Noyan Doğan

Nakdi ücret desteğinden yararlanabilirsiniz

19 Ağustos 2020
Soru: Kronik astım hastasıyım. Çalıştığım iş yeri risk taşıyor, bu yüzden ücretsiz izinliyim. İlaç raporum var, düzenli olarak ilaç alıyorum. İŞKUR, bu hastalığımdan dolayı bana nasıl yardımcı olur? Fatih G.

Cevap: Hastalığınızdan dolayı ya da ilaç raporunuzdan dolayı İŞKUR’un bir desteği olmaz. Ancak, çalıştığınız işyerinden ücretsiz izinli sayılıyorsunuz, bu durumda devletten aylık 1.177 lira nakdi ücret desteği almanız gerekiyor.

İŞE GİRDİĞİNİZDE SİGORTANIZIN YAPILMASI ZORUNLU

Soru: 45 gün boyunca sigortasız çalıştım ve sonra işten çıktım ve şuan hiçbir şekilde paramı alamıyorum. Tek yatırdıkları şey banka üzerinden avans verdikleri bir ücret. Bu konuda ne yapabilirim? Yusuf Özmen

Cevap: İşveren, işe girdiğiniz andan itibaren sizi sigortalı yapmak zorunda. Sigortasız çalıştırarak, İş Kanununa aykırı hareket etmiş oluyor. Eğer 45 gün çalıştıysanız 45 günlük sigortanızın ve 45 günlük de maaşınızın yatması gerekiyor. İşvereninizi Sosyal Güvenlik Kurumuna şikayet edebilirsiniz.

MAAŞINIZ EKSİK YATMIYOR

Soru: Temmuz ayında yayınladığınız emekli maaş listesinde 2 bin 647 TL alan temmuz 2020’de ek ödeme birlikte 2 bin 900 TL alacak diye yazmıştınız. Ancak bana 2 bin 800 TL yatırmışlar. Neden eksik para yatırdılar? Mustafa C.

Yazının Devamını Oku

İstanbul depremi için 25 milyar lira hazır

17 Ağustos 2020
En korkulan senaryo, İstanbul’da olası bir deprem. Sigortacıların senaryosuna göre İstanbul depreminde sadece sigortalı konutlarda oluşacak hasar, 17 milyar liranın üzerinde. DASK ise tek bir depremde 25 milyar liralık hasar ödeme gücüne sahip.

Bugün , 17 Ağustos Marmara depreminin 21. yıldönümü. 21 yılda hem depremlerin neden olacağı zararları aza indirgemek hem de olası depremlere hazırlık anlamında çok şey yapıldı. Bunları tek tek sıralamayacağım. İşin sigorta boyutuna değinmek istiyorum. Marmara depreminin hemen ardından, Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK) kuruldu ve depremden bir yıl sonra zorunlu deprem sigortası uygulamasına geçildi. Amaç, Marmara depremi sonrası olası büyük depremlerin yaratacağı ekonomik kayıpların sigorta sistemi aracılığı ile azaltılmasıydı.

KONUTLARIN YÜZDE 68’İ SİGORTALI

Bugüne baktığımızda Türkiye genelinde sigortalanabilir 17.6 milyon konutun 9.7 milyonu zorunlu deprem sigortası ile sigortalandı, konutların yüzde 55’i deprem karşı sigortalanmış oldu. Bir anlamda her iki konuttan biri depreme karşı sigortalı diyebiliriz. Sigortalılık oranı bazı bölgeler ve bazı illerde yüzde 60’ların da üzerinde ama bazı illerde yüzde 20’lerde, bazı illerde bunun da altında. Bu konu ile ilgili başka tespitlerim olacak.

Ama asıl önemlisi gelinen noktada DASK, tek bir depremde 25 milyar liralık hasar ödeme kabiliyetine sahip. Peki, bu ne demek? Marmara depreminde 600 milyon dolar sigorta hasarı ödendi. Bunun içine konut, işyeri, sanayi tesisleri hasarı dahil ki, hasarın çoğu zaten sanayi tesislerine ödendi. Çünkü o dönem sigortalı konut sayısı hepi topu Türkiye genelinde 500 bini bile bulmuyordu. Bugün için Marmara bölgesindeki 6 milyon konutun yüzde 68’e yakını sigortalı. İstanbul’da ise 3.6 milyon konutun 2.4 milyonu, yüzde 68’e yakını sigortalı.

