Paylaş
Her şey bir anda anlamsız gelecek
İşte biz o gün tükeneceğiz...
Bugünlerde herkesin halet-i ruhiyesi bu çok eski Sezen Aksu şarkısındaki gibi.
Her gün kötü haberler duyuyoruz.
WhatsApp grupları bu haberlerle vızır vızır çalışıyor.
Neye üzüleceğimizi şaşırmış bir haldeyiz.
Bu klişeyi hiç sevmiyorum ama doğru galiba:
2020 tüm insanlığın binbir türlü testten geçtiği bir yıl oluyor.
Hayranların hadsizliği
Aylar önce gerçekleşmiş bir olay...
Can Yaman bir mekanda yanına gelip kendisiyle fotoğraf çektirmek isteyen hayranını kırmamış, fotoğraf çektirmiş.
Ama hayranı gereğinden fazla sarılınca Can Yaman durumdan rahatsız olmuş ve hayranının elini ensesinden atmış.
Geçmiş gitmiş bir olay ama bu olayda yüzde yüz Can Yaman haklı.
Hayranların ünlüleri bu şekilde rahatsız etmeye hakkı yok.
Hele ünlü kişi tepkisini dile getirince hayranın “Seni biz ünlü ettik” demesi bir o kadar anlamsız.
Havalara ne demeli
Peki ya havalar?
Bu yazıyı yazdığım sıralarda (salı günü) İstanbul’da hava 20 dereceydi.
Birkaç senedir mevsimlerin altüst oluşuna tanık oluyoruz.
Ve bu altüst oluş çok hızlanmaya başladı.
Bitkilerle fazla haşır neşir olduğumdan biliyorum:
Mevsimsel açan bitkiler ne yapacağını şaşırmış durumda.
Neredeyse şubat ortası itibarıyla açmaya başladılar bile.
2020 doğanın da bize bir şey söylemeye çalıştığı yıl, orası kesin...
Alışkanlıklar da değişecek
Koronavirüs sebebiyle sadece büyük organizasyonlar iptal olmuyor.
Birçok şirket de yabancı ülkelerdeki toplantılarını iptal ediyor.
CEO’lar iş seyahatlerine çıkmıyor artık.
Telekonferanslara geçildi, dijital yoldan hallediliyor tüm işler.
Bu yeni bir alışkanlığı da beraberinde getirecek gibi:
Yüz yüze gelme, görüşme durumu sona eriyor.
Şimdilik mecburiyetten.
Ama bir süre sonra bu duruma alışılacak, “Böylesi daha iyiymiş” denilecek.
Bu yüzden kehanet olmasa gerek; 2020 yeni alışkanlıklara gebe:
Daha çok yalnızlığımızla baş başa kalacağız...
Daha çok “temassız” geçireceğiz günlerimizi gecelerimizi...
Müzisyenler ve iptaller
Popüler birkaç şarkıcıdan yola çıkarak tüm müzik dünyasını onlardan ibaret sanıyoruz.
Halbuki değil.
Orkestralarda çalan yüzlerce müzisyen var. Onların tek işi bu.
Ve peş peşe iptaller olduğu zaman bu insanlar ev kiralarını ödeyemiyor, zor durumda kalıyorlar.
Bugünlerde olduğu gibi.
Çözüm, orta yol ne olmalı? Ben de bilmiyorum.
Belki de şu: Müziği göbek atmakla eşdeğer görmekten vazgeçmek.
Müzik acıları anlayabilmenin de bir yolu aslında.
Keşke ona tek bir bakış açımız olmasa...
Paylaş