TÜİK, 2020 ocak-haziran enflasyonunu açıkladı ve zamlar da netleşti. Buna göre işçi ve Bağ-Kur ve tarım emeklileri temmuz ayında maaşlarını yüzde 5.75 zamlı alacaklar.
EN DÜŞÜK EK ÖDEME 63 LİRA
Zamla birlikte senenin ikinci yarısında en düşük SSK emeklisinin aylığı 2.341 liraya, en düşük Bağ-Kur emeklisinin aylığı 2 bin 99 liraya ve en düşük tarım emeklisinin aylığı ise 1.578 liraya çıkacak. SSK ve Bağ-Kur, tarım emeklileri bu yılın ocak ayında maaşlarını yüzde 6.50 zamlı almışlardı. Böylece 2020 yılında toplamda 12.20 zam almış oldular. 2019’un Ocak ayında ise SSK, Bağ-Kur ve tarım emeklileri maaşlarını yüzde 10.19 zamlı almıştı. Temmuz ayı zammı ile birlikte 2019 yılı zam toplamı yüzde 15.2 oldu.
Yeni zamla birlikte emeklilerin her ay aldığı ek ödeme de artacak. Emekliler 63 lira ile 300 lira arasında ek ödeme alacaklar.
NOT: Tabloda 2020 temmuz maaşa yansıyan zam tutarı, temmuz ayındaki 5.75 zam oranı üzerinden hesaplanmıştır. 2020 Ocak
ayı maaşı, ek ödeme hariç maaştır. Zam oranı, ek ödemesiz maaş üzerinden hesaplanır.
Açıklanan enflasyon rakamı ile birlikte memur emeklilerinin temmuz zammı netleşti. Sayıları 3 milyonu bulan memur emeklileri temmuz ayında maaşlarını yüzde 5.75 zamlı alacak. Memur emeklileri; ocak-temmuz, temmuz-aralık olmak üzere senede iki kere maaşlarını zamlı alıyor. Zam oranları ise toplusözleşmeye göre önceden belirleniyor. Üzerine, geçmiş 6 aylık enflasyondan kaynaklı bir fark oluşursa da bu fark maaş zammına yansıyor. Enflasyon farkının oranı da toplu sözleşmede yer alıyor.
Görevdeki memurlar ile emeklilerinin 2020-2021 maaşları ve sosyal haklarının belirlenmesine yönelik 5. Dönem Toplusözleşmesi 2019’da yenilendi. Buna göre de hem memurlar hem de emeklileri, maaşlarını, 2020’nin temmuz ayında yüzde 4 zamlı alacak. İmzalanan toplu sözleşmeye göre TÜİK tarafından açıklanan 2020 yılı ocak-haziran enflasyonun, yüzde 4’ü aşması haline aşan tutar maaş zammının üzerine eklenecek.
2020 ZAM ORANI YÜZDE 11.25
TÜİK, 2020 ocak-haziran enflasyonunu yüzde 5.75 olarak açıkladı. Enflasyon toplu sözleşmede belirtildiği gibi yüzde 4’ü aştığından memur emeklileri için yüzde 1.75’lik enflasyon farkı oluştu. Toplu sözleşmeye göre yüzde 4 zammın üzerine enflasyon farkı da eklendiğinde; 2020’nin temmuz-aralık döneminde emekliler, maaşlarını, yüzde 5.75 zamlı alacak.
Memur emeklileri, bu yılın ocak ayında ise yüzde 4 maaş zammının üzerine yüzde 1.5’luk enflasyon farkı oluşmuş ve toplam yüzde 5.50 maaşlarını zamlı almışlardı. Böylece memur emeklileri 2020 yılında ocak-haziran ve haziran-temmuz olmak üzere enflasyon farkları da dahil toplam yüzde 11.25 zam almış oldular.