BEKLENEN HASAR 17 MİLYAR LİRA

Bugün için en korkulan senaryo, İstanbul’da yaşanacak büyük bir deprem ve bu depremin neden olacağı maddi kayıp. Bu konuda birçok kurum araştırmalar yapıp, olası zarar senaryoları ortaya koyuyor. Sigortacıların da bir senaryosu var. Buna göre de olası İstanbul depreminde sadece sigortalı konutlarda oluşacak hasar, 17 milyar liranın biraz üzerinde. Malum, DASK kapsamında sadece konutlar sigortalanıyor. Anlamışsınızdır sanırım, DASK’ın, tek depremde 25 milyar lira hasar ödeme kapasitesinin ne anlama geldiğini? Beklenen olası hasar 17 milyar, DASK’ın gücü ise 25 milyar lira. Birileri diyecek ki, ‘DASK’ta bu para var mı?’. Yok; olmasına da gerek yok. 25 milyar liranın neredeyse üçte ikisi yurtdışına reasürans edilmiş, gerisi ise DASK’ta. Yani, DASK, yurtdışına kendini sigortalatmış; bir başka anlatımla da yurtdışından kendine koruma almış. Bu da şu anlama geliyor, 25 milyar liranın 16.6 milyar lirasını yurtdışındaki reasürans şirketleri ödeyecek; ekonomimiz zarar görmeyecek.

ZORUNLU OLMASA DEPREM SİGORTASINI YAPTIRIR MISINIZ?

Gelelim, sigortalılık oranı ile ilgili tespitime. Bardağın dolu tarafını görmek isterseniz, her iki konuttan birinin zorunlu deprem sigortalı olması hem önemli hem de büyük başarı. Bardağın boş tarafını görmek isterseniz, ‘aradan 20 yıl geçmiş, bu arada büyük maddi kayıplara neden olan birçok deprem yaşanmış, halen iki konuttan birinin sigortası yok’ diyebilirsiniz. Ama asıl önemlisi, sigortalı 9.7 milyon konutun ne kadarının, ‘deprem olacak, o kesin, sigortamı yaptırayım, sorun yaşamayalım’ diyerek, deprem sigortası yaptırdığıdır.

Yazının Devamını Oku

5.2 milyon çalışanın emekliliği uzadı mı?

13 Ağustos 2020
Kısa çalışma ödeneği ve nakdi ücret desteğinin süresi uzadı. Bu sürelerde emeklilik primleri yatmadığından çalışanların emeklilik süresi de uzuyor. İş kanunu, prim ödenmeyen günler için borçlanma imkânı da tanımıyor. Peki, bu durumda çalışanlar ne yapacak?

Kısa çalışma ödeneğinin emeklilik süresine etkisi konusunda okuyuculardan çokça soru alıyorum. Sadece kısa çalışma ödeneği değil, işvereni tarafından ücretsiz izne çıkartılarak nakdi ücret desteği alanlardan da benzer sorular geliyor. Koronavirüs önlemleri kapsamında mart ayının sonlarında hem çalışanları hem de işverenleri desteklemek için çalışanlara kısa çalışma ödeneği ödenmeye başladı. Kısa çalışma ödemesinin süresi ise 3 aydı ve haziran sonunda bitti. Ancak salgın nedeniyle bu süre önce temmuz ayına, son düzenlemeyle de ağustos ayı ortasına kadar uzatıldı. Bu kapsamda beş aydır işletmeler kısa çalışma ödeneğinden yararlanıyor, bu işyerlerinde çalışanlara da beş aya yakındır İşsizlik Sigortası Fonu’ndan ödeme yapılıyor. Benzer durum ücretsiz izne ayrılanlara ödenen nakdi ücret desteği için de geçerli. Kısa çalışma ödeneğinden yararlananların sayısı 3.5 milyonun üzerinde, nakdi ücret desteğinden yararlananların sayısı da 1.7 milyonu üzerinde. İşte bu 5.2 milyon kişi, emeklilik konusunda endişeli. Peki, endişe ne?

