60 milyon dolara Yapı Kredi’ye bağlı Enternasyonal Turizm’den aldığı Four Seasons Hotel ve Atik Paşa Yalısı’nı 65 milyon dolar daha harcayarak hizmete açacak olan Malatyalı tekstilci Mesut Toprak, turizmde iddialı. Toprak’ın hedefi, İstanbul’a kaliteli turizm tesisleri kazandırmak.
FOUR Seasons Hotel ve Atik Paşa Yalısı’nı 60 milyon dolara alarak dikkatleri üzerine çeken Malatyalı tekstilci Mesut Toprak, 33 yıl önce Sultanhamam’da kumaş ticaretiyle başladığı iş hayatında 70 milyon doları yakaladı. Yapı Kredi’ye bağlı Enternasyonal Turizm’den aldığı Four Seasons Hotel ve Atik Paşa Yalısı’na 65 milyon dolar daha harcayarak hizmete açacak olan Toprak’ın hedefi, İstanbul’a kaliteli turizm tesisleri kazandırmak.
Tay Group Şirketleri Yönetim Kurulu Başkanı Mesut Toprak, lise yıllarında Sultanhamam’da ticaret yapmaya başlamış. Okul ve ticaret hayatı birlikte yürümeyince, okulu yarım bırakmış ve enerjisini işine vermiş. 18 yaşını doldurunca kendi şirketini kurmuş. 1998’e kadar gömlek, mont, pantolon, ne olursa üretmiş. Daha sonra pantolona odaklanmış ve dünya markalarına üretim yaparak bugünlere gelmiş.
Toprak, bugün 2 bin 500 çalışanı olan, 70 milyon dolar ciro ve 55 milyon dolarlık ihracat yapan 7 şirketli bir grubun başında. Şirketleri artık Levi’s, Next, Marks&Spencer, Esprit, Dockers, Timberland. Nautica, H&M, Polo Jeans, Ralph Lauren gibi dünya markaları adına tasarım ve üretim yapıyor. Mesut Toprak ile Tay Group’un doğuşunu, bundan sonraki planlarını, tekstil ve turizm sektörünü konuştuk.
Ticaret hayatınız ne zaman başladı?
- 1972’de Sultanhamam’da çalışmaya başladım. 5 yıl çeşitli firmalarda çalıştım. 1977’de, 17 yaşımda kendi şirketimi kurmak istedim. Vergi dairesine müracaat ettim, babamın kefil olmasını istediler. Babam çalışmama karşıydı. Ben de 18 yaşımı doldurunca şirketimi kurdum. 1987’ye kadar ihracatçılara ve Anadolu’daki firmalara mal sattım. 1989’a kadar sadece kumaş ticareti yaptım. 1989’da Tayteks’i kurarak, hazır giyim sektörüne girdim. Şirketlerimin kurucusu benim, ama o işi beraber götürebileceğim bir ortağım mutlaka var. Tayteks’teki ortağım Vedat Pembecioğlu, konfeksiyonda Osman Akdağ, turizmdeki ortağım da Tavit Köletavitoğlu.
Tekstilciyken neden turizme de girmek istediniz?
- Şirketlerimi belli bir yere getirdim. 2003 sonuna kadar da şirketlerin başındaydım. Sonra arayışa girdim. Kendime yeni bir iş arıyordum. İşte bu süreçte üretim kadar, organizasyon ve hizmette de güçlü olmak gerektiğini gördüm. Artık önemli olan bir değer yaratmak. Ben her zaman ‘Dirsek çürütmekten, kafa patlatma dönemine geçmemiz lazım’ derim. Turizm sektöründe de kafa patlatılması gereken çok şey olduğuna inanıyorum. Turizm sektöründe neler yapmayı planlıyorsunuz?
- İşimiz otelcilik, işletmecilik, inşaatçılık değil. Biz çok güçlü bir organizasyon şirketi olacağız. Bir fırsatı alıp geliştirip ileride elden çıkarabiliriz. En büyük işimiz iyi yeri, iyi inşaatçıyı ve iyi işletmeciyi bulmak. Tabii iyi bir finansörle beraber bu işleri koordine etmek. Yapı Kredi Bankası iştiraklerinden Enternasyonal Turizm Yatırım’ın bünyesindeki Atik Paşa Yalısı ile Four Seasons’ı satıyordu. Vedat Aşçı ile birlikte teklif verdik. 60 milyon dolara aldık. Sonra Vedat ile yollarımız ayrıldı. Ama Astay olarak İstanbul’da yeni fırsatlar çıkarsa değerlendireceğiz. Yarım kalan yatırımları tamamlayıp turizme kazandıracağız.
Vedat Aşçı ile ortaklığınız neden sona erdi?
- Astay’da Vedat Aşçı ile sinerji oluşturmak için biraraya gelmiştik. Ama sonra o Antalya’da iş yapma, Ankara’da otel alma arzusu içine girdi. Ben ise İstanbul’a yatırım yapmak istiyorum. Aynı vizyonu paylaşmadığımızı görünce oturduk, konuştuk, yollarımızı ayırdık. Ben Four Seasons’ı ve Atik Paşa’yı, O da Esentepe’deki iş merkezi projesini aldı. Dostluğumuz sürüyor.