EK ÖDEMELER DE ARTTI
Temmuz zammıyla birlikte memur emeklilerinin ek ödemeleri de arttı. 2006 yılında vergi iadesi kaldırılarak, yerine ek ödeme uygulamasına geçildi. Maaşın yüzde 4’ü, ek ödeme adı altında tüm emeklilerin her ay hesabına yatırılıyor. Yüzde 4’lük ek ödeme emekliden emekliye değişmiyor ama maaşı yüksek olan daha yüksek, düşük olan daha az alıyor. Ocak ve temmuz olmak üzere senede iki kere maaşlar zamlandıkça, alınacak ek ödeme tutarı da artıyor. Temmuz zammıyla birlikte memur emeklilerinin alacağı en düşük ek ödeme 106 lira olurken en yüksek ek ödeme ise 692 lira oldu.
Cevap: 30 Haziran’da yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile kısa çalışma ödeneği bir ay daha uzatıldı. İşvereniniz başvurup, 1 Ağustos’a kadar kısa çalışma ödeneğinden yararlanabilir. İşveren faaliyetini durdurursa çalışan olarak sizlere tüm haklarınızı yasal olarak ödemek durumunda.
İŞSİZLİK MAAŞINA 30 GÜN İÇİNDE BAŞVURMALISINIZ
Soru: İşyerimiz sonlandı. İŞKUR’a başvurdum, kısa çalışma ödeneği ve ücretsiz izin için. Şartlar yetersiz, maaş bağlanmadı. İŞKUR’dan maaş alma durumu var mı? Erhan S.
Cevap: İş sözleşmeniz bittiği günden önceki 120 gün içinde prim ödeyerek çalışmışsanız ve son 3 yıl içinde en az 600 gün işsizlik sigortası primi ödemişseniz İŞKUR’dan işsizlik maaşı alabilirsiniz. İş sözleşmesinin iptalinden sonra 30 gün içinde İŞKUR’a başvurmanız gerekiyor.
İŞVEREN ÜCRETSİZ İZNE ÇIKARTABİLİR
Soru: Okul yemekhanelerinde çalışanlarız. Kısa çalışmadan 3 ay yararlandık. Okulların tatil olmasıyla tamamen mağdur olduk. İşverenlerin işçi çıkarması 3 ay ertelendi. Şirket bizlere 3 ay ücretsiz izin vermek istiyor. Nasıl bir yol izleyeceğiz? Bülent Ö.
Cevap:
Koronavirüs önlemleri kapsamında çalışanları ve işverenleri desteklemek amacıyla uygulamaya sokulan kısa çalışma ödeneği ve ücretsiz izin desteğinin süresi uzatıldı. Ayrıca, işten çıkarma yasağı da ötelendi. Peki, süre uzatımından kimler, nasıl yararlanacak?
Önce kısa çalışma ödeneğinden başlayayım. Mart ayında yapılan düzenleme ile kısa çalışma ödeneğinin şartları kolaylaştırıldı ve koronavirüsten etkilenen tüm işverenlerin çalışanları adına kısa çalışma ödeneğine başvurmasına imkan tanındı. Kısa çalışma ödeneğinden yararlanma süresi de 30 Haziran olarak belirlendi. Geçen süre içinde 3.5 milyondan fazla çalışan için kısa çalışma ödeneğine başvuruldu ve toplam da İşsizlik Fonu’ndan 10.5 milyar liraya yakın ödeme yapıldı.
1 AĞUSTOS’A UZATILDI
1 Haziran’da normalleşme sürecine geçildiği ve işyerleri açıldığı, kısa çalışma ödeneğinden yararlanan işverenler de faaliyete geçtiği için uygulamaya sokulması planlanan İstikrar Kalkanı Paketi kapsamında kısa çalışma ödeneği de değişecek, normalleşme desteğine dönüşecekti. Özetle, 30 Haziran’da son bulacak kısa çalışma ödeneği uzatılmayacaktı ancak farklılaştırılarak normalleşme desteği halini alacaktı. Ancak pazartesi yapılan kabine toplantısı sonrası Cumhurbaşkanı Erdoğan, kısa çalışma ödeneğinin bir ay uzatılacağını açıkladı ve karar da dün Resmi Gazete’de yayımlandı.
