Paylaş
Bu cumartesi Sarıyer Life Park’ta gerçekleşecek “Genç Bi Şenlik”in biletleri tükendi bile.
Ne varsa gençlerde var, her şeye rağmen müziğe tutunuyorlar demek ki...
21 yaş üzerinin katılmadığı bu şenliğin oluşum ve yürütme aşamasında, İstanbul’un köklü liselerinden 80’in üzerinde öğrenci de aktif olarak yer almış.
Koşanadam ve Modüler Sanat Organizasyonu tarafından gerçekleştirilen Genç Bi Şenlik’te tek bir gecede Gripin, Can Bonomo, Kalben, Pera, Sattas, Ezhel ve Edis sahne alacak.
Cumartesi 13.00’te kapılar açılacak ve eğlence başlayacak. Festivalin güzel dokunuşu ise sadece İstanbullu değil, şehir dışından getirilecek olan liselilere yaptığı sürpriz.
Daha fazla detay vermeyeyim, cumartesi gidenler kendileri görsünler.
Bu iş burada kalmaz tabii.
Genç Bi Şenlik, liselilerin kalbini müzikle çalmaya bakalım İstanbul’dan sonra hangi ilimizle devam edecek...
Emre Altuğ-Yıldırım Gürses düeti
Emre Altuğ’un yeri ayrıdır bende... Uzun yıllar Kanal D ekranlarında yayınlanan, benim hazırlayıp sunduğum “Cinemania”nın isim babasıdır.
Oyunculuğunu beğendiğim iyi bir oyuncu, şarkılarıyla uzun yollar yaptığım sağlam da bir yorumcudur.
Poll Production etiketiyle çıkan Yıldırım Gürses Şarkıları albümünün şarkılarını radyolarda dinleyip hayran kaldıktan sonra lansman konserine de koşa koşa gittim.
İlk yarı o çok özlediğimi anladığım Emre Altuğ şarkılarıyla kendimizden geçtik.
İkinci yarıda ise
Yıldırım Gürses’in hologramıyla birlikte sahnedeydi Emre.
Teknoloji acayip bir şey, şahane bir düet izledik ve göğe selam yolladık.
Modern aranjelerle Emre’den Yıldırım Gürses şarkıları dinlemek iyi geldi.
Çağla Şıkel neden sahnedeydi!
Emre Altuğ konserinin iki güzel hikayesi vardı benim için.
“Eski hayat arkadaşım, şimdi ise arkadaşım” dediği Çağla Şıkel, “Masal Sevdayla Başlar” şarkısında sahneye çıktı ve bir dans gösterisi sundu.
Nedenini merak ettik tabii, Emre de şöyle açıkladı: “Çağla bu şarkının klibinde benden başka kimse oynayamaz diye ültimatom vermişti. Klibi çekemedik o zamanlar, içimizde kalmıştı. Bu gece hayalimizi gerçekleştirdik.”
Kuzey ve Uzay da ayrılmış olsalar bile bu masalda bir araya gelen anne-babalarını izliyorlardı.
Konserde bana dokunan bir başka hikaye de Erol Günaydın’la ilgili olandı.
Emre, Aşk-ı Kıyamet şarkısının klibinde Erol Günaydın’ın olmasını çok istemiş.
Bu isteği gerçekleşmiş ama arkasında da hüzünlü bir hikaye bırakmış.
Erol Günaydın, o klipte eşini kaybetmiş bir adamı oynarken eşi gerçek hayatta kanserle savaşıyormuş.
Kendisi klip çekimlerinde boş tekerlekli sandalyeyi iter ve ağlarken eşi Güneş yoğun bakımdaymış.
Güneş Hanım’ı kaybetmiş Erol Günaydın ve bir süre sonra kendisi de kansere yakalanmış.
Ve şöyle demiş: “Eşimi o kadar çok seviyordum ki onu kıskandım ve ben de kanser oldum.”
Eve gelince Aşk-ı Kıyamet klibini açıp bir de bu duygularla yeniden izledim.
İkisi de nurlar içinde yatsın.
Ve son bir not: Emre Altuğ’un Zorlu PSM’deki konserinde pembe bir koltukta oturarak bir sosyal sorumluluk projesine de destek vermiş oldum. Zorlu PSM’nin konserlerinde yer alan pembe koltuklar projesinden elde edilen gelir, MEVA’ya (Türkiye Meme Vakfı) bağışlanıyor ve ayrıca meme kanseriyle mücadeleye dikkat çekiliyor.
Paylaş