EMEKLİLİK PRİMLERİ YATMIYOR

Okuyuculardan gelen sorulara bakıyorum; kimileri kısa çalışma ödeneği süresince emeklilik primlerinin yatmadığını, bu durumun emeklilik süresini uzatıp uzatmayacağını soruyor. Kimileri ise, prim yatmayan sürelerin ileride borçlanılıp borçlanılamayacağını merak ediyor. Gerek kısa çalışma ödeneği alanlar, gerekse de nakdi ücret desteğinden yararlananlar bu endişelerinde haklı. Çünkü bu süreçte emeklilik primleri, bir başka ifadeyle de malullük, yaşlılık, ölüm primleri yatmıyor. Şöyle anlatayım. Salgın döneminde kimi işyerleri faaliyetini tamamen durdurdu, çalışanlar da kısa çalışma ödeneği aldı ve bu sürede çalışanların emeklilik primleri yatmadı. Kimi işyerleri ise kısa çalışma ödeneği alabilmek için haftalık çalışma sürelerini geçici olarak en az üçte bir oranında azalttı ve bir ay içinde çalışılmayan günler için kısa çalışma ödeneği alındı, çalışılan günler için de işveren çalışanına hem maaş yatırdı hem de sadece çalışılan günlerin emeklilik primlerini ödedi.

Örneğin, işyeri kısa çalışma ödeneğinden yararlanmak için faaliyetini azaltmışsa ve 30 gün içinde sadece 10 gün çalışılmışsa; çalışan 20 günün parasını kısa çalışma ödeneğinden aldı, kalan 10 gün için de işverenden maaşını aldı, işveren de 10 günlük prim yatırdı. Bu da çalışanın bir ay içinde 20 gün priminin yatmadığı anlamına gelir. İşyeri kısa çalışma ödeneğinden 3 ay yararlanmışsa, 3 ay içinde de çalışanın 60 gün primi yatmaz. Bu durum da çalışanın emeklilik süresini etkiler ve daha geç emekli olmasına neden olur. Aynı durum nakdi ücret desteği alanlar için de geçerli; emeklilik primleri yatmadığı için emeklilik süresi uzar.

YAŞI BEKLEYENLER İÇİN SORUN YOK

Eğer çalışanın emeklilik için prim gün sayısı sorunu yoksa, prim gün sayısı fazlaysa, emeklilik için yaşı bekliyorsa kısa çalışma ödeneği veya nakdi ücret desteğinden dolayı eksik prim yatması sorun olmaz. Ama çalışanın emeklilik için yaşı tutuyorsa, prim gün sayısı eksikse; işte o zaman kısa çalışma ödeneği ve nakdi ücret desteği süresi büyük sorun olur, çalışanın emekli olma süresi uzar. Sadece çalışan değil bu durum çalışanın eş, çocuk gibi hak sahiplerini de etkiler.

Peki, prim yatırılmayan süreler borçlanılarak, tamamlanabilir mi? Maalesef, iş kanunu, kısa çalışma ödeneği ve nakdi ücret desteği süresince ödenmeyen primler için çalışanlara bu primleri borçlanarak ödeme imkanı tanımıyor. Bunun için yasal düzenleme yapılıp, kısa çalışma ödeneği ve nakdi ücret desteğinin borçlanabilecek süreler içine eklenmesi gerekir. Böyle bir yasal düzenleme gündemde mi? Şimdilik değil. Hal böyle olunca da çalışanların, emekli olabilmesi için, prim ödenmeyen süre kadar çalışması gerekir.

Yazının Devamını Oku

Ölen sigortalının annesine maaş bağlanır

12 Ağustos 2020
Soru: Annem 1982 yılında ölen eşinden dul maaşı alıyor. Şu anda aldığı maaş 1800 TL. Geçen hafta annemin kızı vefat etti. Kızı kendisi çalışarak SGK’dan emekli oldu, çocuğu yok. Anneme ölen kızından maaş bağlanır mı? Gökay E.

Cevap: Vefat eden sigortalının anne ve babasına aylık bağlanabiliyor. Bunun için ölen sigortalının eş ve çocuklarından geriye artan hisse olması gerekir. Bir de anne-babanın gelirinin asgari ücretin net tutarından az olması gerekir. Sizin durumunuzda ölen sigortalının hak sahibi bulunmuyor. Annenizin de geliri asgari ücretin altında. Bu şartlarda ölen kızından anneye maaş bağlanır.

