Paylaş
Dünyada mitolojiler ve renklerin psikolojisiyle anlatılan bu kullanımın Türkiye’de benimsenmesi Toroslar’da Yörük kadınlarının “mor cepken” giyme geleneğine dayandırılıyor.
Herkesin unuttuğu bu hikâye, İstanbul Sözleşmesi’nin iptal edilmesi sürecinde, TBMM’de bir kez daha anlatıldı. Mor cepkenin hikâyesi, Genel Kurul’da tartışmaların arasına sıkışıp kaldı. Bu geleneği anlatan CHP Milletvekili Gülizar Biçer Karaca’ya, AK Parti’li kadın milletvekilleri de teşekkür etti. İşte özgürlük ve eşitliğin sembolü mor cepkenin hikâyesi...
YÖRÜKLERİN ÜNLÜ BİR GELENEĞİ
Mor cepken, günümüzde Ege, Muğla, Antalya ve Toroslar’da yaşayan Yörüklerin yüzlerce yıl öncesine dayanan bir geleneği. Obası için çok değerli olan Yörük kadının önemli bir aksesuvarı. Yörük kızlarının çeyiz bohçasına önce mor cepken konuluyor. Kenarları sarı simgelerle işlenmiş, yelek biçiminde, mor renkli bir giysi. Ezelden beri Yörük kızları, sevdikleriyle evlenir, başlık parası ve zorlama yoktur. Mor cepken, evlenen Yörük kızının zor durum kurtarıcısıdır.
İHANETE UĞRARSA BOŞANMA MESAJI
Şöyle ki; mor renk, kötü muamelenin, ihanet ve aldatmanın rengidir. Evli Yörük kadını, ihanete uğrayınca, kocası tarafından aşağılanıp dövülünce, mor cepkeni giyip herkesin görebileceği bir yere gidip oturur. Bu, yaşadığı sorunu tüm obaya duyurması anlamına gelir. İşte kıyamet o zaman kopar.
Masal anaları ile doğum ebeleri mor cepken giyen kadını korumaya alır. Kocası için hayat zorlaşır, dışarı çıkamaz, kahveye gidemez, kimse yüzüne bakmaz. Kadının mor cepkeni boşanma mesajıdır, eğer çıkartmazsa, erkek ömür boyu dul kalır. Kimse ona kız vermez. Anlatılanlara göre ‘körocak’ olarak kalır.
GİZEMLİ KADIN EFENİN DE RENGİ
Bu konuda çok araştırma yapılmış ve güzel yazılar kaleme alınmış. Göçebe Yörüklerinin kadına tanıdığı hak ve özgürlüğe bakın. Araştırmalara göre, 1800’lü yılların sonlarında Nazilli kasabasının Aydın dağlarına çıkan kahraman ‘gizemli kadın efe’nin cepkeni de mordur.
Atalarımızdan, analarımızdan bize hediye olan bu mücadele, özgürlük ve eşitlik anlayışını yok sayıp, başka geleneklerin arkasına sığınmak kime yakışır? Eğer Yörük kadınlarını iyi tanıtabilseydik, belki bugün tüm dünyaya kadın mücadelesinin çıkış noktası olarak Toros Dağları’nı gösterebilirdik.
PANDEMİ İSTANBUL’DA BİR VEKİLE MAL OLDU
YÜKSEK Seçim Kurulu’nun, belirli aralıklarla illerin olası seçimlerdeki milletvekili sayılarını açıklaması kuraldır. Milletvekili sayısı nüfusa göre ilan edilir. 2020 nüfus bilgilerine göre 81 ilin çıkaracağı yeni milletvekili sayıları ilan edildiğinde, gözler hemen büyük illeri aradı. Nüfusu azalan iki ilden biri İstanbul, diğeri Bayburt oldu. Bu iki ilin milletvekili sayısı birer düşerken, Mersin ve Tunceli’nin birer arttı.
Araştırmaya göre hemşehri grupları, son bir yıl içerisinde pandemi nedeniyle memleketlerinde kalmayı tercih ettiler. Üstelik nüfus kayıtlarını da aldılar. Bunların daha çok emekliler olduğu belirtiliyor. Sahil bölgelerini tercih edenler de oldu.
Baybut’a gelince. Milletvekili sayısı bir inip bir çıkan Bayburtlular bu konuda çok dertli. Bir milletvekiliyle temsil edilecek Bayburtluların tek tesellisi, devlet yönetiminde çok sayıda hemşehrilerinin olması. Bayburtlular, Merkez Bankası’nın eski başkanı Naci Ağbal ve yeni başkan Şahap Kavcıoğlu’nun yanı sıra Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler’in Bayburtlu olmasını örnek gösteriyorlar.
Paylaş