Paylaş
Ne zaman ki Teoman’ın sıkça sahne aldığı Beyoğlu’ndaki Balans’ı devraldılar, işte o günden sonra yavaş yavaş ülkenin farklı şehirlerine şubeler açılıp büyümeye başladılar.
Önceki gece Jolly Joker’ciler “Biz bize eğlenelim” diyerek müzik dünyasını bir araya getiren büyük bir parti düzenledi.
Doğrusu partinin yapıldığı Vadistanbul Jolly Joker şubesi devasa bir yermiş.
Hele sigara içme alanı en az mekanın kendisi kadar büyük. Mekanın en hoş yanı ise Belgrad Ormanı’na bakıyor oluşu.
Umarım bir-iki sene sonra orman yerine dev rezidanslar olmaz bu manzara...
OLSAYDI SÜPER OLURDU AMA...
Vadistanbul’daki partiye gelmeden önce Jolly Joker’lerde çıkan tüm şarkıcıların sahne alacağı söylenmişti.
Öyle ki bana söylenen listede Ben Fero da vardı Bülent Ersoy da.
Mabel Matiz de vardı Gülşen de...
Tamam Jolly Joker’lerde farklı tarzdaki şarkıcılar konser veriyor olabilir, ama hepsini aynı gece peş peşe sahnede göreceğimi pek sanmıyordum.
Nitekim olmadı da.
Eğer gerçekleşseydi TRT’nin 80’ler yılbaşı programları filan gibi görülmemiş bir şeye imza atılırdı gerçekten.
Sahneye çıkanlar ise hayli erkek egemendi:
Koray Avcı, Haluk Levent, Mehmet Erdem, Hakan Altun, Berkay...
Koray Avcı sahnede dolanıp durmaktan pek şarkı söyleyemedi ne yazık ki. O dolanıp durdukça benim beynim döndü.
Berkay’ın sahne eşofmanı ise son zamanlarda erkeklerde sıkça gördüğümüz türdendi:
Hani bacakları sıkı sıkı saran taytımsı eşofmanlardan.
İstinye Park’ta alışveriş yapan futbolcuların üzerinde görmek mümkün bu eşofman altını.
Ya da MAC Bebeköy’den çıkıp Backyard’da kahvaltı fit borsacı da da...
Selvi boylu İtalyan erkeklerinin dar kalıp pantolonlarına özenildiği gibi bu eşofmanlar da maalesef aşırı moda...
NEDEN AŞURE BİR TARZ?
Bu arada parti gecesi Jolly Joker’in hem yeni hedefini hem de onlara dair hep merak ettiğim bir şeyi öğrenmiş oldum.
JJ’nin hedefi şuymuş:
2020 yılı sonunda 12 mekana ulaşmak ve 1 milyon katılımcıyla buluşmak...
Merak ettiğim şey ise Jolly Joker’in neden “aşure” bir tarzı olduğuydu.
Misal: Bir gece Serkan Kaya’yı ertesi gece de Cem Adrian’ı dinleyebiliyorsunuz aynı sahnede.
Mekanın sahibi İbrahim Sayın bu durumu JJ’nin bir performans mekanı oluşuyla açıkladı o gece. Kapıları performans yapan herkese açıkmış kısacası.
Şehir Atlası
◊ KOMŞUKÖY VE SANAYİ 313 ORTAKLIĞI
Heyecan yapmayalım, Polonezköy’deki organik tarım vahası Komşuköy’ün içine Sanayi 313 açılmıyor. Sadece yazdan bu yana iki marka ortak yemekler düzenliyordu.
İşte o yemeklerden sonuncusunu bu kez Komşuköy’ün kendi yerinde yaptılar.
Organik organik büyüyen sebzelere karşı yemekler yenildi kasım sıcağında.
Yeri gelmişken: Artık kasım sıcağı denen bir şeyden bahsedebiliriz değil mi?
◊ KAPI ZİLİNE BAS, İÇERİ ÖYLE GİR
Bebek’teki Kaia’yı uzun süredir merak ediyordum. Nihayet önceki gün gittim.
Mekana, daha önce bana söylenildiği gibi, koca bir demir kapının yanındaki zil çalınarak giriliyor.
İçeriden kapıyı açıyorlar, sonra bir kapı daha! Kutu kutu pense hesabı.
Kaia, gelen birçok kişinin tasvirlediği gibi, gerçekten de “çok New York”.
Gelenlere hemen “Hey nasılsın, naber?” diyor personel, öyle direkt bir New York iletişimi yani. “Aman efendim”ler, “Buyurun”lar yok. Yemekler ise küçük tabaklar halinde. Özellikle yılan balıklı atıştırmalık bir numara.
Kokteyller de enfes. İlerleyen saatlerde coşup dans edenler de oluyormuş ama o kısmını göremedim. Başka bir geceye artık.
◊ TOMTOM’DA DEKORASYON COŞMASI
Hafta sonu gidecek etkinlik arıyorsanız buyurun: Tomtom Designhood ve Maison Française Dergisi’nin işbirliğiyle hazırlanan Back to Home adlı etkinlik.
Tomtom Kırmızı binasında dün başlayan etkinliğe tasarım ve dekorasyon markaları katılıyor. Ayrıca birçok atölye ve tasarım konuşması gerçekleşiyor.
Pazara kadar sürecek Back to Home’un kreatif direktörü ise bu dünyanın yakından bildiği bir isim, Karolin Apik.
◊ VE AYŞEGÜL ALDİNÇ....
Uzun süredir dinlemek istiyordum Ayşegül Aldinç’i.
Galiba bu gece şeytanın bacağını kıracağım.
Nişantaşı’ndaki Alancha’da sahne alıyormuş.
“Gözlerin Su Yeşili” şarkısını da söyler değil mi?
Paylaş