Atik Paşa ve Four Seasons ne zaman tamamlanacak?
- İki yıl içinde Atik Paşa’yı bitireceğiz. Sultanahmet Four Seasons’a da 65 yeni oda ilave ederek 300 odaya çıkaracağız. İkisine toplam 65 milyon dolar yatırım yapacağız. Otellerin ikisi de tarihin göbeğinde ve muhteşem yerler. İki yıl içinde bu yatırımları ayağa kaldıracağız. Belirli bir noktaya getirince de yola nasıl devam etmek gerektiğine karar vereceğiz.
Dünya devlerine pantolon üretiyor
Hangi markalara üretim yapıyorsunuz?
- Devamlı çalıştığımız markalar, Levi’s, Dockers, Next, Marks&Spencer, Timberland ve Esprit’tir. Zaman zaman GAP, Banana Republic, H&M, gibi dünya markaları için de çalışıyoruz. 1990’lı yıllarda mont, gömlek ne olursa yapıyorduk. 1998’de maliyeti çok yüksek olduğu için mont işinden çıkma ve ihtisaslaşma kararı aldık. Maliyet içinde işçilik oranı en düşük olan ürüne kaymamız lazımdı. Pantalonu tercih ettik. Fabrikalarımızı ona göre elden geçirdik. Böylece verimliliğimizi en üst noktalara çıkaran bir sisteme geçtik.
Kotaların kalkacağını 1998 yılında anladık
Tekstilde kota ve sınırlamaların kalkmasına hazır mıydınız?
- Türkiye’nin de üyesi bulunduğu Dünya Ticaret Örgütü’nün, tekstil endüstrisinde tüm kotaların ve sınırlamaların karşılıklı olarak kaldırılmasını öngören anlaşma 1995’de kabul edilmişti. 2005 yılında bu kararların uygulamaya geçirileceği belliydi. Biz Tay olarak bu duruma 1998 yılında uyandık. Yeni bir strateji geliştirmemiz ve çevre analizi yapmamız gerektiğinin farkına vardık. Müşterilerimizin stratejik ortağı olmamızın yanında, daha yaratıcı, yenilikçi ve creative olmamız gerektiğini anladık. Tabii bunları yaparken de maliyet liderliğini elde tutmak gerekiyordu.
Tekstil, beceriksizliği devlete fatura etti
Siz maliyet konusunda neler yaptınız?
- Artık fiyatı alıcı dikte ediyor, o fiyattan hem maliyetinizi karşılıyor, hem de kár edebiliyorsanız işi siz alıyorsunuz.Türk tekstil sektörü kalitesizliği, müşteriye, verimsizliği işçiye, beceriksizliği de devlete fatura ettiği bir dönem yaşadı. Ama artık kimse bu bedeli ödemek istemiyor. Biz de bu değişime ayak uydurmak için danışmanlara ve eğitime neredeyse yeni bir fabrika daha kuracak kadar para harcadık. Onların acı reçetelerini gözümüzü kırpmadan uyguladık. Esnek ve yalın bir organizasyona gittik. Sonuçta sağladığımız verimlilik bugün gemimizi yüzdüren etken oldu.
- Bir tasarımcının hayal ettiği bir malı bir günde ürün haline dönüştürebilecek dünyada üç yer var.İtalya, İstanbul ve Hong Kong. Bunun dışında hiçbir yerde, bir günde insan hayal ettiği bir şeyi ortaya çıkartamaz. Bunu avantaj haline dönüştürebilirsek, Türkiye’nin bu bölgede rakibi yok. Çin’in bizden üstün olduğu taraflar var. Maliyette bizden daha avantajlılar, ama organizasyon çok güçlü değil, ayrıca uzak.
Tekstile teşvik vermeyin isteyen zordakileri alsın
Tekstilde yatırım teşviklerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Tekstil sektöründe yeni yatırımlara asla ve asla teşvik verilmemesi gerek. Bu sektöre girmek isteyen varsa, onlar da şu anda zor durumda olan yüzlerce firmaya bakıp onlardan birini, birkaçını satın alsın.
MESUT TOPRAK
Tay Group Şirketleri Yönetim Kurulu Başkanı Mesut Toprak, 1959 İstanbul doğumlu. Ailesi Malatyalı olan Toprak, 1972 yılında Tayteks’i kurdu ve kumaş ticaretine başladı. 1989’da Tayeks Dış Ticaret’i kurdu. 1995’de Çorlu’daki fabrikasını inşa etti, 2001 yılında Bolu’da kurulu Yeni Dünya Tekstil Şirketi’ni satın aldı. 2003 yılında Beylikdüzü’nde Taypa’yı üretime geçirdi. 2004 yılında Astay Gayrimenkul A.Ş.’yi kuran Toprak, Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Yönetim Kurulu Üyesi.