Cevap: Sigorta başlangıcından önce yani çalışamaya başlamadan önce askere gittiyseniz askerlik borçlanması yapabilirsiniz. Böylece sigorta başlangıç tarihiniz borçlanacağınız gün sayısı kadar erkene çekilir ve bu da emeklilik yaşını etkiler. Buna göre de erken yaşta emekli olabilirsiniz.
7000 PRİM GÜNÜ DOLDURAN TAZMİNAT ALIR
Soru: 1999 sonrası işe başlayan birisi çalıştığı iş yerinden ayrılmak istese, 7000 günü doldurmuşsa ve SGK’dan yazı alarak, tıpkı 4500 gün 25 yıl sigortalı gibi tazminat alabilir mi? Oğul E.
Cevap: İlk kez sigortalı olduğu tarih 8 Eylül 1999 tarihinden önce olanlar 15 yılı doldurup 3600 prim gün sayısını tamamladıklarında kıdem tazminatı alıp, kendi istekleri ile işten ayrılabiliyorlar. İlk sigortalı olduğu tarih 8 Eylül 1999-30 Nisan 2008 tarihleri arasında olanlar ya 25 yıl çalışıp, 4500 prim günü doldurduklarında kıdem tazminatı alabilirler ya da çalışma yılına bakılmaksınız 7000 prim günü doldurduklarında işyerinden kıdem tazminatı alıp, işten ayrılabilirler.
ÇALIŞILAN GÜNÜN PRİMİ YATIRILMALI
Soru: Arkadaşım 13 ay kısa çalışma ödeneği aldı ama iş yerinde tam gün çalıştı. Fakat iş yerinden de ücret aldı, sigorta primleri hiç yatmadı. Şikayetçi olursa işveren ve çalışanın durumları nasıl olur, ceza alırlar mı? Emre A.
Cevap: Kısa çalışmadan yararlanan işçinin sigorta primleri yatırılmaz. Ancak kısa çalışma döneminde çalışan tam gün çalışıyorsa işverenin çalışan günlerin primlerini yatırması zorunludur. Bu durumda primler yatmamışsa ve çalışan tam gün çalıştığını ispat ederse iş sözleşmesini feshedebilir ve kıdem tazminatı da alınır. Çalışanın İŞKUR’a ya da Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına işvereni şikayet edebilir. Çalışana herhangi bir ceza uygulanmaz.
HAKLARINIZI ALIP EMEKLİ OLABİLİRSİNİZ
Yeni düzenleme 2022’nin başından itibaren geçerli olacak. Değişiklikle trafik sigortasından ödenen hem maddi hem de bedeni tazminatlar artırıldı. Peki, trafik sigortasında neler değişti ve bu değişiklik sigortanın fiyatına yansıyacak mı?
1. Trafik sigortasında neler değişti?
2022’nin başından itibaren vefat, sakatlık, sağlık ve maddi teminat limitleri artırıldı. Bugün için trafik sigortasından ödenen maddi teminat tutarı araç başına 43 bin lira, kaza başına 86 bin lira iken; yeni sene ile birlikte araç başına maddi teminat tutarı 50 bin liraya, kaza başına da 100 bin liraya çıkarıldı. Sakatlık ve vefat tazminatı ise bugün için kişi başına 430 bin lira, kaza başına da 2 milyon 100 bin lira iken; yeni sene ile birlikte vefat ve sakatlık teminatları kişi başına 500 bin liraya, kaza başına da 2 milyon 500 bin liraya yükseltildi. Trafik sigortasından ödenen sağlık giderleri ise kişi başına 500 bin liraya, kaza başına 2 milyon 500 bin liraya çıktı. Aynı şekilde diğer araç gruplarında da teminat limitleri yükseltildi.
2. Teminatlar arttığı için fiyatta değişiklik olacak mı?
Trafik sigortasında primleri devlet belirliyor, sigortacılar da kamunun belirlediği fiyatın üzerine çıkamıyor ama isterlerse altına inebiliyor. Sigorta şirketlerinin her ay trafik sigortası primlerini yüzde bir artırma hakkı bulunuyor. Bunun dışında bir fiyat değişikliği yok ve teminatların artması ile sigortanın fiyatı da artmayacak.
