Ömür Kurt

‘Kral Şakir, Türkiye’de okuma devrimi yarattı’

1 Nisan 2022
Türkiye’de ilk kez bir çizgi filmin deneyim alanını oluşturdular. Üstelik bu alanda çocuklar karakterlerin yerine geçiyor, çizgi filmde geçen mekânlarda doyasıya oynuyor, eğleniyorlar. Çocukların çok sevdiği Kral Şakir çizgi filminin deneyim alanı olan Macera Dünyası ilk şubesini Ankara’da açtı. Kral Şakir’in yaratıcısı Varol Yaşaroğlu ve ‘Kral Şakir Macera Dünyası’ kurucusu Esra Özge Aktürk ile buluştuk, yepyeni projelerini konuştuk.

Kral Şakir inanılmaz bir başarı yakaladı. Her yaştan seveni var. Nasıl ortaya çıktı?

Varol Yaşaroğlu (Kral Şakir’in yaratıcısı): Ben 5-6 yaşlarındayken Pembe Panter’i çok izlerdim ve ona çok gülerdim. Her yere Pembe Panter çizerdim. Defterlerime, duvarlara… Annem bana çok kızıyordu artık. Kendi kendime “Büyüyünce ben de Pembe Panter gibi bir karakter yaratacağım” derdim. Ben bu hayalle yola çıktım. Sonra bir gün Milliyet Kardeş Dergisi’nin İzmir bürosu için ilk karikatürümü çizdim. Böylece karikatür maceram başladı ve yıllar içinde Kral Şakir doğdu. Üstelik Kral Şakir, Cartoon Network kanalının ilk yerli çizgi filmi oldu. Bu, hayalimin gerçekleşmesini sağladı.

İlk çıktığı zamanlarda Kral Şakir’le ilgili ön yargılar vardı. Peki, bu konuda neler söylersiniz?

Varol Yaşaroğlu: Kral Şakir hakkında olumsuz yorum yapanların, çizgi filmimizi bir kez olsun izlemediğine, kitaplarımızı bir kez olsun okumadığına kuşkum yok. Bunların hepsi sizin de söylediğiniz gibi ön yargı. Örneğin, bir öğretmen “Önermiyorum” deyiveriyor, “İzlediniz mi?” diye soruyorum “Hayır” diyor. Peki, neye göre önerilmiyor? Anlamak güç. Kral Şakir, çocukların üstünde iyi etkiler yaratacak içeriklerle doludur ve biz buna özel önem gösteririz. Hatta şunu açık yüreklilikle söylemeliyim ki Kral Şakir, Türkiye’de okuma devrimi yarattı.

Çok iddialı bir laf değil mi?

Varol Yaşaroğlu: Bunu ben söylemiyorum, öğretmenler söylüyor, anne babalar söylüyor. Okumayı sevmeyen çocukların bile Kral Şakir kitaplarıyla, kitap okumayı sevmeye başladığını söylüyorlar bize.

Yazının Devamını Oku

Korkutmadan sevin

26 Mart 2022
Çocukları ısırarak, çimdikleyerek, ağlatarak sevmek gibi bir huyumuz var. Oysa bu davranışlar çocuğu korkutur, onu sevgiden ve ilgiden uzaklaştırır. Ayrıca ‘sevgi’ sözcüğünü yanlış anlayan çocuk, kendisini ifade ederken çevresindekilere yanlış davranışlar da sergileyebilir.

Çocuğun ne zaman öpülmek istediğini dikkate almak, ona saygı duymak çok önemli.

Çocuk ısırılarak, ağlatılarak sevilir mi?
Börte Özdemir (Uzman klinik psikolog): Bu sert davranışlar çocukların kafasını karıştırabilir ve tehlikeli sonuçlar doğurabilir. Bu şekilde ‘sevilen’ bir çocuk, bunu normalleştirdiği için etrafındaki yaşıtlarına sevgisini aynı şekilde göstermeye çalışarak okulda dışlanabilir. Öte yandan yabancılar tarafından bu şekilde sevilebileceğini düşünerek de kendisini tehlikelere açık hale getirebilir.

Sezen Aksu (Çocuk gelişimi uzmanı): Sert davranarak sevmek, çocuğun ‘sevgi’ sözcüğünü yanlış anlamasına ve kendisini ifade ederken yanlış davranışlar sergilemesine neden olabilir. Örneğin siz severken çok sert davranıp koluna, bacağına vurabilirsiniz. Çocuğunuz da kardeşine, sınıf arkadaşına vurma veya ısırma davranışı sergileyebilir ve bunu “Ama ben onu seviyorum!” şeklinde ifade edebilir. Bazı çocuklar kendisine çok fazla temas edilmesinden hoşlanmayabilir. Çocuğun mahremiyet sınırlarını geçmemek ve temas etmek için ondan izin almak gerekir. Özellikle 0-6 yaş arasında henüz mahremiyet eğitimi almayan çocuklar, kendilerine yaklaşan kişilerin tüm davranışlarını doğal karşılayabilir. Biz bu sınırları koruyarak çocukta mahremiyet algısı oluşturabiliriz.

