynatmamak için sahaya çıkıyor..”
Senin bu dediğin ne biliyor musun..? İki boksör ringe çıkmış, biri ha bire vuruyor.. Öbürü, iki elini yana sarkıtmış “Vur abi, daha güzel vur..” diyor ve ellerini havaya bile kaldırmıyor.. Peki neden böyle diyor? “Rakip BOKS yapsın diye..” Öyle miiii..!!
Yok ya, öyle salak bir boksör bulun da ben de bu yaştan sonra ringe çıkayım..!!
Yoksa sizin “Sintinenizden temiz su mu akıyor” ki, rakip takım size, hemen boyun eğecek ve “Abi sen maçı kazan ne olur.. Kulun olayım..Kölen olayım..(!!)” diyecek..
Dünyanın neresinde var “böyle bir şey..”!!?
“Rakip futbol oynatmıyormuş, tabi ki yapacak, oyununu bozacak, sert oynayacak, açıklarından yararlanacak.. Peki, sen ne yapacaksın; şayet BÜYÜK takımsan, hepsine karşı koyacaksın..!!
Çünkü, siz rakibi “Nasıl olsa yeneriz” düşüncesiyle ciddiye almadınız..
“Beşiktaş’ın bir oyun anlayışı, taktiği yok” diyorlar buna ne diyorsunuz?” sorusana “Ben de aynı fikirdeyim..” dedin.. İçimize attık..!! (Ben yazdım da..)
Sanki, ben gelip “yaratacağım” oyun anlayışını, taktiğini..!!
Peki ya bugünki lafa ne demeli:
“Beşiktaş’ın bütün tarihini bilmiyorum”.. Hakaret gibi..
Bilmiyor olabilirsiniz..Ancak, o kadar para aldıysanız ve bu insanlar ve bu kulüp, sizden bir şeyler bekliyorsa.. Açıp öğrenirsin..
Parasını ve İTİBARINI aldığınız bir topluluğu böyle KÜÇÜMSEYEMEZSİNİZ..
Şimdi gelelim sahadaki oyunculara:
“İmam - cemaat” ilişkisi ,“Balık baştan kokar..”, “Bana arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim”, “Üzüm üzüme baka baka kararır..” gibi atasözlerinin ne kadar doğru olduğunu ispat ettiler..
Pozisyonu kaybediyorlar ya da topa gerektiği hızda hareketlenmedikleri için yetişemiyorlar ya; Beşiktaşlı oyuncular ELİNİ HAVAYA kaldırarak, diğer arkadaşlarından kendi adına özür diliyorlar..
Top oynayanlar, kaybettiği pozisyon sonrasında oyuncunun kendi takım arkadaşlarına karşı elini havaya kaldırmasının ne anlama geldiğini iyi bilir..
Bu da rakibi küçümsemenin verdiği “çıkıntılardan” biridir oysa..
İnönü’de binlerce kişi “Quaresma, Quaresma..” diye bağırdığı için mi bu kadar “şımarık hareketler yapabiliyor bir insan..!! Geçen maçta olduğu gibi bedavadan sarı kart yiyor.. Hakeme itirazlar filan.. Ha..!!
Ne oldu peki, ben size özetleyeyim:
Kaçırdın, kaçırdın, kaçırdın, kaçırdın.. Sonra ise kaçırmaya VAKTİN kalmadı..!!
Yaaa..
Dedim ya, Hayat gibi, futbol MATERYALİZMİ DE böyle bir şeydir işte..
Yaşamda her şey 1 kez yaşanır, tekrarı yoktur..
“Bunu atamazsam bir dahakine atarım yoktur” yani..
Sonra “SÜRE KALMAZ” böyle..
Hakem sabaha kadar oynatsaydı, eminim gol atardınız..(!!)
ACİL OLARAK; Schuster’in bahane üretme ve “DÜŞTÜK İŞTE”, yani “Ben buralara layık değilim de.. Ne yapayım yani.. vs vs” anlayışından hızla çıkıp, oyuncularına da sezon başındaki POZİTİF mücadele anlayışını yeniden vermesi gerekir..
Yoksa, Mustafa Hoca’dan farkınız ne sizin..?!!
Ben de,
“Mustafa’nın gözleri kara idi,
Kara ceketi var idi,
Elini cebine sokar idi..
Ne de güzel bakar idi..” derim.. Derim arkadaş..!!
Üstelik onun elinde böyle geniş kadro ve böyle iyi adamlar yoktu..!!
Neyse OC kaçar...
En Kalbi Muhabbetlerimle..
En CAN; Orhan CAN..!!
Paylaş