Paylaş
Meğer Demet Akalın’ın düğününden sonra binbir türlü dedikodu çıkmış. Bunlardan biri de Demet’in düğün davetlilerine, “Kişi başı 80 euro, o yüzden tek gelin” diye telefonla mesaj atmasıymış.
Düğüne davet edilen biri olarak böyle bir mesaj almadığımı hemen söyleyeyim.
(Yoksa mesaj kutum doldu da, gelmedi mi sms?)
Neyse, Demet’e haksızlık ediyorlar. Gel gör ki, düğün davetiyesinde istenilen evrakları hazırlayıp götürdüm. Neydi o evraklar?
Efenim, alışık olduğumuz şeyler işte: ıkametgah kağıdı, sabıka kaydı, üç adet vesikalık, sağlık raporu gibi gibi şeyler...
Niye bunlar isteniyor diye sorgulamadım bile. Malum bu evrakları hazırlamak bir Türk’ün hayatındaki olmazsa olmazlarından.
ış başvurusu için, vize için, şu için bu için, bu ve benzeri evraklar illa ki hazırlanır. Ömrümüzü yer bitirir bu evraklar...
Hani düğüne katılmak için neden istenmesin ki?
Bu fantezi de oradan aklıma geldi.
? BÜTÜN HAMıLE ERKEKLER BıRBıRıNE Mı BENZıYOR
“Dünyanın ikinci hamile erkeği” haberini okuduktan sonra dikkatimi çekti.
Daha önce hamile kalan ilk adamla bu yenisi ne kadar çok birbirlerine benziyor! ıkisi de yuvarlak yüzlü, hafif sakallı, aynı yüz hatlarına sahip...
Bir akrabalık mı var diye düşünmeden edemiyor insan.
Ya da benzer işlemlerden geçtikleri için mi bu benzerlik? Hani hormon tedavileri, ameliyatlar, şu bu...
? ASIL TELEVıZYON STARI FATıH AKSOY
Fatih Aksoy, “Ağca televizyon starı olabilir” demiş ya Ayşe Arman’a verdiği röportajda. Bence malum dans yarışması için Ağca’dan önce Fatih Aksoy jüri üyesi olmalı. şaka değil, ciddi ciddi bunu düşünmeli Aksoy ve beyin fırtınası ekibi... Bu ve benzeri tartışmalı fikirleri ortaya attığı sürece Aksoy’un, reytingleri zıplatacağı, günler gecelerce gündemde kalacağı acı bir gerçek ne de olsa...
Yani asıl “gizli” TV starı Fatih Aksoy. Bir an önce ekran arkasından önüne transfer olmalı...
? BıRBıRıNE HıÇ YAKIşMAYAN BıR ÇıFT
Gecelerden bir gece, Kanyon’dayız. “Film izleyelim” dedik arkadaşımla.
“Hoş ve boş bir film olsun, kafa dağıtalım” diye Sarah Jessica Parker’la Hugh Grant’in “Morganlar”ına gittik.
Bu kadar mı birbirine yakışmayan bir çift olur?
Ve bu kadar mı “iyi yaşlanmaz” her iki oyuncu da?
Bakımsız ve tüm cazibelerini yitirmiş Parker ve Grant’e bir de komik olmaya çalışan ama olamayan hikaye eklenince dayanamadık. ıkinci yarıda çıktık.
Çıktık, ama nereye gidelim bir türlü karar veremedik.
Restoranlardan birine oturmak istemedik, bar istiyorduk.
Ama Kanyon’da öyle bir yer yok. Her yer yeme-içme üzerine kurulu.
Eskiden Buz vardı, orası da tutunamadı.
Sözün özü; bence Kanyon’da bir akşamüstü barı olsa şahane olur.
? O ÇOCUKLARA NE OLACAK şıMDı
Norveç’te yaşayan, yaz tatili için Türkiye’ye gelen 15 yaşlarında iki çocuk Anıtkabir’e gitmişler.
Ve Anıtkabir’deki deftere yazdıkları şeyler yüzünden başları belaya girmiş. Dava açılmış iki çocuğa.
En sonunda yaş haddi şu bu derken, ıslahevine gönderilmiş çocuklar.
Deftere yazdıkları şeylerden biri de “Mıstık”. Ve buna benzer çocukça şeyler.
Ama ciddiye alınmışlar işte!
Çocuklar, “Kendi aramızda şakalaşıyorduk, Norveç’te bu suç değil” demişler, eğer doğruysa...
Bu haberi okuduğumda cidden üzüldüm ve bazı şeyleri ne kadar abarttığımızı bir kez daha anladım.
Düşünüyorum da, o çocuklar bırak yaz tatili için Türkiye’ye gelmeyi, artık adımlarını dahi atmazlar herhalde bu topraklara.
Klip Atlası
? MUSTAFA CECELı/DÖN
Mustafa Ceceli bu klibinde de, öncekinde olduğu gibi kış atmosferini sürdürüyor.
Paltosuyla yine bir ormanın içinde bir yerlerde şarkısını söylüyor. Yapraklar uçuşuyor, filan...
Ve Ceceli hiççç kameraya bakmıyor (bence arada bir seyirciyle göz teması kurmalı). Bu arada Ceceli’nin arkasında iki tane çello çalan kadın var. Onlar da kırmızı başlıklı kız misali, kafalarını örtmüşler. Sanırsın, oradan tesadüfen geçiyorlardı ve kurt adam Ceceli zorla onlara çello çaldırtıyor.
Bir de arabalı bölümü var klibin. Arabası bozuluyor Ceceli’nin, o da yaya olarak yollara düşüyor. Biraz yürüdükten sonra -nasıl oluyorsa- bir tren istasyonu buluyor ve trene biniyor. Yani “ne olursa olsun dönmeye çalışıyor sevgilisine”. Nasıl, anlamışım değil mi ana fikri, bravo bana!
Neyse, kısa kesiyorum, on üzerinden YEDı veriyorum.
? EMıR /TORNıSTAN
Bir arkadaşımın “Nöbetçi Tarkan” diye acımasızca lanetlediği Emir’in son klibini izledikten sonra maalesef ben de aynı şeyi düşünmeye başladım.
Çünkü bu klipte Emir’in halleri, tavırları, bakışları tamamen Tarkan.
Bu konuda sürekli eleştirilirken daha çok üstüne üstüne gidilmiş yani meselenin. O yüzden çok not kırıyorum, çünkü bu kadar benzerliği sıkıcı buluyorum, on üzerinden ıKı.
Paylaş