*Onları severken hangi sınırlara dikkat etmek gerekir?

Yazının Devamını Oku

Arkadaş seçimine destek olun

19 Mart 2022
Çocukluk çağında arkadaş seçimi oyunla başlıyor... Ancak ergenlikte işler değişiyor! Özellikle bu dönemde çocuğun arkadaş seçimiyle ilgli anne-babaların dikkat etmesi gereken konuları uzmanlara danıştık: “İlgiyle sohbet ederek onu ve seçimlerini anlamaya çalışın.”

Çocukluklar nasıl arkadaş seçiyor? Arkadaş ilişkilerinde ne gibi sorunlar yaşıyorlar?

Prof. Dr. Nilgün Sarp (İstanbul Bilgi Üniversitesi Çocuk Gelişimi Bölümü): Çocukluk çağında arkadaş
seçimi genellikle oyunla başlar ancak
2-4 yaş arasında çocuklar, aynı ortamda oynamalarına ve oyuncakları kullanmalarına rağmen birlikte oynamazlar. 3-4 yaştan sonra arkadaşlarla oyunları başlar. 4 yaşından 6-7 yaşına kadar hayali arkadaşları olabilir. Bu durum çocuğun ihtiyaçlarına göredir ve sosyal yeterliliğin gelişimini kolaylaştırabilir. Ancak çocuklar 6-7 yaşa kadar kendisini her şeyin merkezinde görür, paylaşımcı değillerdir. İnatçılıklar, oyuncak çekişmeleri onun gelişim özelliğinin parçalarıdır. Oyun kurallarına uymak, uymayanları uyarmak ve oyunlarda öne çıkmak gibi özellikleri oluşmaya başlar. Arkadaşlıklar genelde hemcinsleriyledir, rekabet ve kıskançlıklar olabilir.

Dr. Fırat Hamidi (Çocuk ve ergen psikiyatrı): Çocuğunuzun arkadaş ilişkilerinde sorun varsa ilk olarak çocuğunuzla kurduğunuz ilişki biçimine bakın. Oyunlarda uyumsuz, olumsuz tutumlar, agresif ve hırçın davranışlar sergiliyorsa çocuğunuzu suçlamayın, kızmayın, cezalandırmayın. Yaşanmış önemli olaylara ve ilişkide olduğu kişilerle olan iletişimine odaklanın. Nitekim, çocuklar için oyun; duygularını ifade ettiği, problemleriyle başetmeye çalıştığı, uzlaşma gibi süreçleri öğrendiği, ölüm, hastalık gibi zor konuları işlediği önemli bir platformdur.

Ergenlerle konuşurken kullanılan dil ve onları anlamaya çalışmak çok önemli.

* Ergenlikte yakın arkadaşlıklar bir anda şiddetli geçimsizliklere dönüşebiliyor...

Yazının Devamını Oku

‘Kendi işini göremeyen çocuk güvensiz bir yetişkin olabilir’

12 Mart 2022
Hayatında hiç sofra kurmamış, dolabını toplamamış veya eşyalarını temizlememiş çocuklar, ergenlik döneminde de desteğe ihtiyaç duyuyor ve bu durum yetişkin dönemlerine de taşınıyor. Uzmanlar, yaşamsal beceriler edinmeyen çocukların güvensiz yetişkinlere dönüştüğünü söylüyor.

Çocuğun her işini anne-babasının yapması nelere sebep olur?
Psikolog Pelin Ankay: Yetersizlik duygusuna sebep olabilir. Çocuğun kendine güvenebilmesi için tek başına da bir şeylerin üstesinden gelebildiğini görmesi gerekir. Böyleceçocuk, kendine daha fazla saygı duyar ve yeterlilik duygusu gelişir. Çocuğa alan sağlamak, ona özerklik kazandırmak,birey olduğunu hissettirir. Aksi halde yetişkinlikte de onu idare edecek birine ihtiyaç duyabilir. Bunun olmaması için ebeveynin aşırı korumacılık ve aşırı esnek olmak arasında bir orta yolu bulması gerekir. Yaş ilerledikçe aileden ayrışamayan bireyler, ileride partnerlerinde ve arkadaşlarında bağımlı olacakları ebeveyn figürü ararlar. Kişi çocukken kendini değersiz ve yetersiz hissederse, yetişkinlikte o değeri zorla insanlardan almaya çalışır. Çocuğa kendini prens veya prenses gibi hissettirilmemek gerek. Bu, değersizlik ve yetersizlik hissine sebep olur. Üstelik çocuğa “Ben zorluklarla başa çıkamam, hiçbir şeyi beceremem, ailem benim için yapar” mesajını verir.

