Paylaş
Zor ama bir yanıyla da akıllıca karar.
Zorluğu, tiyatronun televizyon oyunculuğu gibi olmaması.
Tamamen o anda yapılıp bitivermesi ve seyircinin karşısında en gerçek halinle iki adım ötede dikiliyor olman (Acaba “Behlül” diye çığlık atan kadınlar olur mu salonda?).
Akıllıca; çünkü bu oyun Kıvanç’ı başka bir lige taşıyacak.
Nedense tiyatro oyunu öyledir işte; prestijlidir, sadece televizyondan tanıdığın o ünlü insanı bir anda daha saygın yapar, filan...
En çok oyunun konusunu merak ettim.
Sıradan bir oyunda mı yer alacak Kıvanç Tatlıtuğ yoksa kendisini biraz zorlayacak bir rolde mi seyirci karşısına çıkacak?
Bu da risk. Zorlayıcı bir rolde seyircinin karşısına çıksa onu takip eden kitle sıkılabilir, bunalabilir, “Behlül kendine gel” diyebilir.
Kolay bir oyun ve rol olsa, bu kez “plus” kesimler cık cık yapabilir.
Bir de bizim özel tiyatrolar arasında hem oyuncuyu hem de seyirciyi zorlayan oyunlar o kadar az sahneleniyor ki...
(PARANTEZ AÇ: Bu konunun bir numarası Dot ekibinin oyunlarıdır kuşkusuz.)
Bir de geriye şu merak kalıyor: Bugüne kadar ünlü/ünlümsü kim tiyatro sahnesinde boy gösterdiyse -oyun gereği- az ya da çok soyundu.
Peki Kıvanç da soyunacak mı?
Yoksa, ailem ve Gaye Sökmen bunu okeylemedi mi diyecek?
Bakınız, şimdiye kadar tiyatro sahnesinde bedenlerini sergilemekten çekinmeyenler:
? 1999’da Nicole Kidman “The Blue Room” adlı oyunda sahnede soyunmuştu ve zamanında epey gürültü koparmıştı.
? Harry Potter’ı oynayan Daniel Radcliffe, “Equus” oyununda neredeyse hep yarı çıplaktı.
Oyunun finaline doğru ise tamamen çıplak. Üstelik bir küçük sevişme sahnesi de vardı bu oyunda (New York’ta oyunu izlediğim salonda birkaç kişinin elinde dürbün vardı!).
? Bizden hatırladıklarım “tiyatro çıplakları” ise ?ebnem Özinal ve Billur Kalkavan.
İkisi de çırılçıplak değildi belki, ama bizim sahneler için yeterince “çıplak”tılar. Asuman Krause ve Arzu Yanardağ da birkaç kötü oyunda yarı çıplak kalmışlardı.
Nasıl geçti habersiz hafta sonu
? Orhan Pamuk’un ünlü yazar sevgilisi Kiran Desai’nin yeni çıkacak kitabı vesilesiyle verdiği röportajlar arka arkaya OKUNDU...
Röportajlardan geriye kalan:
Sempatik, mütevazı ve şeker bir kadınmış. Orhan Pamuk’la ilişkisine dair çok detay vermekten kaçınmış. En bize yakın gelen laflarından biri de şu olmuş: “Doğululuk, vize kuyruğunda maymun gibi hissetmektir.”
? Bol bol aylaklık YAPILDI... Nazının geçtiği yakın arkadaşlarla, en saçma/seksi şeylere yerli yersiz gülerek.
? “Hiç hoş kaçmadı” cümlesinin aslında bir mahalle baskısı olduğuna kanaat GETİRİLDİ...
Nedeni de şu: Twitter’a gece yarısı “Yakamoza karşı bira...” diye bir şey yazmıştım. Oruç tutanlar, sahura kalkmışlar ya da o saatte işi gücü olmayanlar bu twit’i “hoş kaçmadı” diyerek ayıpladı.
? Uzun bir aradan sonra Cihangir’deki Beşinci Kat’a GİDİLDİ...
“Neden nemin o en yüksek seviyelerde seyrettiği günlerde akla gelmedi bu manzarası efsane teras?” şeklinde bir tutam da olsa hayıflanıldı.
? Bir adet stüdyo ziyareti YAPILDI... Hem de bir cumartesi gece vakti. Ayrıntılar bir sonraki yazılamalarda inşallah...
? İstanbul Fashion Week için gelecek mühim yabancı konuklardan biri olan ELLE dergisi stil direktörü Kate Lanphear GOOGLE’LANDI...
Kate’in Gwyneth Paltrow’u andıran bir yüze, İsveçli şarkıcı Robyn ve İngiliz manken Agyness Deyn’in tarzlarının şahane bir karması olduğuna karar verildi.
Paylaş