Altın Koza zamanı geldi ve yenilenen ödül heykelcikleri sahiplerini beklemeye başladı.
5-11 Haziran tarihleri arasında bu yıl 13.’sü gerçekleşen Adana Altın Koza Kültür ve Sanat Festivali’nin Uzun Metrajlı Ulusal Film Yarışması’nda 13 film yer alıyor.
13. yılın 13 filmi; Banyo, Beş Vakit, Dondurmam Gaymak, Döngel Kárhanesi, Dün Gece Bir Rüya Gördüm, Gen, Hacivat Karagöz Neden Öldürüldü?, İki Genç Kız, Sen Ne Dilersen, Sinema Bir Mucizedir, The İmam, Tramvay, Oyun, Altın Koza için yarışacak.
Geçen sezonun iddialı filmlerinden Babam ve Oğlum’un listede olmaması sizin de dikkatinizi çekmiştir. Neden derseniz, Çağan Irmak filmini Antalya Altın Portakal’a saklıyor.
Antalya Film Festivali’nin kuralları, ulusal bir festivalde En İyi Film Ödülü’nü alan bir filmin Altın Portakal için yarışamayacağını söylüyor.
Çağan Irmak, belli ki, Babam ve Oğlum, Adana’da büyük ödülü alır, Antalya’ya katılamaz endişesiyle filmini Adana’ya yollamamış. Antalya’da yarışmak için başvurusunu da yapmış zaten.
Festivale dönecek olursak, bu hafta Adana’da 5 sinema salonunda 160 film dönüşümlü olarak 480 kez gösterime sunulacak.
Öğrenciler, engelliler, sokak çocukları ve sivil toplum kuruluşlarından davet edilen konuklar, özel otobüslerle sinema salonlarına ulaştırılacaklarmış. Gerçekten hoş bir detay, ince bir düşünce.
Festivalin Yaşam Boyu Onur Ödülleri bu yıl Atıf Yılmaz, Fatma Girik, Safa Önal ve Şener Şen’e veriliyor. Bu bağlamda, Fatma Girik’in Ağrı Dağı Efsanesi, Şener Şen’in Muhsin Bey, senaryosunu Safa Önal’ın yazdığı Bir Aşk Uğruna filmleri Adanalılar’la buluşacak.
Geçtiğimiz günlerde yaşama veda eden, Türk Sineması’nın unutulmaz yönetmeni Atıf Yılmaz ise ’Atıf Yılmaz’ın Ardından’ başlığını taşıyan oturumda çalışma arkadaşları ve sanatçı dostlarıyla birlikte anılacak. Adanalılar ve festival konukları bu oturumu 9 Haziran Cuma günü, saat 14.00’de Büyükşehir Belediye Tiyatrosu Salonu’nda izleyebilirler.
Merakla beklediğimiz Ulusal Yarışma Ödülleri ise cumartesi akşamı yapılacak olan kapanış töreninde sahiplerini bulacak.
En iyi filmler seçildi
Sizce geçen sezonun en iyi yabancı filmi hangisiydi?
Bizim, yani sinema yazarlarının oylamasından ’Saklı’ (Cache) çıktı.
İyi film, o konuda diyecek bir şeyim yok tabii. Ama ben, yönetmen Michael Haneke’ninfilmi için bir horozu öldürtüp ve sonra da çırpınışlarını kameraya almasına sinir olmuştum. Oraya kadar iyi gelen film, avluda olan bitenden habersiz dolaşan o masum hayvanı öldürünce bir anda gözümden düşmüştü. Bu açıdan baktığımda Haneke’ye ve filmine karşı pek iyi hisler beslemiyorum anlayacağınız.
Ben ilk sıraya Günah Şehri’niyazdım, ikinciye ise Şiddetin Tarihçesi’ni. İçlerinde bir sürü ölüm sahnesinin olduğu ama hiçbir canlının canının yanmadığı filmler...
42 sinema yazarının oylamasıyla şekillenen listenin ilk 10’uise şöyle: Saklı, Sil Baştan, Şiddetin Tarihçesi, Günah Şehri, Brokeback Dağı, Çarpışma, Syriana, Hemşire, Münih.
SİYAD’ın seçtiği en iyiler 16 Haziran’dan itibaren Ankara’da Kızılay Büyülü Fener, İstanbul’da ise Beyoğlu sinemalarında gösterime sunulacak.
Şeytana dikkat
Aman dikkat. Bugün 06.06.06. 2006’nın 6’ıncı ayının 6’sı.
Yani 666 yaka numaralı şeytanın günü.
Bizler, tüm dünya ile aynı anda ülkemizde de bugün vizyona giren Omen filmi olmasa günün öneminin farkında olmayacaktık.
Baksanıza, şeytana tapanlar bugünü kutlarken, karşı safta olanlar bugün doğum yapmak, evlenmek istemiyor, hatta önemli randevular bile iptal ediliyor.
Diğer yanda ise sineğin yağını hesap eden sinema endüstrisinin bu çılgınlıktan rant elde etme çabaları var.
1976’da vizyona giren Omen’in yeniden çevrimi bugün, Türkiye de olmak üzere dünyanın çok yerinde vizyona girdi.
Gidince görürsünüz, yeni model Omen’in başına günümüze uygun sahneler eklenmiş. Bu sahnelerde 11 Eylül saldırıları ve New Orleans’ı vuran Katrina kasırgasında da şeytanın parmağı olduğu ima ediliyor.
Yüzlerce insanın ölümüyle sonuçlanmış trajik olayların bu şekilde malzeme yapılması hiç de hoş değil.