BU YILIN SONUNDA EMEKLİ OLABİLİRSİNİZ

Soru: 6.12.2020 tarihinde yaşım doluyor. Emeklilik dilekçemi Aralık 2020’de değil de 2021 Ocak’ta verirsem emekli aylığımda bir artış olur mu? Olursa bu fark bir aylık emeklilik aylığımdan feragat etmeme değer mi? Kamil B.

Cevap: Bu yılın sonuna kadar emekliliğinizi isteyecekseniz 2019 yılındaki gelişme hızına göre güncelleme katsayısı hesaplanarak maaşınız bağlanacak. Bunun üzerine emekli zamları eklenecek. 2021 Ocak ayında emekli olacaksanız hesaplamalar 2020 yılına göre yapılacak ve üzerine geçmiş altı aylık enflasyon oranı kadar artış eklenecek. Ancak bu fark emekli aylığından feragat edecek bir rakam olmayacaktır.

52 YAŞINI DOLDURMANIZ GEREKİYOR

Soru: 26.10.1969 doğumluyum. 7.5.1991 tarihinde özel sektörde sigortalı olarak işe başladım. 5.850 gün pirim günüm var. Askerlik borçlanmasını yaparak ödedim. Daha sonra Bağ-Kurlu oldum. SGK’lı olarak emekli olayım diye Bağ-Kurdan ayrıldım. 26.10.2020 tarihinde yaş kriterini tamamlayıp, emekli olmak istiyorum. Emekli olabilir miyim? Bilal Ö.

Cevap: İşe giriş tarihinize göre 25 yıl sigortalı çalışıp, 5525 prim gün sayısını doldurup, 52 yaşında emekli olabiliyorsunuz. Sizin durumunuzda prim gün sayınız ve sigortalı süreniz doluyor. Bu şartlarda 52 yaşını doldurduğunuzda emekli olabilirsiniz.

EV İŞLERİNDE ÇALIŞANLAR SİGORTALI OLMAK ZORUNDA

Yazının Devamını Oku

Üniversite adayları, bu yazıyı okumadan tercih yapmayın!

10 Ağustos 2020
Üniversiteye geçiş sınavı bitti, adaylar için tercih dönemi başladı.

Eşten dost, ‘bizim çocuklar nereyi tercih etsin sence?’ diye soruyor. Kimi okuyuculardan da, ‘üniversitelerin sigortacılık bölümleri için ne diyorsun, tercih edilebilir mi?’ diye sorular alıyorum. Kimin, nereyi tercih edeceği konusunda yönlendirme yapmak istemem. Ama sigortacılık bölümü ile ilgili bir şeyler söyleyebilirim. Tercih edilebilir mi; edilir. Önerir miyim; şiddetle öneririm. Eminim birileri, ‘sigortacılık mı!’ diye ağız bükecektir. Sigortacılık, bugünün de geleceğin de mesleği. Neden mi? Anlatayım.

125 ÜNİVERSİTEDE 250 BÖLÜM

Biraz araştırma yaptım. Türkiye’nin dört bir yerinde devlet ve özel dahil toplam 103 üniversitenin, ‘Bankacılık ve Sigortacılık’ adı altında iki yıllık bölümleri var. Kimi üniversitede bu alanda 5-6 ayrı bölüm var. Saydım, bankacılık ve sigortacılık adı altında toplam 247 bölüm bulunuyor. Yine özel ve kamu olmak üzere 22 üniversitede de sigortacılık, aktüerya bilimi, sigortacılık-risk yönetimi adı 4 yıllık bölümler var. Tüm bu üniversitelerin kontenjanlarına baktım, 15 bine yakın. Yani, 125 üniversite her yıl sigortacılık, aktüerya bilimi ve risk yönetimi bölümlerine 15 bin öğrenci alıyor. Sigortacılıkla ilgili bu kadar üniversitede, bu kadar bölüm olduğunu bilmiyordum. Eminim sigortacılar da bilmiyordur. Demek ki, sigortacılık tercih edilen bir alan.

NEDEN GELECEĞİN MESLEĞİ?

