Paylaş
SOSYAL HAYAT İKİYE AYRILIYOR
* Adana’da sosyal hayatın iki ayrı kolu var. İlki, şık kafe restoranlarda (Cosecha, Maki gibi) sosyalleşmeyi tercih edenler, diğeri rock gruplarının sahne aldığı, daha çok üniversite öğrencisine hitap edenler (Pick-Up, Hayal Kahvesi gibi ).
* Dört yıl önce olmayan bir şey: Şinasi Efendi Caddesi bir içki firması sponsorluğuyla barlar sokağı olmuş. Buradaki Paşalimanı gözde yerlerden biri.
* Adanalı gençliğin hafta sonları esas koptuğu yer Mersin! Herkesin dilinde Mersin’deki Villa adlı mekan var.
COSECHA’DA BİR KURBAĞA KRALİÇESİ
* Şık mekan dedik, onlardan biri Ziyapaşa’daki Cosecha.
Mekanın kaldırıma yayılmış masalarında üçerli, dörderli kadın grupları hayli fazla. Hepsi de süslü ve bakımlı.
Dört yıl önce geldiğimde Adanalı kadınların kendilerini gösterdikleri yer, Cosecha’nın yanındaki The North Shield idi. Şimdi Ziyapaşa’nın esas aktörü Cosecha olmuş...
* Cosecha’da tanıştığım kadınlardan Nil Ece’yi anmadan geçmeyeyim.
Çünkü yaptığı iş şaşırtıcı: O bir kurbağa ihracatçısı!
Babasının bulup geliştirdiği bu işin yakın zamanda başına geçmiş Nil ve bana ısrarla, “Size kurbağa yedirmeliyim bir gün” dedi, “Çok lezzetli.”
“İŞLETMECİLER NİTELİKSİZ!”
* Cosecha benzeri mekanlardan biri de Maki.
Burada da dekorasyon özenli, şık. Votka tekila karışımı Gezegen adlı kokteyli meşhur.
* Maki’nin işletmecisi Cem Akdemir ise dertli:
“Adana’da işletmeciler niteliksiz. Mekanların açıldıktan kısa süre sonra devredilmesi hep bu yüzden. Aslında Adana’da kulüp açığı var, ama kulüp açmak delilik. Çünkü illa ki kavga çıkar.”
KADINLAR UMUTLU ERKEKLER UMUTSUZ!
* Adanalı gazeteci Duygu Sedefoğlu, şehrindeki sosyal yaşamı özgürlük, canlılık ve muhabbet olarak tanımlıyor:
“Özgürlük diyorum, çünkü birçok büyük şehirde bile yaşayamayacağınız rahatlığı yaşıyorsunuz.”
Gece hayatının ilerlediğini de savunuyor Sedefoğlu:
“Belki çok kop kop tarzı mekanlar yok, ama bundan beş yıl öncesine kadar Adana adım başı kebap restoranlarıyla doluyken şimdi kafe&bar şeklinde mekanlar türemeye başladı.”
* İnşaat mühendisi Alper Tuncer ise Adana sosyal yaşamını “gereksiz, geri ve sıkıcı” olarak tanımlıyor.
Sedefoğlu’nun aksine sosyal yaşamın gerilediğini düşünüyor. Rock bar ve kahve zincirlerinin çok fazla olduğunu, dans edilebilecek mekanların açılması gerektiğini söylüyor.
SiYASET GÖLGESiNDE EĞLENCE
* Diyarbakır’a gelince siyasetle kuşatılıyorsun. Mesela bir mekana git, şarabını yudumlamaya başla. İki dakika sonra bir duyuru yapmak üzere BDP’liler gelebiliyor mekana.
1600’lü yılların mahsulü, 2010’da restore edildikten sonra popüler bir yer olmaya başlamış Sülüklü Han’da otururken de böyle oldu.
Türkçe-Kürtçe hazırlanmış menüden seçtiğim kırmızı şarabı ısmarladıktan hemen sonra BDP’liler geldi oturduğum avlunun ortasına. Kendi aralarında aldıkları bir kararı bildirmeye gelmişlerdi.
YENİ JENERASYONUN İLGİSİ BÜYÜK
* 2015’te açılması planlanan Mezopotamya Üniversitesi’nin genel sekreteri Ramazan Tunç, üniversitenin Diyarbakır’daki sosyal hayatı hareketlendireceğini söyleyip ekliyor:
“Büyük şehirlerde okuyan-yetişen ve daha sonra Diyarbakır’a yerleşen yeni jenerasyon çok ilgili gece hayatına. Elbette mekan çeşitliliği az. Bir de hâlâ kadınların güvenlik konusunda çekinceleri var. Ofis-Sanat Sokağı son birkaç yılda çok hızlı dönüşüm yaşadı ve yeni mekanlar açıldı.
Devamı gelecek gibi...
Politik risk azaldıkça sokakların daha canlı olacağına eminim.”
SOSYETİK CHEFFY!
* Tunç’un “Hızla dönüşüyor” diye bahsettiği Sanat Sokağı’nın yıldızı Cheffy (Baro Lokali) adlı mekan. BDP eş genel başkanı Selahattin Demirtaş’ın kardeşi Süleyman Demirtaş’ın açtığı mekan Midpoint’i andıran modern bir kafe. Menüsü dünya mutfağı. Çeşit çeşit salatası da var, burger’i, fajita’sı da... Fonda ise Yunan şarkıları çalıyor.
Alışılmışın dışında olması ve müşteri konusunda seçici davranmaları nedeniyle Cheffy sosyetik olarak algılanıyor Diyarbakırlı tarafından.
KÜRTLERİN TARKAN’I
* Gecenin ilerleyen saati Diyarbakır’da gidilebilecek mekanlardan biri Erdebil Köşkü. Burada Kürtlerin Tarkan’ı diye tanımlanan Xoce, yani Sebahattin Yıldız çıkıyor. Canlı Kürtçe performans deyince Diyarbakırlının aklına ilk o geliyor.Mekanın sahibi de olan Xoce aynı zamanda öğretmen. Öğretmenlikle müzisyenliği sürdürmesi çoğu zaman zor olmuş: Bir tarafta devlet memurluğu bir tarafta ise devletin ötekleştirdiği dilde müzik yapmak...
ROLL HAYKIRIR: “BEN iNSAN DEĞiL MiYiM?”
* Roll, Diyarbakır’a iner inmez adını birçok kişiden duyduğum rock bar. Oldukça büyük. Sahnesi de öyle.
Benim gittiğim gece İstanbul Arabesque Project sahnedeydi. Özellikle Ben İnsan Değil miyim adlı arabesk klasiğini rock üslubuyla grubun şakımaya başlaması ve ortamdaki tüm gençlerin hep bir ağızdan şarkıyı haykırmaları şahaneydi.
Grup sahneden inince Ankara’nın Bağları çalmaya başladı! İtiraf ediyorum, kollarımı kaldırıp hop hop salındım durdum Roll’deki herkes gibi...
Paylaş