Hayat sigortasından COVID-19 tazminatı

Açıkça söyleyeyim, bizde, hayat sigortası, fuzuli bir ürün olarak görülür. Neden? Yapılan -dikkat edin yaptırılan demiyorum- hayat sigortalarının neredeyse tamamına yakını kredi bağlantılı hayat sigortalarıdır. Vatandaş, konut, araç almak için ya da bir ihtiyacını karşılamak için veya da çocuğunun okul taksiti için kredi çekerken hemen hayat sigortası yapılır; sigortanın maliyeti de şak diye vatandaşa yansıtılır, kredi tutarından düşülür.

Haberin Devamı

Vatandaşın itiraz hakkı var mı? Var; sigorta istemiyorum diyebilir, ancak buna karşın bankanın da, ‘illa sigortayı benden yaptırmak zorunda değilsin, başka şirketten yaptırıp, poliçeyi bana verebilirsin’ ya da ‘hayat sigortası yoksa kredi de yok’ deme hakkı var. Veya ‘sigortayı benden yaptırmazsan kredinin faizi farklı olur’ deme hakkı da var. Vatandaş ne yapsın; acil ihtiyacını gidermek için, istemeye istemeye de olsa hayat sigortasını kabullenir. Kredisi bitince o vatandaşın hayat sigortası ile olan ilişkisi de biter. Bu durumda da hayat sigortası, fuzuli ve kredinin maliyetini artıran bir sigorta ürünü olarak vatandaşın hafızasına yerleşir.

600 MİLYON LİRA ÖDENDİ

Bunları neden anlattım? Bu bir buçuk yıllık pandemi döneminde, COVID-19 tedavisi görenlere özel sağlık sigortalarından ödenen sağlık masrafları; yine bu dönemde yaşanan sel, deprem gibi afetlerde zarar görenlere sigortadan ödenen tazminatlar sıkça konuşuldu, ancak hayat sigortaları hiç bahse konu olmadı. Ben merak ettim ve araştırdım. Paylaşayım ki, hayat sigortası gerçekten fuzuli ve maliyeti artıran bir ürün mü karar verin.

Haberin Devamı

Pandeminin başından, yani 2020’nin mart ayından bu yana sigorta şirketleri, hayat sigortası olup da vefat eden 101 bin kişiye tazminat ödemiş. Ödenen tazminatı tutarı da 2.8 milyar liranın biraz üzerinde. Bu toplam rakam. Peki, COVID-19 nedeniyle ne kadar tazminat ödenmiş? Yine bu pandemi döneminde sigorta şirketleri salgından hayatını kaybeden 23 bine yakın kişi için de toplamda 600 milyon liraya yakın hayat tazminatı ödemiş. Daha bitmedi. Yine bu bir buçuk yılda, başta İzmir depremi olmak üzere yaşanan sellerde hayatını kaybedenler için de hayat sigortasından ciddi tazminat ödemeleri yapılmış.

KREDİ BORÇLARI KAPATILDI

Başta da belirttim, hayat sigortalarının tamamına yakını kredi bağlantılı sigortalar. Daha açık bir anlatımla; bu 101 bin kişi ev, araba ya da başka bir ihtiyacı için bankalardan kredi kullanmış, kredi süresi içinde vefat etmiş ve sigorta şirketleri vefat eden bu kişiler için 2.8 milyar lira tazminat ödemiş, bunun da 23 bin kişisi de COVID-19 nedeniyle hayatını kaybedenler. Bu tazminat kime ödenmiş? Bankalara ödenmiş. Vefat edenlerin bankalara olan kredi borcu hayat sigortası tarafından kapatılmış. Hayat sigortası yapılmamış olsaydı ne olacaktı? Bankalar, vefat edenlerin ailelerinden kalan krediyi ödemelerini isteyecekti, ödenmezse ev ya da araç bankaya geçecekti.

Haberin Devamı

VATANDAŞ DAVA AÇIYOR

Böyle durumlar da var. Vatandaş araç almak için bankadan kredi kullanmış, banka hayat sigortası yapmamış ya da yapmayı atlamış; vatandaş, virüs kapıp, COVID-19’dan dolayı hayatını kaybetmiş, banka pandeminin başlarında vatandaşlara salgın döneminde destek olmak amacıyla kredi borcunu ertelemiş ama sonrasında talep etmiş ve aile krediyi ödeyememiş. Bu durumda olanlardan bazıları, ‘banka hayat sigortasını yapmak zorunda’ deyip mahkemelerde dava bile açıyorlar.

Diyeceğim o ki, hayat sigortasının fuzuli bir ürün olmadığını en iyi bu süreçte sigortadan yararlananlar bilir. Belki yapılış şekli vatandaşa itici gelebilir, ancak banka, kredi kullanan vatandaşa, ‘başınıza bir şey gelebilir, geride kalanlar mağdur olabilir, hayat sigortası yaptırmanızı öneririz ama ister yaptırın ister yaptırmayın, zorlama yok’ dese, kaç kişi yaptırır; işin o tarafı da tartışılır.

 

Yazarın Tüm Yazıları