Peki, sigortacılık neden tercih edilebilir? Sigortacılık eski sigortacılık değil. İçinde; aktüerya var, risk yönetimi var, bireysel emeklilik var, fon yönetimi var, sağlık var, teknoloji var, pazarlama var, araştırma-geliştirme var. İşin ekonomi boyutunu saymıyorum bile. Sigortacılık artık sadece sigorta şirketlerinden de oluşmuyor. Saydığım tüm bu alanlarda sigorta sistemine hizmet veren binlerce ayrı şirket var. Hatta acentelik ya da brorkerlik kurarak kendi işini kurma imkanı bile var.

Türkiye’deki sigorta ve emeklilik şirketlerinin büyük çoğunluğu yabancı sermayeli. Yani, iyi bir eğitim ve yabancı dil ile yurtdışındaki sigorta şirketlerinde kalıcı ya da geçici çalışma imkanı bile var. Pozisyonu önemli değil, erkek-kadın fark etmez, sigortacılıkta çalışan birçok kişi ya belirli süre yurtdışına gidip tekrar Türkiye’ye dönmüştür ya da Türkiye’den yurtdışına transfer olmuştur.

Bunları niye anlatıyorum? Sigortacılığın alanı geniştir, içinde bulundurduğu iş imkanları fazladır. İyi bir eğitim, çalışma ile gelecek için çok iyi fırsatlar sunar. Neden geleceğin mesleği, sorusunun cevabına gelince. Çok uzağa gitmeyin, son birkaç yılda hem bizde hem dünyada yaşananlara bakın, gelecek için çizilen senaryoları hesaba katın, bunların içine sigortacılığı ve emeklilik sistemini konumlandırın; cevap ortada. Tabi, bir de şu meşhur soru var; ‘mezun olunca iş hazır mı?’. Bana göre, diğer birçok mesleğe göre, daha hazır.

Yazının Devamını Oku

Normalleşen işverene 2.868 lira prim teşviki

6 Ağustos 2020
Çalışanların ve işverenlerin beklediği yasa çıktı. Kısa çalışma ödeneği, nakdi ücret desteği alan işyerleri normal çalışma düzenine geçerlerse üç ay boyunca sosyal güvenlik primlerinin tamamını devlet karşılayacak. Bu da asgari ücretli bir çalışan için toplam 2.868 lira teşvik anlamına geliyor.

Koronavirüs önlemleri kapsamında normalleşme sürecinde işyerlerine destek olunmasını sağlayan yasa çıktı, 28 Temmuz’da da Resmi Gazete’de yayımlandı. Yayınlanır yayınlanmaz da yasa uygulamaya girdi.

Yasa ile işyerinde haftalık normal çalışma sürelerine dönülmesini teşvik etmek amacıyla sigortalı ve işveren paylarının tamamını 3 ay boyunca ve 2020’nin Aralık sonuna kadar devlet karşılayacak. Peki, bu imkandan hangi işyerleri yararlanacak. Koronavirüs salgını kaynaklı zorlayıcı sebebe bağlı olarak özel sektör işyerlerinde kısa çalışma ödeneğinden yararlananlar ile bu süreçte işvereni tarafından ücretsiz izne çıkartılıp da nakdi ücret desteği alanlar; çalıştıkları işyerinde haftalık normal çalışma sürelerine dönmeleri halinde, prime esas kazanç alt sınırı üzerinden hesaplanan sigortalı ve işveren paylarının tamamı 3 ay boyunca İşsizlik Sigortası Fonu’ndan karşılanacak. Uygulama sene sonuna kadar sürecek.

SENE SONUNA KADAR SÜRECEK

Yasadan da anlaşılacağı üzere prim teşvikinden yararlanacak işyerlerinin öncelikli olarak normal çalışma düzenine dönmesi gerekiyor. Destek; kısa çalışma ödeneği alan işyerleri ile koronavirüs döneminde çalışanını ücretsiz izne çıkartarak, nakdi ücret desteğinden yararlanan işyerlerine verilecek ve kısa çalışma ödeneği bittikten sonraki aydan itibaren işveren teşvikten yararlanabilecek. Örneğin, işveren, ağustos ayında normal çalışma düzenine döner ve kısa çalışma ödeneğinden yararlanmazsa; eylül ayından itibaren üç ay boyunca, yani kasım ayı sonuna kadar prim teşviki alabilecek.