Pedagog Öznur Simav: Bebeklik döneminden çocukluğa geçişte bir şeyi bir yerden alıp götürme, getirme gibi davranışlar başlamış olur. Ve çocuk bu yaptığı ‘iş’lerden mutlu olur. Sonrasında basit özbakım becerilerini kazanmaya başlar. 2-3 yaşlarında montunu kendi çıkarıyorsa, giyme çabalarında destekle sonuç aldığını görüyorsa devam etmek ister. Onun için bu bir motivasyondur. Bir şeyleri “Ben yapabilirim” dediği dönemi değerlendirmek gerekir. Çocuğun her işini anne-babasının yapması, özgüven duygusunun gelişmesinde aksaklıklara sebebiyet verir. Evde anne-babasını modelleyerek büyüyen, değişik konularda bilgi ve beceri sahibi olan çocuğun yaşamda ayakları yere daha sağlam basar.



* Çocuğun kendi işlerini görebilecek beceriyi kazanması için anne-babalara önerileriniz neler?

Yazının Devamını Oku

Tehdit dili kullanmayın

5 Mart 2022
Bulunduğu yerden ayrılmak istemeyen çocuğa “Sen kal, ben gidiyorum” yaklaşımıyla söz dinletmeye çalışan ebeveynler, onun gelişimini olumsuz etkileyebiliyor. Uzmanlara göre bu ‘korkutarak yaptırmak’ demek. Sonucunda çocuk güvensizlik ve yalnızlık duyabiliyor, tehdidi öğreniyor.

*Bir şeyi korkutarak yaptırmak çocuğu nasıl etkiler?

Bayram Deleş (Ardahan Üniversitesi Çocuk Gelişimi Bölümü): Çocuk yorgun, halsiz ve umutsuz hissedebilir, uyku ve yeme bozukluğu görülebilir. Akademik başarısı olumsuz etkilenip dikkat sorunları yaşayabilir. Kendini değersiz ve suçlu hissedebilir. Kendine ve çevresine zarar verebilir. Yalan söyleme, tırnak yeme ve alt ıslatma gibi davranış bozuklukları ortaya çıkabilir.

Ali Orhan (Psikolog): Bu yaygın anne-baba tutumu çoğu zaman kısa süreliğine sonuç verdiği için devam ettirilir. Aslında ebeveynlik becerilerinde çaresizlik yaşandığının göstergesidir. Ebeveynlik rolü ‘yarı zamanlı’ değil, süreklilik gerektirir. Çocukla önceden sağlıklı iletişim kurulmadığında anlık tepkilerle
çocuğa olumlu davranış kazandırılamaz. Tehdit ortadan kalktığında istenmeyen davranış tekrar ortaya çıkar.

Yazının Devamını Oku

Hangi yaşta hangi müzik aleti?

26 Şubat 2022
Pek çok anne-baba çocuklarının müziğe ilgi duymasını ve bir müzik aleti çalabilmesini istiyor. Bir enstrüman çalmaya hangi yaşta başlanır, çocuğun ilgisi ve yeteneği neye göre anlaşılır? Uzmanlara sorup öğrendik...

Çocuğu müzikle tanıştırmak neden önemli?

Prof. Dr. Emel Funda Türkmen (Çanakkale 18 Mart Üniv. Devlet Konservatuvarı): Çocukluk evresinin ilk altı yılı gelişim açısından çok önemli. Erken yaşlarda müzikle tanışan çocukların kelime dağarcığı, okuma ve okuduğunu anlama becerileri çok daha hızlı gelişiyor. Müzik bilgileri hafızalarının güçlü olmasına katkıda bulunurken zihinlerinde
bu bilgileri organize ederek gerektiği şekilde kullanmalarına da imkân sunar. Müzikten uzak kalan çocuklarsa genellikle hayal gücünden yoksun, yaşam enerjisi az ve memnuniyetsiz yetişiyor.

