Malum, geleneksel "bıkkınlık" listesini iki ayda bir tekrarlıyoruz. Ya da öyle denk geliyor, bilmiyorum. Aslında her hafta yapılsa da olur hani. Ama bu kez de liste kendiliğinden bıkkınlık yaratır değil mi?
Neyse işte, üçüncü bıkkınlık verenler listesine buyrun, hadi hop (altın top, filan).
LEVENT KIRCA: Ali Poyrazoğlu cumartesi günkü Kelebek röportajında Kırca’nın vaziyetini ne güzel özetlemiş aslında, "Şöhreti bitmiş hüzünlü karga" diye... Doğruya doğru. Hep kendini tekrar eden "Olacak O Kadar" programı artık hiçbir kanalda yayınlanmayınca tuhaf açıklamalar yapması, ardından Cem Yılmaz’a durup durup saldırması ve son olarak Güldür Bakalım programındaki belden ennn aşağı esprileri fena halde sıktı/koktu/çürüdü Levent Kırca’nın.
TOLGA KAREL-ARZU YANARDAĞ: Birbirlerine habire sövüp saydılar, "O aslında böyle", "O da aslında şöyle" diye diye işin suyunu çıkardılar. Eğer "iddialı jön" Karel, Monica Bellucci’yle filan aynı filmde oynamazsa, kanlı bıçaklı olduğu Arzu’yla "Avrupa Yakası"na girebilirler pekala. Orada döktürürler kanımca. Sonra da atılırlar... Ne de olsa bu dizi, "karakter öğütme merkezi" gibi oldu her sezon.
HELİN AVŞAR: Tuvalette seks mevzusu eğlenceliydi ama Helin sahip çıkmadı hadiseye, reddetti, örf-adet-masum kız-bir ay dışarı çıkmama açıklamaları yaptı, sıktı... Gün gelip de cesur bir yerli malı ünlü, "Yahu seviştim evet, ha yatakta ha tuvalet ortamında, size ne canım" diyebilecek mi, o günleri görebilecek miyiz, merak ediyorum. Yabana atmayın canım, yaptığının arkasında olanlar çoğaldıkça, "acaba ne düşünürler" diye hareket edilmediği sürece bayağı yol alırız yani... Medeniyet denizlerinde.
BÜLENT ERSOY: Bu listenin gediklisi... George Clooney kırması taze eşi Armağan’ın aldatma vakasından sonra "Erkekler hep böyle otlanmak istiyorlar" dedi, ataerkil ataerkil. Son olarak da Gülşen’i, Erol Köse istemedi diye iki hafta üst üste programına çıkarmak istemedi. Yani bir tür, Kenan Evren’in zamanında kendisine uyguladığı gibi "sansür" uyguladı. Gülşen’i programına çıkarınca da, Erol Köse’yle ilişkisi hakkında "Türk aile yapısı savunma kuvvetleri" adına hesap sordu. Tek kelimeyle: Bir kez daha hazin bir şekilde SIKTI divaresk.
G-STRING: Herhalde dünyanın hiçbir ülkesinde g-string bu kadar tartışılmamış, tüm yazılara malzeme olmamış, "tahrik ediyor" diye günah keçisi ilan edilmemiştir. Alt tarafı don yani. Ama don deyip geçemiyoruz bu memlekette, o yüzden meraklısına söyleyelim: G-string giyenlerin internette kulübü bile var bu ülkede: www.g-stringclub.com
Kuantum dede geliyor
Meşhur kuantum fiziği belgeseli "What The Bleep Do We Know"un nur yüzlü profesörü Fred Alan Wolf 19-20 Eylül tarihlerinde Türkiye’ye geliyormuş.
Kapalıçarşı alışverişi yapmak için değil tabii. Kuantum fiziği hakkında konuşma yapmak için...
Çünkü 72 yaşındaki profesörün bu mevzu üzerine yazılmış tam 11 kitabı var.
Ve dahası, kuantum gibi karmakarışık bir konuyu basit bir dille anlatıyor.
Zaten belgeseli izleyenler anımsayacaktır. Orada gayet tatlı tatlı anlatıyordu kuantumun gündelik hayata uygulanışını Bay Wolf.
Eğer bu meselelere ilgi duyan varsa, hatta "Secret"tan çok daha fazlası ve bilimselini öğrenmek arzusuyla yanıp tutuşmaktaysanız, bu iki tarihteki semineri kaçırmayın derim.
Swissotel’de düzenleniyormuş. Biletler ise biletix’te satılıyor.