Tabi, prim teşvikinin de belirli limitleri var. Buna göre işverene her bir ay için sağlanacak prim destek süresi; kısa çalışma ödeneği alanlar için sigortalının kısa çalışma ödeneği aldığı aylık ortalama gün sayısı ile sınırlı olacak. Nakdi ücret desteğinden yararlandırılanlar içinse prim desteği, nakdi ücret desteği aldıkları aylık ortalama gün sayısını geçmeyecek.

Destek tutarına gelince. Asgari ücretli bir çalışan için yararlanılacak en yüksek destek tutarı 956 lira. Yani, işveren, üç ay boyunca, asgari ücretli her bir çalışan için aylık 956 lira prim teşviki alacak, üç ay toplamında da bu tutar 2.868 lira olacak.

EV İŞLERİNDE ÇALIŞANA YOK

Prim desteği, kısa çalışma ödeneği alanlar için çalışanın kısa çalışma ödeneği aldığı aylık ortalama gün sayısını geçmeyecek. Aynı şekilde nakdi ücret desteğinden yararlananlar için de nakdi ücret desteği alınan aylık ortalama gün sayısı kadar teşvik verilecek. Daha açık şöyle anlatayım. İşyeri, koronavirüs nedeniyle faaliyetini tamamen durdurmuşsa her bir çalışan için tam teşvikten yararlanabilecek. Ancak işyeri, ay içinde sadece 15 günlük kısa çalışma ödeneği almışsa, prim teşviki de 15 gün üzerinden hesaplanacak.

Yazının Devamını Oku

Kısa çalışma süresi yıllık izne eklenmez

5 Ağustos 2020
Soru: Kısa çalışma ödeneği aldığımız halde iş yeri bizi çalıştırmaya devam ediyor ve ekstra bir ücret almıyoruz. Dedikleri şey yıllık izinlerinize eklenecek. Ne yapmamız lazım? Erhan K.

Cevap: İşyeri kısa çalışma ödeneğine başvurmuşsa ve sizler tam mesai ile çalışıyorsanız, işyerinizin çalıştığınız süre için size maaşınızı ödemesi gerekir. Çalıştığınız sürelerin yıllık izinlere eklenmesi diye bir şey söz konusu olamaz. Yasal yola başvurabilirsiniz.

FAZLA PRİM ÖDEYEREK MAAŞINIZI ARTTIRAMAZSINIZ

Soru: SGK hangi verilere göre emekli maaşı hesaplamasını yapıyor? Bunu bilirsek, daha yüksek bir maaş almak için işyerinin yaptığı ödemeler dışında, bizler de prim yatırıp, alacağımız maaşı yükseltebiliriz. 20 yıl sigorta süremi doldurdum. 5750 prim günüm doldu. Yaşı bekliyorum. Müjde T.

Cevap: Emekli maaşı ortalama kazanç, prim gün sayısı, enflasyon, büyüme hızı gibi birçok faktöre göre belirleniyor. Ortalama aylık kazancın, prim gün sayısına göre hesaplanan aylık bağlama oranı ile çarpılması sonucu emekli aylığı tutarı belirleniyor. Ortalama aylık kazanç da dönemsel tüketici enflasyonuna göre hesaplanıyor ve büyüme hızının yüzde 30’u üzerine ekleniyor. Güncellenmiş aylık kazanç ile aylık bağlama oranının çarpımı sonucu emekli maaşı belirleniyor, bu maaş da geçmiş enflasyon oranında artırılıyor. Emeklilikte yüksek maaş almak için işveren de prim yatırsın ben de yatırım diye bir şey mümkün değil. Ancak yüksek borçlanma yaparsınız ama sizin durumunuzda bu da olmaz, çünkü yaşı bekliyorsunuz.

KISA ÇALIŞMADA MAAŞIN BİR KISMINI İŞVEREN ÖDER

Soru: Kısa çalışma ödeneğinden yararlanan işçiyim. İşverenim aldığım aylık maaşımı eksik ödeyip, kısa çalışma ödeneğiyle tamamlamak istiyor. Aylık maaşım 3000 lira, 600 lira ödenek alıyorum, işveren bana 2400 lira maaş verebilir mi? Erdem B.

Cevap: İşyeriniz çalışma süresini düşürerek kısa çalışma ödeneğinden yararlanıyor. Bu şartlarda da maaşınızın bir kısmını kısa çalışma ödeneği kapsamında devlet öder, çalıştığınız süre için de maaşınızı işveren öder. İşvereninizin yaptığı doğru bir uygulama.