3. Maddi teminat artırıldığına göre kaskoya artık gerek var mı?
Bu konu maalesef yanlış biliniyor. Trafik ile kasko birbirinden iki farklı sigorta. Trafik sigortası trafikte üçüncü kişilere vereceğiniz zararları karşılıyor. Örneğin, trafikte bir başka araca zarar verirseniz trafik sigortası limitler dahilinde karşı tarafın maddi zararını karşılar. Ya da trafikte birinin ölümüne veya sakat kalmasına neden olursanız trafik sigortası ölen kişilerin yakınlarına vefat; sakat kalan kişiye de sakatlık tazminatı öder. Kasko sigortası ise sadece kişinin kendi aracına gelecek zararı karşılar; üçüncü kişilere verilecek zarar kaskonun kapsamında değildir. Örneğin, aracınız çalınırsa kasko öder, trafik ödemez. Aracınız bir afette zarar görürse kasko öder, trafik ödemez. Kazada karşı taraf kusurluysa trafik sigortası yeni senede 50 bin liraya kadar zararınızı karşılar, kaskonuz yoksa üzerini cebinizden tamamlarsınız ya da dava açıp karşı taraftan talep edersiniz.
4. Kasko ile trafik sigortasının fiyatı neredeyse aynı hale geldi, trafiğin daha ucuz olması gerekmiyor mu?
En basit haliyle, doktor sorumluluk sigortası ya da hekim sigortası diyebiliriz. Tüm doktorlar bu sigortayı çok iyi bilirler, çünkü yaptırmak zorundalar ama vatandaş bu sigortadan kelimenin tam anlamıyla bihaber. Bilmediği için de ‘hasta yakınları doktora saldırdı’ ya da ‘hasta yakını doktoru bıçakladı’ gibi haberleri sıkça duyuyoruz.
DOKTORLARA SİGORTA ZORUNLU
Peki, nedir doktor sorumluluk sigortası? Gerek özel hastanelerde gerek devlet hastanelerinde gerekse de özel çalışan uzman doktorlar ve diş hekimleri; yapacakları hatalar ve hastalarına verecekleri zararlara karşı sigorta yaptırmak zorunda. Daha açık bir anlatımla hekimler, hastanın vefatı ya da sakat kalması sonucu kendilerinden talep edilecek maddi-manevi tazminat taleplerine karşı zorunlu olarak sigortalanıyor. Eğer doktor, sağlık kurumuna bağlı çalışıyorsa sigortayı o kurum; yok, bir kurumu bağlı çalışmıyorsa da doktorun kendisi sigortayı yaptırıyor. Bu zorunlu sigortaya da hekim sorumluluk sigortası deniyor. Bu sigorta olmadan da doktorlar doktorluk yapamıyor.
COVID-19’U KAPSIYOR
Sigorta kapsamında da doktorlar, uzmanlık alanlarına göre 4 farklı risk grubuna ayrılıyor ve bu risk gruplarına göre de hastalara ve hasta yakınlarına ödenecek tazminat 200 bin lira ile 800 bin lira arasında değişiyor. Hatta geçen sene son yapılan düzenleme ile hastanelerin covid-19 birimlerinde görevlendirilen kamu, özel ayrımı olmaksınız tüm hekimler, pandemi sürecinde görevlendirilmeleri nedeniyle yürüttükleri faaliyetler, hekim sorumluluk sigortasının kapsamına dahil edildi.
Sistem nasıl işliyor? Doktorun kusurundan ya da ihmalinden dolayı hasta zarar görürse ya da hayatını kaybederse, hastanın kendisi veya yakınları yasal süreci başlatıyor; doktorun kusuru tespit edilirse sigorta hastaya veya yakınlarına tazminat ödüyor; tıpkı gelişmiş ülkelerde olduğu gibi. Sigortadan ödeme yapılabilmesi için de hekimin kusuru ve zararın, tıbbi bir hatadan mı yoksa başka bir nedenden dolayı mı meydana geldiğinin tespiti gerekiyor. Mesela bir ameliyat sırasında meydana gelen komplikasyonlar kusur kapsamına girmiyor.
NE KADAR TAZMİNAT ÖDENDİ?
