Hadise Gezi Parkı’nda

Ben tahmin ediyordum ama bu kadarını da bilmiyordum doğrusu.
Duyunca çok şaşırdım ve “helal” dedim. Sözde, şarkıda, röportajlarında “duyarlı” ama iş para kazanmaya gelince hayli “duyarsız” olduğunu gördüğümüz sanatçıların, şarkıcıların yanında Hadise’yi yanaklarından öpesim geldi.
Gezi Parkı olaylarının ilk günleri, olaylar henüz başka yerlere çekilmemiş, siyasi boyuta taşınmamış.
Taksim’de, Gezi Parkı’nda ağırlıklı olarak çevre gönüllüleri bulunuyor.
Hadise’nin önceden alınmış bir ekstrası var.
Anlaşma yapılmış, avansı ödenmiş, sahneye çıkmak zorunda.
Ama Hadise kuliste hüngür hüngür ağlıyor; “Gezi’de onca insan çevre için mücadele verir, polis müdahalesine maruz kalırken ve ülkenin kalbi orada atarken içim rahat değil, sahneye bu halde çıkamam” diyor.
İkna etmeye çalışıyorlar, “Basını içeri almayız, davetlilerin Twitter’a senin sahnede olduğunu yazmamalarını rica ederiz, Gezi’de olaylar varken senin sahnede olduğunu kimse bilmez” bile diyorlar.
Ama yok, Hadise hâlâ ağlamakta.
Çıkmayacağını söylüyor.
“Çıkmayacaksan avansı geri var, cezai şarta göre tazminatı da hemen öde” deniyor doğal olarak.
Hadise üzerine para verip konsere çıkmıyor.
Ve ekibi ile soluğu nerede alıyor biliyor musunuz?
Gezi Parkı’nda.
Çöpleri topluyorlar, çevrecilerle bir olup verilen zararı gidermeye çalışıyorlar hep birlikte.
“Bir avuç altının olacağına bir avuç toprağın olsun” diyen Hadise için “kiminin ki bağı var, yüreğinde dağı var” diyorum ben de.

Yükler trenle

Geçen gün hızlı tren projesini yazmıştım, “Onun yerini aldığı tren yolları ne olacak?” diye soranlar oldu.
“Onlar atıl hale mi gelecek?” dediler.
Hayır, eski tren yolları da yük trenleri için kullanılacak.
Türkiye’de yük taşımacılığında kamyonların kullanımı Avrupa’nın neredeyse beş katı.
Bu da trafik, kaza ve ek maliyet demek.
Hızlı trenin ve yük trenlerinin devreye girmesiyle ülkede yük taşımacılığı anlamında da çok şey iyi yönde değişecek.
Trafiği tıkayıp, kazalara neden olan yük kamyonlarını artık daha az göreceğiz.

Güzele bakmak?

Ben gözlerimi kaçırmadan uzun süre baktığımda insanları rahatsız ettiğimi düşünürüm hep. Uzun bakanları, süzenleri de hep saygısız olarak nitelendiririm.
Hele bu kadına bakan erkekse bir de, fena ayıplarım, kınarım, “bu adam hadsiz, işe yaramaz” damgasını da yapıştırıveririm.
Çok da haksız olmadığımı geçen gün gelen bir bilgi doğruladı zaten.
Karşıdakine gözlerini kaçırmadan ve gözünü kırpmadan 7 saniyeden uzun süre bakan birinin niyeti ya onunla seks yapmak ya da öldürmekmiş.
“Güzele bakmak sevaptır” diyerek olayı masumlaştırmaya kalkanlara iletelim lütfen.