Paylaş
Bir kız arkadaşım sürekli Etiler’deki Sherlock Holmes’a gidiyordu. Üstelik sadece o değil, onun peşinden birkaç arkadaşı daha her gece soluğu Sherlock’ta alıyordu.
Merak edip sormuştum, “Yahu nedir bu Sherlock Holmes’un sırrı? Niye gidiyorsunuz ki bu kadar?”
Meğer tüm amaç yabancılarla tanışmakmış!
Şehirde çalışan yabancılar o dönem yoğun bir şekilde oraya takılıyormuş.
Zaten çok geçmeden Sherlock ziyaretlerinin faydasını görmüştü sevgili arkadaşım: Amerikalı bir sevgili edinmişti kendine!
ŞİMDİ NEREDELER?
Günümüze gelelim...
10 yıl öncesine göre şehirde yaşayan yabancı sayısında artış var. Keza eğlence mekanlarında da...
Peki İstanbul’un yabancıları şu sıra nerede sosyalleşiyor, nereye gidiyor?
Benim gözlemlediğim kadarıyla hâlâ en çok Karaköy-Galata-Tünel-Tepebaşı hattındalar.
Karaköy’deki Maya Lokantası mesela.
İki hafta önce gittiğimde masaların yüzde sekseni yabancıydı. Üstelik gecelerden pazartesi gecesiydi.
Aynı şekilde Karaköy Lokantası da öyle...
Biraz yukarı doğru çıkın: Nublu’ya sıkça takılıyorlar, The Marmara Pera tepesindeki Mikla ve yıllardır sektirmeden 360’a da...
Evet yabancıların mekan kriteri çoğunlukla manzara odaklı oluyor.
BJK Plaza’daki Vogue bunun bir başka örneği.
Önceki hafta ay tutulması vesilesiyle oradaydım ve tüm masalar yabancıydı.
İşin ilginç yanı, İstanbul’un yabancısı lokallerin popüler mekanlarına o kadar da rağbet etmiyor. Nişantaşı mekanlarında pek yoklar. Delicatessen’de, Brasserie’de...
Ya da Bebek’teki Lucca’da filan...
Yurtdışından iş için gelmiş yabancıların çıkarıldığı yemekleri kapsam dışı tutuyorum tabii.
O yemekler çoğunlukla Ulus 29’da, Sunset’te, Nomads’te, Reina’da filan yeniliyor.
ALEX, NOVO VE GOOD MOOD
Peki eski Sherlock Holmes gibi yabancıların takıldığı bar var mı? İlk aklıma gelen Asmalımescit’teki Alex’in barı.
Bu küçücük bar yabancılarla dolup taşıyor. Yakınlarındaki Novo da öyle.
Galata’daki Georges’un terasına çıkın, oranın barı da yabancı kaynıyor.
Tepebaşı’ndaki Good Mood ise bugün ilginç bir uygulama başlatıyor, English Speaking Happy Hour diye...
Şehrin yabancılarını bir araya toplamayı hedefleyen bir happy hour. Saat altı ile sekiz arası...
Son olarak şunu söylemeli: İstanbul’un yabancıları hâlâ kendi kabuklarında, Türkler’le pek içli dışlı değiller.
Trump hareketleniyor
Trump Towers denince ilk akla gelen şeylerden biri Fratelli adlı İtalyan restoranı ve çocuklara yönelik yapılan katın ne kadar kapsamlı olduğu...
Bugünlerde ise bu sıralama değişiyor.
Çarşamba günü kapılarını açacak olan Duke ile birlikte Trump da gece hayatı rotasına girecek gibi.
İstanbul Doors’un İngiltere şubesi olarak tasvirleyebileceğim D&D London Group’un projesi olan Duke, özellikle İngiliz bahçesi temalı dev terasıyla yaz aylarında Boğaz’a inmek istemeyenlerin ilgisini çekebilir.
Duke, Trump’ın olmuş bitmiş projesi.
Konuşulan bir başka proje ise Çapamarka’nın City’s’deki Mahalle’nin bir benzerini buraya açacağı...
Eğer gerçekleşirse yakında Mahalle’ler üçleme şeklinde sıralanacak İstanbul’da: City’s, Trump ve Zorlu’da sonbaharda açılacak olan ve hepsine ilham vermiş olan Eataly.
Paylaş