Bugüne kadar da hekim sorumluluk sigortasından; hasta ve hasta yakınlarının toplam 1.7 milyar liralık tazminat alma hakkı doğdu, bunun bir kısmı da ödendi. Davalar sürdüğünden ödenmeye de devam ediyor. Davaların büyük kısmı da manevi tazminat davası.
Evde bakım ödemeleri yatırılmaya başlandı. Bakıma ihtiyacı olan engelli kişiler ve aileleri için toplam 963 milyon lira evde bakım yardımı ödemesi yapılacak. Peki, kimler bu yardımdan yararlanacak ve evde bakım yardımı nasıl alınır? Devlet, yaşlılara, engellilere, hastalara yönelik özel yardımlarda bulunuyor. Yardımlar da Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı aracılığı ile yürütülüyor. Okuyuculardan da sık sık, ‘yaşlılık aylığı alabilir miyim, evde bakım maaşı nasıl alırım, engelli desteklerinden nasıl yararlanırım?’ benzeri sorular alırım. Geliri olmayıp da 65 yaşını doldurmuş olanlardan engellilere, engelli yakını olanlardan evde bakıma kadar birçok kişiye destek veriliyor.
530 BİN KİŞİ YARARLANIYOR
En çok yararlanılan yardımlardan biri de evde bakım yardımı. Bu yardımdan yararlanmak için de en az yüzde 50 engelli ve ağır engelli olunması ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı il müdürlüklerindeki bakım hizmetleri değerlendirme heyeti tarafından bakıma ihtiyacı olan kişinin engelli olduğunun tespit edilmesi gerekiyor. Sağlık kurulu raporunda mutlaka ‘ağır engelli’ ibaresinin yer alması gerekiyor. Yüzde 50’den daha düşük engelli olanlara ise evde bakım maaşı ödenmiyor. Bu yardımdan hane içindeki kişi başına düşen ortalama aylık geliri, asgari ücretin aylık net tutarının üçte ikisinden daha az olan kişiler yararlanabiliyor. Yeri gelmişken belirteyim; burada yanlış hesap yapılıyor. Net asgari ücretin üçte ikisi, bu yıl için 1.700 lira ediyor. Çoğu kişi hanedeki toplam gelirinin 1.700 liradan az olması gerektiğini zannediyor. Oysa engelli kişinin yaşadığı hanede 3 kişi yaşıyorsa toplam gelirin, 5.100 lirayı geçmemesi gerekiyor ki, evde bakım yardımı alınabilsin. Evde bakım desteği engelli kişinin kendisine verilmiyor; bakımını üstlenen aile bireyleri, akraba ve vasisine yani, üçüncü kişilere bu ödeme yapılıyor. Bugün için 530 bin kişi evde bakım yardımından yararlanıyor.
20 BİN 377 LİRA ÖDENİYOR
Bu konuda son yapılan değişikliklerle de üvey akrabalar da evde bakım parası alabiliyor. Yine yapılan değişiklikle engelli oranına bakılmaksızın, 18 yaşının altındaki çocuklar için engelli sağlık raporunda ‘özel koşul ya da çok özel koşul gerektirir’ ibaresi yer alıyorsa, engelli yakını evde bakım yardımından faydalanabilir. 18 yaşının üstündekiler içinse, raporda ‘tam bağımlı’ ifadesi yer alıyorsa, yine engelli yakını yardım alabiliyor. Peki, evde bakım desteği adına kaç lira ödeniyor? Bu yılın temmuz ayına kadar evde bakım yardımı için 1.657 lira ödeniyordu, temmuz ayından itibaren de ücret artırılarak 1.798 lira çıkarıldı ve senen sonuna kadar da aylık 1.798 lira ödenecek. Böylece 2021 yılında evde bakım yardımı adı altında hak sahiplerine yıllık 20 bin 377 lira ödeme yapılmış olacak.
ENGELLİYE AYLIK 992 LİRA
Cevap: Kısa çalışma ödeneğinde çalışanın sigorta primlerini devlet veya işveren yatırmıyor. Ancak, işverenin kısa çalışma ödeneğinin üzerine tamamladığı maaş kadar çalışanın sigorta primlerini yatırma zorunluluğu bulunuyor. Bu şartlarda işvereninizin ödediği maaştan priminizi yatırması gerekiyordu. Bunun içinyasal hakkınızı arayabilirsiniz, kısa çalışma ödeneğindeki süre için prim yatırılmadığından yasal hakkınız oluşmuyor.