Ali Baştuğ (Dore Müzik Akademi eğitmeni): Müzik çocuğun duygu ve düşüncelerini iyi ifade edebilmesini sağlar. Ritmi tanımasını ve içselleştirmesini kolaylaştırır. Çocuk ritimle dünyaya gelir. Henüz anne karnındayken kalp atışlarının sesini duyar. Sonrasında anne sesi ve ninniler gelir. İyi müzik ve seslerle tanışırsa müzikal zevki oluşur ve böylece iyi bir müzik dinleyicisi olur. Bu da her zaman bir enstrüman çalması için avantajdır.

‘Keman dünyanın en zor enstrümanıdır’ bir şehir efsanesi.

* Bir müzik aleti çalmaya kaç yaşında başlayabilirler?

Prof. Dr. Emel Funda Türkmen:

Yazının Devamını Oku

Sorunlarını kendi başına çözebilmesi için biyografi okumak işe yarayabilir

19 Şubat 2022
Ergenlik dönemindeki çocuklar, üzerlerindeki baskının artması sonucu sorunlar yaşayabiliyor. Uzmanlara göre başarılı kişilerin biyografilerini okumaları çocuklara başarma azmi ve en kötü koşullarda bile toparlanabilme becerisi kazandırabilir.

Ergenlik döneminde çocukların kaygıları artıyor. Neden?

Prof. Dr. Özgür Öner (Çocuk ve ergen psikiyatrı): Ergenlik döneminde arkadaşlık ve romantik ilişkilerin önemi artar. Bu dönemde aynı zamanda kimlik gelişimi de olgunlaşır. Bu yüzden ergenlik döneminde hem ilişkilerinde hem de mesleki alanda seçimler ve yatırımlar yapması gerekir. Gençler kendilerinin güzel olmadıklarından endişe edebilirler. Bu yüzden sosyal kaygılar, sınav kaygısı, vücut algısıyla ilgili sorunlarla karşı karşıya gelinir.

Çocukları nasıl destekleriz?

Prof. Dr. Özgür Öner: Özyeterlilik hissi için çocuk gerçekten bazı alanlarda başarılı olmayı deneyimlemeli, uygun örnekleri model  almalı.

Klinik psikolog Ilgın Şirin: Tüm çocuklar kabul gördüklerini ve sevildiklerini görmeye ihtiyaç duyar. Yaşadığı zorlukları anladığımızı dile getirmek ve davranışlarımızla belli etmek, koşul koymadan kabul ve sevgi görebileceklerini göstermek çok önemlidir.

Bu süreçte ne yapmak gerekir?

Prof. Dr. Özgür Öner:

Yazının Devamını Oku

Çocuğunuzu sevgisizlikle tehdit etmeyin

12 Şubat 2022
“Eğer dersini çalışmazsan seni sevmem”, “Yaramazlık yaparsan bir daha seninle konuşmam” gibi cümleler kulağınıza tanıdık geldi mi? Bazen çocuklarımıza kullandığımız bu cümleler onu sevgisizlikle tehdit edip derinden sarsabiliyor...

Çocuğu sevgisizlikle tehdit etmek neye sebep olabilir?

Dr. Serap Duygulu (psikolog): Bu yaklaşım ‘koşullu’ sevgidir. “Benim istediğim gibi davranırsan seni severim, isteğim dışında davranırsan bütün sevgimi geri çekerim” demektir. Çocuk kendini değersiz hissedebilir, ilerleyen yıllarda başka insanların sevgisini kazanmak için kişiliğinden ödün vermesine yol açabilir.

Ezgi Katı (psikolojik danışman): Bir çocuğun sevgisizlik tehdidi duyması hayata karşı güvenini yıkabilir ve kalıcı yalnızlığa mahkûm edebilir.  Öğrenme ve yaşam arzusunu kaybeder. Ebeveynin en temel savunması “Çocuğum nasıl olsa onu sevdiğimi biliyor” düşüncesidir. Ancak çocuk için bu sözler negatif inançların kaynağı olur.

“Eğer dersini çalışmazsan artık seni sevmem” yerine ne tür cümleler kurmalıyız?

Dr. Serap Duygulu: “Dersini erken bitirirsen seninle oyun oynamak için daha fazla zamanımız kalır ya da birlikte dışarı çıkabiliriz” gibi cümleler çocuğu motive edecektir.

Ezgi Katı: “Bugün okulla ilgili nelerden sorumlusun? Bakabildin mi? İstersen son tekrarı birlikte yapabiliriz” ya da “Merak ediyorum bugün neler deneyimledin okulda” gibi yaklaşımlar tercih edilmeli. Çocuğun sorumluluklarını yerine getirdiğinde veya getirmediğinde sonuçlarıyla yüzleşeceği ona hatırlatılmalı tabii.

Anne-babalara önerileriniz neler?

Dr. Serap Duygulu:

Yazının Devamını Oku