Buna göre, kısa çalışma ödeneği aynı şartlarda 1 Ağustos tarihine kadar uzatıldı. Koronavirüs nedeniyle kısa çalışma ödeneğine başvuran işyerleri, hem yeni başvuru yapmaya gerek olmadan hem de İŞKUR tarafından uygunluk tespitine girmeden ödenekten bir ay daha yararlanabilecek. Aynı çalışanlar için ve aynı şartlarda yararlanacak. Daha önce kısa çalışmadan yararlanan ancak süresi biten işyerleri de 1 Temmuz itibariyle bir ay daha kısa çalışma ödeneği alabilecek.
1.177 LİRA DESTEĞE DEVAM
Rakamlara baktım. Salgının başladığı mart ayından mayıs ayı sonuna kadar yaklaşık 150 bine yakın sürücü, sigortasını yaptırmamış. Kimileri, buna, ‘ne var canım, hepi topu 150 bin araçtan bahsediyorsun’ diyebilir. Ama öyle değil işte. Durumun vahametini şöyle anlatayım.
100 ARAÇTAN 21’İ SİGORTASIZ
TÜİK’in, nisan ayında açıkladığı son verilere göre trafikteki toplam araç sayısı 23 milyon 398 bin 837. Zorunlu olan, yapılmazsa trafiğe çıkılması yasak olan, çıkılırsa da aracın bağlanması neden olan trafik sigortalı araç sayısı ise 18 milyon 457 bin 861 adet. Yani, nisan ayında 4.9 milyon araç sigortası olmadan trafikte dolaşmış. Bu da trafikteki araçların yüzde 21’e yakınının sigortasız olduğu ve trafikteki her 100 araçtan 21’inin sigortayı yaptırmadığı anlamına geliyor. Ocak ayında sigortasız araç sayısı 4.6 milyonmuş; bu sayı mart ayında 4.7 milyona, nisan ayında da 4.9 milyona kadar çıkmış. Mayıs ayında bu sayının biraz daha arttığı tahmin ediliyor. Demek ki, neymiş; genelde bazı sürücüler trafik sigortasını zaten yaptırmıyormuş, koronavirüs döneminde bu sayı daha da artmış. Normal şartlarda bugün kaç milyon araç var, 23.3 milyon mu; sigortalı araç sayısının da 23.3 milyon olması gerekiyor. Aslında gerekmiyor, zorunlu!
Peki, hangi araçlar sigortayı yaptırmıyor diye de baktım. Her 100 otomobilin 7’si, her 100 minibüsün 23’ü, her 100 otobüsün 28’i, her 100 kamyonun 27’si, her 100 traktörün 47’si ve her 100 motosikletin 70’i trafikte sigortasız dolaşıyor. Durum bu kadar kötü. Bu sürücüler hem kendilerine büyük zarar veriyorlar hem de olası bir kazada karşıdakilerine zarar verecekler. İl bazında da baktım. İstanbul, Ankara’da sigortasızlık oranı yüzde 13’lerde. İzmir’de yüksek, her 100 aracın 23ü sigortasız. Konya ve Gaziantep’te 28’i, Antalya’da 24’ü sigortasız. Manisa’da her 100 aracın 35’i sigortasız. Bazı iller var ki, asıl tehlike bu illerde. Şanlıurfa’da 100 araçtan 41’i, Ardahan’da 39’u, Kars’ta 36’sı, Şırnak’ta 35’i sigortasız.