KISA ÇALIŞMA ÖDENEĞİNDEN YARARLANAMAZSINIZ

Yazının Devamını Oku

Yaşlılık ödeneği engelli aylıkları zamlandı

30 Temmuz 2020
Temmuz ayıyla birlikte 65 yaş aylığı ile engelli maaşı ve evde bakım parası alanların maaşları da zamlandı. 900 bin kişinin yararlandığı yaşlılık aylığı 711.5 liraya çıktı. Engellilere de artık aylık 851.95 lira ödenecek.

Temmuz ayında hem sosyal yardımlar hem de engelli aylığı, evde bakım parası da zamlandı. Peki, kimler bu imkanlardan yararlanabiliyor ve temmuz ayından itibaren ödenen bu maaşlar ne kadar zamlandı?

Önce, yaşlılık aylığı ile başlayayım. 65 yaş aylığı memur maaş katsayısındaki artışa göre her yıl ocak ve temmuz ayında yeniden belirleniyor. 65 yaşını doldurmuş, hiçbir sosyal güvencesi ve herhangi bir geliri olmayan kişilere devlet maaş ödemesi yapıyor. Emekli maaşı olanlar, nafaka alanlar, dul ve yetim aylığı alanlar, sosyal hizmetlerden harçlık ödeneği alanlar, muhtaçlık sınırının üzerinde geliri olanlar yaşlılık aylığından yararlanamıyor. Maaş alabilmek için de kişinin kendisinin ve eşinin kişi başına düşen ortalama aylık gelirinin asgari ücretin aylık net tutarının üçte birinden az olması gerekiyor. Buna göre aylık geliri 701.32 liranın altında olanlar 65 yaş aylığı alabilecek. Bu yılın ocak ayında ise 65 yaş aylığı alanlara 671.5 lira ödendi. Temmuz ayında ise yapılan zamla birlikte 65 aylığı 711.5 lira yükseldi. Bu haktan yararlananlar temmuz ayından itibaren aylık 711.5 lira maaş alabilecekler.

EVDE BAKIM MAAŞI  NE OLDU?

Temmuz ayında engellilere ödenen maaşlar da zamlandı. Yüzde 40-69 arası engeli olanlarla, yüzde 70 ve üzeri engeli olanlara maaş ödeniyor. Engelli yardımından yararlanmak için 18 yaşında büyük, 65 yaşından küçük olmak; sosyal güvenlik kurumuna bağlı olmamak ve hiçbir gelire sahip olmamak gerekiyor. Temmuz ayından itibaren yüzde 40-69 arası engelli olanlara ödenen aylık maaş 567.97 liraya, yüzde 70 ve üzeri engelli olanlara ödenen maaş 851.95 liraya yükseldi.

18 yaş altı engelli yakını olanlara ödenen maaş da 567.97 liraya çıktı. Temmuz ayında en az yüzde 50 engelli ve ağır engelli olanlara ödenen evde bakım yardımı da zamlanarak, 1.544 lira oldu.

BAYRAM İZNİNE ÇIKACAKLAR BUNLARA DİKKAT!

30 TEMMUZ Arefe günü ve Kurban Bayramı 31 Temmuz cuma günü başlıyor, 3 Ağustos pazartesi günü son buluyor. Önümüzde arefe de dahil 5 günlük tatil var ve tatil günleri bu sene hafta sonuna denk geliyor. Okuyucular da izin haklarını merak ediyor. Birçok okuyucumuz da bayram sonrasındaki haftayı da birleştirip, uzun bir tatil planlıyor.

İşyerinde bir yıl çalışma süresini dolduranlar yıllık izin hakkını elde ederler. Çalışanların yıllık izinleri de aynı işyerinde çalıştıkları süreye göre 14 günle 26 gün arasında değişir. Bayramlar, hafta tatilleri ve genel tatiller izin süresinden sayılamaz. Bayram tatili, yıllık izin süresine dahil edilemez, yıllık izinden düşülemez. Şöyle ki, bayram tatilini de birleştirip 10 günlük tatile çıkmayı planlayan bir çalışan, bayram tatili izinden sayılmayacağı için 6 günlük izin yapmış sayılır.

Yazının Devamını Oku