KIDEM BRÜT ÜCRETE GÖRE HESAPLANIR
Soru: Son çalıştığım işyerinde Nisan 2010 yılından beri görev yapıyorum. Kıdem tazminatımı alarak ayrılmak söz konusu olursa, kıdem tazminatı hesaplaması yaparken sadece yıllık bir maaş olarak mı hesaplanmalıdır? Duran M.
Cevap: Her tam yıl için 30 günlük brüt ücretiniz tutarında kıdem tazminatı alacaksınız. Aylık brüt maaş, ikramiye, prim, yol ve yakacak yardımı gibi tüm ücretleri kapsayan giydirilmiş brüt ücret üzerinden hesaplanıp, çalışılan yıl ile çarpılarak kıdem tazminatı toplamına ulaşılıyor. Ancak tazminatın tavanı var, o da bugün için 8 bin 284 lira.
FAZLA PRİMLERİ İADE ALAMAZSINIZ
Soru: Emeklilik şartlarını sağlamış olmakla birlikte yaş sınırına takılan sigortalılar fazladan ödenen sigorta primlerini iade alabilirler mi? Buna göre ödemem gereken pirim sayısını 3000 güne yakın miktarda aştım ve çalışmaya devam edersem 3000 gün civarı daha aşacağım. Koray H.
Cevap: Prim iadesinin belirli şartları var. Birden fazla sigortalı işte çalışanlar ve yüksek maaşlı çalışanların SGK tarafından tavan ücretin aşılması halinde prim iadesi hakkı doğar. Ancak emekli maaşı çalışanın mevcut prim gün sayısı üzerinden hesaplanıyor. Bu nedenle prim iadesi alamazsınız.
YETİM AYLIĞINIZ KESİLİR
Vatandaşın itiraz hakkı var mı? Var; sigorta istemiyorum diyebilir, ancak buna karşın bankanın da, ‘illa sigortayı benden yaptırmak zorunda değilsin, başka şirketten yaptırıp, poliçeyi bana verebilirsin’ ya da ‘hayat sigortası yoksa kredi de yok’ deme hakkı var. Veya ‘sigortayı benden yaptırmazsan kredinin faizi farklı olur’ deme hakkı da var. Vatandaş ne yapsın; acil ihtiyacını gidermek için, istemeye istemeye de olsa hayat sigortasını kabullenir. Kredisi bitince o vatandaşın hayat sigortası ile olan ilişkisi de biter. Bu durumda da hayat sigortası, fuzuli ve kredinin maliyetini artıran bir sigorta ürünü olarak vatandaşın hafızasına yerleşir.
600 MİLYON LİRA ÖDENDİ
Bunları neden anlattım? Bu bir buçuk yıllık pandemi döneminde, COVID-19 tedavisi görenlere özel sağlık sigortalarından ödenen sağlık masrafları; yine bu dönemde yaşanan sel, deprem gibi afetlerde zarar görenlere sigortadan ödenen tazminatlar sıkça konuşuldu, ancak hayat sigortaları hiç bahse konu olmadı. Ben merak ettim ve araştırdım. Paylaşayım ki, hayat sigortası gerçekten fuzuli ve maliyeti artıran bir ürün mü karar verin.
Pandeminin başından, yani 2020’nin mart ayından bu yana sigorta şirketleri, hayat sigortası olup da vefat eden 101 bin kişiye tazminat ödemiş. Ödenen tazminatı tutarı da 2.8 milyar liranın biraz üzerinde. Bu toplam rakam. Peki, COVID-19 nedeniyle ne kadar tazminat ödenmiş? Yine bu pandemi döneminde sigorta şirketleri salgından hayatını kaybeden 23 bine yakın kişi için de toplamda 600 milyon liraya yakın hayat tazminatı ödemiş. Daha bitmedi. Yine bu bir buçuk yılda, başta İzmir depremi olmak üzere yaşanan sellerde hayatını kaybedenler için de hayat sigortasından ciddi tazminat ödemeleri yapılmış.