İşçi statüsü ile 4/a’lı olarak herhangi bir işverene bağlı ya da 4/c’li olarak memur statüsünde çalışmayan sadece kendi adına çalışan serbest meslek sahipleri Bağ-Kur’lu olarak geçiyor. Tabi düne kadar Bağ-Kur’lu olarak geçiyordu, şimdi ise yeni adıyla 4/b’liler. Ama halen halk arasında Bağ-Kur’lu olarak geçiyor.
ÇİFTÇİLER DE VAR
Peki, kim bu Bağ-Kur’lular? Avukat, doktor, bakkal, kuyumcu, konfeksiyoncu, noter, mimar gibi gelir vergisi mükellefi olanlar. Bir de esnaf ve sanatkar dediğimiz kişiler var. Bunların dışında da anonim şirket ortakları da Bağ-Kur’lu sayılıyor. Tabi bir de çiftçiler var; onlar da Bağ-Kur kapsamına giriyor. Kanunda ise köy ve mahalle muhtarları ile hizmet akdine bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlar’ olarak geçiyor.
Bağ-Kur’lular, SGK’ya, kendi adlarına ve kendileri primlerini ödüyor ve hem devletin sunduğu sağlık hizmetinden hem de emeklilik hakkından yararlanıyor. Bu kişilerin emeklilikleri de memurlardan, 4/a’lı olarak çalışan işçi statüsünde olanlardan çok farklı. Kadın Bağ-Kur’lular ile erkeklerin emekliliği de birbirinden farklı.
1 HAZİRAN 2002’YE DİKKAT!
Emeklilik şartları ise hem kadınların hem de erkeklerin ilk defa sigortalı oldukları tarihe göre farklılaşıyor. Bu tarihler ise; 1 Ekim 1999 öncesi, 1 Ekim 1999 ile 30 Nisan 2008 arası, 1 Mayıs 2008 sonrası işe girenlerin emeklilik şartları değişiyor. Burada kafa karışıklığına neden olan tarih ise 1 Ekim 1999 tarihi. Bu tarihten önce sigortaya giriş yapanların 1 Haziran 2002 tarihi itibarıyla kadınlar için 20, erkekler için 25 tam yıl prim ödemelerini dolmasına kalan süreye göre emekli olabiliyorlar. Emeklilik için de hem prim ödeme gün sayısının hem de yaşın dolması gerekiyor.
Yazı dizimize erkek memurların emeklilik şartları ile devam ediyoruz. Dünkü yazımızda kadın memurların emeklilik şartlarına yer vermiştik. Okuyuculardan gelen soru ve yorumlar gösteriyor ki, bazı konularda kafalar karışık. Demiştik ki, memurlar için ilk işe giriş tarihinden önce tamamlanması gereken süre ve bu sürenin sonunda emekli olunacak yaş daha önemli.
YAŞ KADEMELİ ARTIYOR
Kimi okuyucular, ‘işe başlama tarihinin önemi yok mu?’ diye soruyor. Elbette var; değineyim. 8 Eylül 1999 öncesi işe başlayanlar, 8 Eylül 1999 ila 30 Nisan 2008 tarihleri arasında işe başlayanlar ve 1 Mayıs 2008 ve sonrasında işe girenlerin emeklilik şartları da farklı. Mesela, erkek memurlar 8 Eylül 1999 öncesinde işe girmişlerse 25 yılı tamamladıklarında yaşa gerek olmadan emeklilik hakkını elde edebiliyorlar.
Bu tarihte yapılan değişiklikle yaş koşulu getirilirken memurların haklarında bir kayıp yaşanmadı. Ancak emekliliğine 25 yıldan az olan erkekler için kademeli yaş uygulamasına geçildi. 1999 ila 2008 tarihleri arasında ilk defa göreve başlayan erkek memurlar için durum farklı. Şöyle ki, 9000 gün prim gününü doldurmaları halinde 60 yaşını da doldurduklarında emekli olabiliyorlar. 1 Ocak 2036’dan sonra ise emeklilik yaşı erkeklerde kademeleri olarak artıyor ve 65’e kadar yükseliyor.
