Paylaş
Bursa, benim de 12 Eylül 1980 askeri darbesi döneminde cezaevi mekanım oldu. Bursa Özel Tip cezaevinde bir buçuk yılım geçti.
Bursa, tarihi dokusuyla, yemyeşil doğasıyla önemli bir kentimiz. Gelmişken, Osmanlı'nın kurucu padişahlarının türbelerini görmek istedim.
Osman Gazi, Orhan Gazi, Yıldırım Beyazıt ve 1. Murat'ın türbeleri, ziyaretlere açıktı.
Mahidevran ve oğlu Mustafa'nın mezarları
"Muhteşem Yüzyıl" dizisinde trajik ölümüne tanık olduğumuz Şehzade Mustafa ile annesi Mahidevran Sultan ve Şehzade Beyazıt'ın oğlu Osman da burada yatıyordu.
Muradiye'deki türbeleri restore ediliyordu. Hemen hemen bitmişti. Onları da ziyaret etmek olanağı buldum.
Şehzade Mustafa, babası Kanuni Sultan Süleyman'ın emriyle 1553 yılında boğdurulmuştu. Aradan tam 462 yıl geçmesine rağmen, bu olay hala tarihi bir mesele olarak tartışılıyor.
Dizide, Hürrem-Rüstem-Mihrimah Sultan tarafından yapılan oyunlarla ölüme yollandığı kurgulanmıştı. Bu teze göre; Şehzade Mustafa bir haksızlığa kurban gitmiş ve Osmanlı'nın belki de bu ölümle kaderi değişmişti.
Geçmişte çok tartışılan bu konu, diziyle birlikte yeniden gündeme geldi. Mahidevran ve Mustafa'nın türbesini merak edenlerin de çoğaldığı söyleniyor.
Mustafa ile annesi Mahidevran'ın birlikte yattıkları türbenin önündeki bilgilendirici ifadeleri okudum: "Türbe, Kanuni Sultan Süleyman'ın oğlu Şehzade Mustafa adına, 1573 yılında kardeşi 2.Selim tarafından inşa ettirilmiştir. 1553 yılında Konya Ereğlisi'nde vefat eden Şehzade Mustafa'nın naaşı Bursa'ya getirilerek önce başka bir yerde defnedilmiş, yaklaşık yirmi sene başka bir yerde gömülü kaldıktan sonra adına yaptırılan türbesine defnedilmiştir."
Çok resmi bir dille yazılan bilgileri belki de şöyle anlamak mümkün: Mustafa'nın kardeşi Padişah 2. Selim, Bursa'ya sürgüne gönderilen ve orada zor günler geçiren Mahidevran'a maaş bağlatınca türbe yaptırılabilmiş. Mahidevran da ölünce oğlunun yanına gömülmüş. Şehzade Mustafa, türbenin önündeki notta yazıldığı gibi "vefat" etmiyor, boğduruluyor.
Türbenin, Mimar Sinan'ın önerisiyle Mehmet Çavuş tarafından yapıldığı da yazılı.
Piri Reis'in ufku
"Muhteşem Yüzyıl" dizisinin de tetiklemesiyle, bir dönem Şehzade Mustafa'nın ölümünün imparatorluğun kaderi açısından yol açtığı sonuçlar tartışıldı. Bu konuda çeşitli spekülatif tezler ortaya atıldı. Örneğin Piri Reis'le yakın dostluğu ve denizlere olan merakı nedeniyle, şayet Mustafa padişah olabilseydi, tarihin akışının değişebileceği iddia edildi. Bu şekilde, Osmanlı donanmasını güçlendirecek, Piri Reis'in çok arzuladığı gibi okyanuslara açılacak, belki de Sanayi Devrimi'ne giden yolun ilk duraklarından birsi olan, yeni dünyaların keşfi ve sömürgecilik aracılığıyla zenginleşmek, Osmanlı'ya nasip olabilecekti.
Bu tezin savunucularından Prof. Dr. Ümit Özdağ, şunları söylüyor:
"Şehzade Mustafa, dedesi Yavuz'un özelliklerini taşıdığı söylenen bir şehzadeydi. Kardeşlerine karşı üstün vasıfları vardı. Osmanlı devleti Kanuni'den sonra da büyümeye devam etti. Mustafa ölmeseydi ve iktidar olsaydı devlete büyük bir dinamizm gelecekti. Bunu da iktidara taşıyacaktı. Ama Osmanlı'nın o dönem yapısal soruları vardı. Şehzade Mustafa'nın okyanuslara büyük bir ilgisi vardı. O yıllarda Amerika da keşfedilmişti. Okyanuslara açılmak istiyordu. padişah olsaydı Osmanlı donanması okyanuslara açılabilirdi."
Prof. Dr. İlber Ortaylı aynı düşüncede değil: "Şehzade Mustafa ölmeseydi, devlet içerisinde karışıklık çıkabilirdi. Kanuni bunu düşünerek oğlunu boğduruyor. Kanuni devlet hayatında devletin dirliğini tehlikeye düşürecek olaylara ve taht kavgalarına hiçbir zaman izin vermedi. Şehzade Mustafa olayında da vermedi. Çünkü babası kendisine temiz bir devlet bırakmıştı. Kardeş kanı akmamıştı. Padişah olacak şehzadeyi kendi seçmek istiyordu."
Şehzade Mustafa ile annesi Mahidevran Sultan'ın Bursa'nın Muradiye semtinde yanyana getirilmiş mezarlarının yer aldığı türbe bir tarihe tanıklık ediyor. Anne oğul, yüzyıllardır yanyana yatıyorlar. Babaları ve eşleri olan Kanuni Sultan Süleyman'ın hışmından uzak bir diyarda.
Gerçekten Türkiye'nin kaderi değişir miydi?Tartışmalı bir konu...
Tarih "şöyle olmasaydı diye tartışılmaz" denilse de, mezarlar ister istemez akla böyle şeyler getiriyor.
Paylaş