KREDİ BORÇLARI KAPATILDI
Başta da belirttim, hayat sigortalarının tamamına yakını kredi bağlantılı sigortalar. Daha açık bir anlatımla; bu 101 bin kişi ev, araba ya da başka bir ihtiyacı için bankalardan kredi kullanmış, kredi süresi içinde vefat etmiş ve sigorta şirketleri vefat eden bu kişiler için 2.8 milyar lira tazminat ödemiş, bunun da 23 bin kişisi de COVID-19 nedeniyle hayatını kaybedenler. Bu tazminat kime ödenmiş? Bankalara ödenmiş. Vefat edenlerin bankalara olan kredi borcu hayat sigortası tarafından kapatılmış. Hayat sigortası yapılmamış olsaydı ne olacaktı? Bankalar, vefat edenlerin ailelerinden kalan krediyi ödemelerini isteyecekti, ödenmezse ev ya da araç bankaya geçecekti.
VATANDAŞ DAVA AÇIYOR
Böyle durumlar da var. Vatandaş araç almak için bankadan kredi kullanmış, banka hayat sigortası yapmamış ya da yapmayı atlamış; vatandaş, virüs kapıp, COVID-19’dan dolayı hayatını kaybetmiş, banka pandeminin başlarında vatandaşlara salgın döneminde destek olmak amacıyla kredi borcunu ertelemiş ama sonrasında talep etmiş ve aile krediyi ödeyememiş. Bu durumda olanlardan bazıları, ‘banka hayat sigortasını yapmak zorunda’ deyip mahkemelerde dava bile açıyorlar.
Toplantıda, salgın döneminde ekonomideki gelişmeler, yatırımlar, ihracat ve önümüzdeki dönemden beklentiler konuşuldu ama bana göre zirvenin asıl gündem konusu, istihdam ve mesleki eğitimdi. Sanayicisinden ihracatçısına kadar herkesin ortak görüşü, “Çalıştıracak elaman bulamıyoruz” oldu. Hatta zirvede, Gaziantep Sanayi Odası Başkanı Adnan Ünverdi’nin anlattığı yaşanmış bir olayı da sizinle paylaşayım. Ünverdi, “Yeni mezun olmuş makine mühendisini işe alıyoruz, işin tekniğini bilmeyince, usta başına emanet ediyoruz öğret diye, bu sefer de yeni mezun kendini kötü hissediyor” diyor.
DİPLOMA ÇALIŞMAZ İŞİ BİLMEK LAZIM
Bu sorun yeni mi? Değil; yılların sorunu ama her geçen gün büyüyor. Öyle ki, haklı olarak herkes üniversite mezunu olmak istiyor, mezun olanca çok azı iş bulabiliyor, böyle olunca da bir tarafta istihdam sorunu yaşanıyor, diğer tarafta reel sektör çalışacak eleman bulamıyor. Zirvedeki bu konu üzerine yapılan konuşmalardan bir anektodu daha paylaşayım. Sanayiciler, “İhtiyacımız olan ara elamana, üniversite mezununun iki katı kadar maaş veriyoruz. Üniversite mezunu verdiğimiz maaşı beğenmiyor, biz ise aradığımız elemanı bulamıyoruz. Diploma çalışmaz, işi bilmek lazım. Teori ile pratiği bir araya getirmemiz gerekiyor” diyor.
Açıkça söyleyeyim, istihdamı artırmanın tek yolu mesleki eğitimden geçiyor. Bunun da yolu, başta aileler olmamak üzere tüm kesimlere mesleki eğitimin öneminin ve iş garantisinin anlatılmasından geçiyor. Bu da tek başına kamunun yapacağı bir iş değil; sanayicisiyle, sivil toplum örgütleriyle herkesin sorumluluğu. Bu işin iki bacağı var. Birincisi meslek liseleri diğeri ise mesleki eğitim merkezleri.