25 HİZMET YILI
Emeklilik şartı ile ilgili bir örnek vereyim. 2002 tarihi itibariyle emeklilik süresini doldurmaya 3 yıl 6 aydan fazla, 5 tam yıl veya daha az kalan erkek memurlar 46 yaşında emekli olabiliyor. Aynı şekilde 11 yıldan fazla, 12 yıl 6 ay veya daha az kalan erkek memurlar 51 yaşında emekliliğe hak kazanabiliyorlar. Bir örnek daha vereyim, emeklilik süresinin dolmasına 17 yıldan fazla, 18 yıl 6 ay veya daha az kalan erkek iştirakçiler 55 yaşında emekli olabiliyor. Erkek memurların 25 yılı tamamlamasına kalan sürelere göre sigortalılık sürelerini ve tamamlamaları gereken yaş şartını tabloda detaylı bulacaksınız. Tabloya bakarak ne zaman ve kaç yaşında emekli olabileceğinizi bulabilirsiniz. Yeri gelmişken önemli bir hususun altını çizeyim. Fiili hizmet sürelerine zam yapılanların yaş hadlerinden hizmet sürelerine eklenen fiili hizmet süresi zammı kadar indirim uygulanıyor.
ERKEK MEMURLARDA YAŞ HADDİNDEN EMEKLİLİK
MEMURLARIN emekliliği diğer sosyal güvenlik şemsiyesi altında olan SSK’lılar (4/a) ile Bağ-Kurlulardan çok farklı. Eski adıyla Emekli Sandığı üyeleri, yeni adıyla da 4/c’lilerin emekliliği için milat denilecek bir tarih, aynı zamanda emeklilik için gerekli şartların yerine getirilmesi gerekiyor Şartlar; belirli süre 4/c’li olarak sigortalı olmak, emeklilik için gerekli süre sosyal güvenlik primi ödemek ve emekli olunacak yaş. Memurlar için diğer sosyal güvenlik çatısı altında olanlar gibi ilk işe giriş tarihinden önce, tamamlanması gereken süre ve bu sürenin sonunda emekli olunacak yaş daha önemli.
14 HAZİRAN 2002 ÖNEMLİ
Her ne kadar milat denilen tarih 23 Mayıs 2002 gibi gözükse ve bu tarihe göre kadın memurların 20 yılı tamamlamaları gerekse de işin içine hizmet birleştirmeleri de girdiğinde milat alınacak tarih, 14 Haziran 2002’dir. Bu tarihe göre kadın memurlar emeklilik için tamamlamaları gereken 20 yılı geçirmeleri ve tamamlamaları gereken yaşı doldurmaları gerekiyor.
Elbette memurlar için işe başladıkları tarih de emekliliği elde etmedeki kriterler arasında. 8 Eylül 1999 öncesi işe giren memurlar ile 1 Mayıs 2008 sonrası işe başlayan kadınların emeklilik yaşı ve süreleri birbirlerinden farklı. 8 Eylül 1999 tarihi itibariyle 20 yıl prim ödeyen kadın memurlar, yaş şartı olmadan ve halen de çalışmaya devam ediyorlarsa istedikleri zaman emekli olabilir ve emekli aylığına hak kazanırlar. Bu şartları yerine getirmeyenler ise gerekli prim süresi ve tamamlanması gereken yaşa göre emekli olacaklar.
20 YILI TAMAMLAMAK ŞART
23 Mayıs 2002 tarihi itibariyle 20 tam yıl prim ödemiş olan kadın memurlar belirli bir yaşı tamamlayarak emekliliğe hak kazanabilecek. Örneğin, 14 Haziran 2002 itibariyle, kadın memurların, 20 yılı tamamlamasına kalan süre 2 yıl ve 2 yıldan azsa, prim ödemeleri gereken süre 20 yıl ve tamamlamaları gereken yaş da 40.