Paylaş
KILIKTAN KILIĞA
* Yener ilk Açıkhava konseri boyunca kılıktan kılığa girdi. Önce Cher’i andırdığı bir diva kostümle karşımıza çıktı. Tüylü, şatafatlı, upuzun çizmeli... Sonra Michael Jackson’vari bir edaya büründü; siyah dev gözlükleri, beyaz gömleğindeki ışıltılı apoletlerle filan...
Elbette Madonna’yı unutmadı Hande Yener.
Uzakdoğu temalı bölümde Madonna’nın 2001’deki Drowned World turnesinde benimsediği kostümlerin bir benzeriyle çıktı karşımıza.
İlerleyen dakikalarda ise siyah dev poşetle taçlandırılıp uçuşturulmuş, maskeli ve dolayısıyla hayli Eyes Wide Shut kostümle Lady Gaga’msı bir hale büründü.
Finalde ise (çok Hung Up) bir mayoyla arz-ı endam etti sahnede.
Kostümlerin bazıları fazlasıyla (yukarda bahsettiğim gibi) oradan buradan esinlenmiş gözükse de, bir Türk şarkıcının konserinde bu kadar çok kostüm değiştirene alışmadığımdan olsa gerek gözüm kamaştı.
Üstelik tüm kostümler hızla değiştirildi, seyirci bekletilmedi.
DANSÇILARA BRAVO!
* Çok sık konsere giden bilir, Türk şarkıcıların dansçılarla imtihanı dillere destandır.
Dansçı ya şarkıcının arkasında lirik lirik dans eder.
Güya şarkıya arka fon oluşturmaya çalışır, ama bir türlü olmaz.
Ya da hızlı şarkıda solistin sağında solunda manasızca hareketler yaparak seyirciyi coşturmaya çalışır.
Hande Yener konserinde gördüm ki, her zaman böyle olmak zorunda değilmiş.
Yener’in Mimar Sinan’lı dansçıları gayet profesyoneldi, şarkılarla uyumluydu ve sahnede hiç sırıtmadılar. Laf olsun diye değil, şov dört dörtlük olsun diye oradaydılar. Hepsine bravo!
ANİDEN AHMET KAYA SÜRPRİZİ
* Sadece şov yoktu konserde. Yener kendi kitlesi dışında biraz daha büyüklere, hayatın tokadını yemişlere, kalbi her daim kırıklara da seslenmek istemiş olacak ki, Ahmet Kaya’nın Hani Benim Gençliğim Nerede şarkısını söyledi sürpriz bir şekilde.
Bu beklenmedik sürprizi çok iyi yorumladı üstelik. Ardından da Sezen Aksu’nun Bir Çocuk Sevdim’ini. Doğrusu bu ya, sahnedeki senfoni orkestrasının en uyumlu olduğu şarkı buydu.
ÇORABI KAÇTI
* İtiraf ediyorum, bir ara Yener’in mayosunun altına giydiği çorap kaçtı ve tam da poposuna denk gelen çorap deliğini izleyip durdum bir süre (manyak mıyım?).
Birileri kulisten fark etseydi de uyarabilseydi keşke...
BİR MESAJ VAR SANKİ
* Ünlü dj David Vendetta’nın sahneye çıktığı bölüm ise “Elalemin Ozan Doğulu’su var, benim ise Vendetta’m var” altyazısını/ukalalığını içeriyordu sanki.
Ya da bana öyle geldi.
“BOYFRİEND”İN ANNESİ VE KUCAKTAKİ ÇOCUK
* Konserin finali ise tüm o alengirli şovların ardından gayet alaturka bitti. Yener sevgilisini (“Boyfriend’im” seslenişiyle) sahneden inip öptükten sonra “Diğer annem de burada” diye protokolün öteki ucundaki bir hanımefendiyi işaret etti.
Bir an izdivaç programlarındaki mutlu sona ışınlanmış gibi oldum.
“Boyfriend” Ozan Öğüt’ün annesi olduğunu anladığımız hanımefendi ise kucağındaki bebekle Yener’e selam verdi.
“Küçücük bebeğin konserde ne işi var?” diye söylenince bendeniz, yanımdaki arkadaşımın hainliği beni benden aldı: “Belki de Yener’in sevgilisinden olan bebeğidir, gizliyorlardır.”
VE SONUÇ!
* Sonuç olarak iyi hazırlanmış, ne kadar esinlenmesi bol olsa da tema tema tasarlanmaya gayret edilmiş, son üç gün değil üç ay çalışılmış, bir sonraki için “Daha da iyisini yapabilirler” umudunu vermiş, Berksan’ın çizgi filmlerden çıkıp gelme fazlasıyla karton bebek halini ve Mehmet Erdem’in “Cihangir’de kafede oturuyordum, geçerken uğradım abi” halini saymaz, hemen unutursak eğer: Son zamanlarda gördüğüm derli toplu ve baştan sona canlı söylenmiş şık yerli konserlerden biriydi.
Altan Çetin in, Sinan Akçıl out
Bu konserden çıkan bir başka mesaj şuydu:
Ön sırada oturan besteci Altan Çetin’i uzun uzun övdü Yener ve görüşmedikleri zamanı telafi edeceklerini söyledi.
Konserde şarkılarını söylediği Sinan Akçıl’ın ise adını hiç anmadı, es geçti.
Öyle görünüyor ki Yener bir dönem hem iş hem aşkta sıkı bir işbirliği içinde olduğu Akçıl’ı tamamen silmiş.
Paylaş