Paylaş
KANEPE HÜZNÜ
◊ Kanepe benden, ben kanepeden: Karşılıklı birbirimizden sıkıldık.
◊ “Her şey bitsin, bu kanepeyi değiştireceğim” diye düşündüm, sonra dedim ki, “İyi bu kanepe ya”. Bir anda kanepe hüznü yaşadım yani, manasız/gereksiz.
◊ Dijital platformlar arasında gittim geldim. Gece yarısı izlediğim tüm dizi ve filmleri istisnasız rüyamda gördüm.
Mesela izlediğim bir film Vietnam’da geçiyordu, hoop ben de rüya koridorlarında Vietnam’dayım. Ne deniliyor buna acaba? Karantina sırasında izlenen filmlerin yan etkisi mi?
◊ Karantina 1.0’da olduğu gibi kendimi spora, yogaya vuramadım.
Sadece bir kez içimden egzersiz yapmak geldi. Onda da kendimi zorladım.
Karantina 2.0’ın en büyük farkı bu zaten:
Heves yok, heves.
UNUT, ÇABUK UNUT...
◊ Pazar sabahı sokağımdan gelen geçen insan sayısına inanamadım. Herkesin elinde bir poşet, oraya buraya yürüyor.
Markete gidiyorum diye kendini sokağa atan atana. Geri kalır mıyım, “madem öyle işte böyle” deyip bir poşet alarak çıkmayı düşünüyorum bu yazıdan sonra.
◊ Aşı tartışması bir yana hepimizin psikolojisi sallantıda diye düşünürken bir baktım Alanya-Gazipaşa açıkları sallandı. Evde kalırken depremi hatırlamak hiç hoş olmuyor. Şahane bir Türk olarak yarım saat sonra bu gerçekliği unutma eğilimine girdim.
◊ Bir ara önümdeki ağacın düşen yapraklarını saymaya başladım, ki bu kendimden korkmaya başladığım andı.
◊ Saçma sapan beslendim. Eğer bu karantina 2.0 uzarsa, karantina 1.0’ın aksine kilo vermem söz konusu bile olamayacak, imdat!
KÖPEĞİNE BAKABİLİRİM
◊ Köpeği olan arkadaşlarıma, “İstersen hafta sonu bana ver köpeğini, n’olucak bakarım yahu” demeye başladım. Yeter ki köpekle beraber şöyle üç-beş tur atayım...
◊ “9 Kere Leyla” hakikaten kötüydü.
5 dakika dayanabildim.
Zaten ne kadar kötü olduğu fragmanından belli değil miydi?
◊ Gonca Vuslateri’nin performansını sonradan sosyal medyaya düşen videolardan izledim.
Gayet başarılıydı. Ama “İbo Show” gerçekten gerçek miydi, yoksa o da karantina 2.0’ın bir yan etkisi miydi?
TOKSİK MASKULENLİK DERKEN?
◊ Edis’in Hakan Gence’ye verdiği hafta sonu röportajını okudum.
Şöyle demiş: “Toksik maskulenliğin karşısında duran bir erkeğim.”
Yarım saat kadar Edis’in ne demek istediğini çözmeye çalıştım.
Eskiden Ajda böyle cümleler kurardı. “Şimdi sıra Edis’te mi?” diye düşündüm.
◊ Habire suyun kesildiğini fark ettim. “Bir bu eksikti” diye söylendim.
Sonra kuraklık, sonra barajların zaten az dolu oluşu, sonra sonra derken ekolojik sorunlarda boğuldum.
BEKLE BENİ GÜNEY
◊ İlk kez güneye taşınmayı düşündüm. Hatta hafta içi gittiğim Urla’dan neden döndüm diye hayıflandım.
◊ Urla demişken, bir yol maceram var. Ama onu çarşamba anlatacağım.
◊ Kendimle geçen bir hafta sonu böyleydi işte. İçimi döktüm, rahatladım. Artık dağılabilirim.
Paylaş