Finans kurumları arasında ayrımcılığın zamanı mı?

Önce, bir okuyucudan gelen soru ile başlayayım. İnşaat alanında faaliyet gösteren orta büyüklükteki bir şirketin yöneticisi olduğunu, belli dönemlerde inşaat makineleri aldıklarını söylüyor, okuyucum ve özetle, “Yıllardır birkaç büyük banka ile çalışıyoruz. Banka, ‘hemen krediyi vereyim, makineni al’ diyor.

Haberin Devamı

Biliyorum ki, bir de leasing var. Bir, iki leasing şirketi ile görüştüm, kafama da yattı. Ancak bankalar, leasingin, kendilerinden daha pahalı bir yöntem olduğunu söylüyor. Böyle bir yatırımı bankadan mı, yoksa leasing şirketinden mi yapmak daha avantajlı?” diye, soruyor.

İşin aslını isterseniz, okuyucunun sorusu, yılların tartışma konusu. Bankalar, ‘leasinge gitme, ben senin işini hemen çözerim’ diye müşteriyi kaçırmak istemez, finansal kiralama şirketleri de ‘biz daha avantajlıyız, asıl biz işini çözeriz’ der. İşin ilginci, leasing şirketlerinin büyük çoğunluğunun, bankaların iştiraki olması.

Neyse, gelelim konumuza. Şu daha avantajlıdır, bu dezavantajlıdır diyemem; uygun da kaçmaz. Ama bir-iki farkı alt alta sıralayabilirim. Bankalar, o iş makinesini almanız için vereceği krediye teminat ister, finansal kiralama şirketi istemez. Leasing şirketi, 5 yıla kadar ödeme planı çıkartır, bankalar ekseriyetle 36 aya kadar taksitlendirir. Bankalar, yüzde 5 banka sigorta muamele vergisini yani, BSMV’yi, aylık krediye yansıtır, leasingciler yansıtmaz. İhtiyacınız olan makine, finansal kiralama şirketinin malı olduğundan, ister yurtdışından ister yurtiçinden başta alım olmak üzere operasyonel işlemleri şirket yapar, makineyi size teslim eder. Banka ise sadece krediyi verir, tüm işlemler size aittir.

Haberin Devamı

HAKSIZ REKABETİN BU KADARI!

Eminim, ‘bunların hepsi tamam da sen işin maliyetini söyle, bankadan kredi alırsam mı daha ucuz, leasing yaparsam mı, hangisi?’ diyeceksiniz. Aslında arada büyük bir fark yok. Hele ki, bankalar ile leasing şirketleri arasında rekabet olduğundan büyük maliyet farkları bindirmeleri zaten sözkonusu değil.

Hazır yeri gelmişken, maliyet konusunda hem önemli hem de finansal kiralama şirketlerinin aleyhine haksız bir rekabete de değineyim. Aslında bu haksız rekabeti finansal kiralama şirketlerinin bağlı olduğu Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) haliyle de BDDK’nın bağlı olduğu Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli de biliyordur.

Konu biraz teknik ama şöyle anlatayım: Leasing şirketleri, diğer finans şirketlerinde olduğu gibi ya yurtdışından ya da bankalardan kendilerini fonluyor. Yurtdışından sağladıkları, 3 yılın altındaki kredilerde ise kaynak kullanımı destekleme fonu, yani KKDF, ödemek durumunda kalıyor. 1 yılın altındaki borçlanmalarda yüzde 3, 1-2 yıl arası borçlanmalarda yüzde 1, 2-3 yıl arası borçlanmalarda da yüzde 0,5 KKDF’ye tabiler. Oysa ne bankalarda ne de diğer finans kurumlarında böyle bir uygulama yok; yurtdışı borçlanmalarında KKDF, sıfır.

Haberin Devamı

YATIRIM ORTAMI BÖYLE İYİLEŞMEZ

Peki, bu ne anlama geliyor? Bir, finansal kiralama şirketleri bankalara göre daha maliyetli borçlanıyor ki; örneğin, yurtdışından 1 yıl ortalama vadeli yüzde 3 ile alacakları kredinin maliyeti yüzde 4’e yükseliyor. İki, maliyet arttığından leasing pahalı bir enstrüman haline geliyor. Üç; bankalarla aralarında haksız rekabete yol açıyor. Dört, en önemlisi, bu maliyet artışını reel sektöre yansıtmaya kalktıklarında –ki, zaman zaman yansıtmak zorunda kalıyorlar- leasing ile yatırım yapanların da maliyeti artıyor.

Hele ki, yatırım ortamını iyileştirmek için üst üste ekonomik paketler açıkladığımız, daralan ekonomiyi rahatlatmaya çalıştığımız, reel sektöre özellikle de KOBİ’leri yatırıma teşvik ettiğimiz şu sıralar, bu konu çok önemli. Önemini, basit bir rakam vererek, anlatayım. Mevcut durumda yatırımların yüzde 5’i leasing ile finanse ediliyor. Yine basit bir kararla, KKDF uygulaması bankalarda olduğu gibi sıfırlansa, finansman şirketleri yatırımların yüzde 10’unu finanse eder hale gelecek.

Haberin Devamı

Şimdi diyeceksiniz ki, ‘neden sadece leasingciler bu uygulamaya tabi?’. İşin ilginci bunu bilen de yok. Bir dönem, konmuş, halen de devam ediyor. Oysa finansal kiralama şirketlerinin yatırım desteğini iki katına çıkarmalarının sağlayacağı katma değerin yanında; devletin KKDF uygulamasından alacağı üç kuruş gelirin lafı bile olmaz.

 

Yazarın Tüm Yazıları