MESLEKİ EĞİTİM MERKEZLERİ
Bugüne kadar da mesleki eğitim ve meslek liseleri konusunda adımlar atıldı. Konuyu yıllardır yakından takip ettiğim için paylaşayım. Mesela, meslek liseleri konusunda sektörler ve okullar örtüşmüyordu, burada olumlu adımlar atıldı, sadeleştirmeye gidildi. Mesela, öğretmelerin eğitim konusunda sıkıntılar vardı, öğretmeler eğitilmeye başlandı. Mesleki eğitim merkezlerinin sayıları ciddi anlamda artırıldı. Artık organize sanayi bölgeleri içinde meslek okulları ve eğitim merkezleri açılıyor ki, buradan mezun olanlar, hiç iş aramasına gerek kalmadan o sanayi bölgesindeki işyerlerinde hemen işe yerleştiriliyor; hem de yüksek ücretlerle. Öyle ki, bugün özel sektörün fabrikasının içine okul açma imkanı bile bulunuyor. Bir veriye daha paylaşayım. Mesela meslek lisesi mezunlarının sadece yüzde 15’i kendi alanında çalışırken, mesleki eğitim merkezlerinde okuyanların yüzde 80’ini kendi alanında çalışıyor.
DEVLET ÜSTLENECEK
Gerek meslek liselerinin sayısının artırılıp, doğru bölgede doğru meslek liseleri kurulması konusunda ve mesleki eğitim merkezlerinin sayısının artırılması konusunda yapılması gereken daha çok işler var. Şimdi bu konuda yeni adımlar da atılıyor. Mesleki eğitim merkezindeki öğrencilere dört yıl boyunca aldıkları ücretlerin işveren üzerindeki yükünü devlet üstlenecek. Öğrenci başına 760 lira olan desteğin tamamını devlet karşılayacak. Mesleki eğitim merkezlerindeki kalfa öğrencilerin aldıkları ücretler artırılarak, 1.200 liraya çıkartılacak ve bunun da devlet üstlenecek. Ayrıca lise ve üniversite mezunu olanların, mesleki eğitim merkezlerinin programlarına katılmaları halinde 6-7 ay gibi kısa sürede programı tamamlayıp, çalışmaya başlamalarına imkan tanınacak.
Cevap: Sosyal güvenlik sistemine ödenen primler emekli olmaya ve maaş bağlanmasına yetmiyorsa, yaşlılık toptan ödemesi adı altında primleri iade alabilirsiniz. Bunun için de erkeklerin 60 yaşını doldurmaları gerekiyor. Babanız, 60 yaşına geldiğinde prim iadesi alabilir. Bunun dışında emeklilik için yeniden sigortalı olarak işe başlaması ve prim gün sayısını doldurması gerekiyor.
BORÇLANMA EMEKLİLİK YAŞINI ETKİLEMEZ
Soru: Nisan 1995 SGK girişliyim, 360 gün prim eksiğim bulunuyor, ancak 3 yıl yurtdışında çalıştığım için bunu yurtdışı borçlanma ile kapatabiliyorum. Yurtdışı borçlanma primini ödersem emekli maaşı alabilir miyim, 56 yaşını beklemem mi gerekiyor? Cenk K.
Cevap: 2019 yılında yurtdışı borçlanmanın şartları değişti. Prim ödeme gün sayısı, borçlanma miktarı arttı. 2019 ağustos ayından itibaren emekli olunacak kurum değişti, Bağ-Kur kapsamında emekli olunuyor. Emeklilik için prim gün sayınız eksikse yurtdışı borçlanma fayda sağlar ancak sizin durumunuzda emeklilik yaşını öne çekmez.
İSTEĞE BAĞLI SİGORTALI OLABİLİRSİNİZ
Soru: 4A’lı olarak çalıştım. Sigorta başlangıcım 5.12.1989, toplam prim gün sayım 3728. Emekli olabilmek için 1647 güne daha ihtiyacım var ama çalışamıyorum. Eksik prim günü olanlarında borçlanarak emekli olabileceği hususunda bir çalışma olduğunu duydum. İsteğe bağlı ödeyerek 4A’lı emekli olmak istiyorum. Ne yapabilirim? Aysun D.
Cevap: Prim gün sayısı eksik olanlar isteğe bağlı sigortalı olup, eksik prim gün sayılarını tamamlayıp, emekli olabilir. Ancak Bağ-Kur üzerinden emekli olabilirsiniz, 4/A’lı olarak emekli olamazsınız. SSK’lı olarak emekli olabilmek için çalışmaya devam etmelisiniz.
TAZMİNATINIZI ALAMAZSINIZ