Çekin elinizi ‘çocukların’ üzerinden

Hani yaşam tarzıma müdahale etme, özel hayatıma burnunu sokma filan diyoruz ya.

Haberin Devamı

Ayşe Arman’ın Harun ile Ferzan hikayesini aktardığı röportaj serisinden sonra bir kez daha anlaşıldı ki, aslında herkes birbirinin hayatını dizayn etme çabası içinde.
Örf adet gerekçesiyle, kötü yola girdi gerekçesiyle, o gerekçeyle bu gerekçeyle...
Yüksek yüksek tepelerdeki mercilerin bu konuda bir şey yapmasına pek gerek yok.
Artık hayatta olmayan Harun’un ablası neler söylemiş mesela.
“O kız” demiş, “Harun’un kaçamak yaptığı kızdı. Asıl sevdiği başka biriydi. Bizim gelin adayımız esasında oydu”.
Yetmemiş, “Kardeşimiz kötü yola girdi. Onu oradan döndürmek istedik, tabii ki müdahale ettik” diyebilmiş.
Dahası bir yiyişme notu bile düşmüş:
“Bizim örfümüzde, âdetimizde böyle yiyişme filan yok.
Ben 10 yıllık kocamın boynunu emerek sokağa yollamadım. Yollamam. Böyle bir ahlaksızlık yok.”
Hanımefendinin tabiriyle bu örf ve adette yiyişme yok, peki ne var onu anlamadım?
Karşılıklı oturup çay içmek mi?
Pasta tarifi almak filan mı?
Şu -sizin gözünüzde ömür boyu çocuk olan- yetişkin bireylerin üzerinden Yüzüklerin Efendisi’ndeki Sauron misali kükreyen gölgenizi bir çekseniz, ne iyi edersiniz aslında.
Kararlarını kendileri verseler...
Aşklarını, ayrılıklarını, sevişmelerini kendileri yaşasalar...
Araya girmeseniz, anahtar deliğinden gözetlemeseniz, “Noldu boynuna, yiyiştin mi yavrucum?” diye abuk sabuk üzerine gitmeseniz, bir sakin olsanız, bir farkına varsanız, Müge Anlı izleyip yüksek doz stres almak yerine her öğleden sonra kocaman kahkahalar atıp gülüp geçmeyi deneseniz.
Mesela yani...

Haberin Devamı

Blog dünyası Bumerang’ı beklerken

Blog dünyasının yakından takip ettiği Bumerang Ödülleri, nam-ı diğer blog oscarlarında oylamalar bitti, sonuçlar 5 Aralık’ta açıklanıyor.
En iyi uzman site
kategorisinin jüri üyelerinden biri de bendim.
O yüzden jüri değerlendirmesine kalan son on siteyi defalarca inceledim.
Bazılarını önceden biliyordum, bazılarını ise yeni keşfettim.
Seyahat etmeyi seven biri olarak en çok seyahat bloglarına takıldım tabii.
Mesela yoldaolmak.com sitesinin yaratıcısı Kemal Kaya’nın anlattıklarına.
Kemal Kaya’nın hikayesi kırklı yaşlarının başında, 14 yıllık profesyonel iş hayatını bırakıp tek yön bir bilet alarak Tayland’a gitmesiyle başlamış.
Sonrası çorap söküğü gibi gelmiş.
Tam 22 ay geri sonra Türkiye’ye geri dönebilmiş.
11 ülke ve 250’den fazla şehir gördükten sonra!
Blog açma fikri de yollardayken çıkmış ve sürekli yolda olma hali ona iyi gelmeye, hatta bağımlılık yapmaya başlamış.
Asıl sırrı ise ekonomik gezmeyi öğrenmesi Kemal Kaya’nın.
Bunu nasıl yaptığını da blogunda uzun uzun açıklıyor.
Şu cümlesi ise çok hoşuma gitti, aynen aktarıyorum:
“Uzun bir ömür olsa da, eğer keyif dolu değilse ne anlamı var ki yaşamanın? Keşiflerle dolu, anlamlı ve keyifli kısa bir yaşantıyı uzun bir ömre tercih ederim.”

Yazarın Tüm Yazıları