Çok da haklılar. Ama trafik, öyle bir sigorta ki, birincisi; başta 25 milyon sürücü yani, vatandaş, olmak üzere toplumun tamamını ilgilendiriyor. Hal böyle olunca da en çok trafik sigortası satılıyor ve sigorta pazarında trafik sigortasının payı neredeyse yüzde 30’lara yakın.
İkincisi, sigorta pazarında en yüksek hasar, trafikte ödeniyor. Üçüncüsü; enflasyon, kurdaki hareketlilik, asgari ücretteki artış, onarımda kullanılan yedek parça ve işçilik maliyetlerindeki değişikliklerin tamamı trafik sigortasını direkt etkiliyor. Dördüncüsü, sigorta pazarının büyük bölümünü oluşturan trafik sigortasında primi de teminatları da devlet belirliyor ve sigorta şirketleri bu sigortayı satmak zorunda; ‘satmıyorum’ deme hakları bulunmuyor. Eğer trafik sigortası ruhsatlarını devlete iade ederlerse o zaman satma zorunlulukları bulunmuyor.
Ve sigorta şirketleri, trafik sigortasından zarar üstüne zarar ediyor. Rakamlar açıklandı, bu yılın ilk üç ayında zarar, 3 milyar liraya yaklaştı. Ve ilk üç ayda sigorta satışından toplanan primler, oluşan hasarı karşılamaya yetmedi. Şöyle ki, şirketler topladıkları her 100 liralık prim karşılığında 180 lira hasar ödedi. O 80 lirayı da kendi kasalarından ödemek durumunda kaldı. Ve istisnasız trafik sigortası satan 26 şirketin tamamı da zarar açıkladı.
ZARAR BÜYÜYOR
Açıklanan mayıs ayı enflasyonu ile birlikte memur ve emeklileri ile SSK ve Bağ-Kur emeklilerinin temmuz zammı netlemeye başlarken, memur ve emeklileri için enflasyon farkı da kesinleşti. TÜİK’in açıkladığı rakamlara göre 5 aylık enflasyon yüzde 35.64 oldu.
Görevdeki memurlar ile memur emeklileri, ocak-temmuz, temmuz-aralık olmak üzere senede iki kere maaşlarını zamlı alıyor. Zam oranları ise toplu sözleşmeye göre önceden belirleniyor. Üzerine, geçmiş 6 aylık enflasyondan kaynaklı bir fark oluşursa, bu fark maaş zammına yansıyor. Enflasyon farkının oranı da toplu sözleşmede yer alıyor. 2022-2023’teki mali ve sosyal hakları belirleyen 6. Dönem Toplu Sözleşmeye göre de memur ve emeklileri temmuz ayında maaşlarını yüzde 7 zamlı alacak. Yine toplu sözleşmeye göre ocak-haziran dönemindeki 6 aylık enflasyonun yüzde 5’i aşması halinde de aradaki fark maaş zammına eklenecek.
YÜZDE 37.64 ZAM KESİN
TÜİK’in açıkladığı 5 aylık enflasyon yüzde 35.64 olduğuna göre; şimdiden memur ve emeklileri için yüzde 30.64’lük enflasyon farkı oluşmuş durumda. Bunun üzerine toplu sözleşmeden kaynaklı yüzde 7 zam da eklenince memur ve emeklileri için şimdiden yüzde 37.64’lük zam kesin görülüyor. Haziran ayında açıklanacak 6 aylık enflasyona göre yüzde 37.64’lük zammın daha da artacağı ve yüzde 40’lara yaklaşacağı tahmin ediliyor. Kesin zam oranı 3 Temmuz’da açıklanacak enflasyon rakamı ile netleşecek.
Beş aylık enflasyon farkı ve zam oranına göre de en düşük memur maaşı 8.848 liraya, en düşük memur emeklisinin maaşı da 5.900 liraya çıkacak. Yine 5 aylık rakamlara göre kamuda çalışan genel müdürün maaşı 29.358 liraya, şube müdürünün maaşı 15.399 liraya, öğretmenin maaşı 11.930 liraya, polis memurunun maaşı 13.359 liraya, hemşirenin maaşı 11.494 liraya, araştırma görevlisinin maaşı 14.887 liraya, uzman doktorun maaşı da 18.322 liraya çıkacak. Derecesi 9/1 olan memur ise 9 bin lira maaş alacak.
EK ARTIŞ OLACAK MI?
Bu yılın başında ise durum biraz farklıydı. Memur ve emeklileri maaşlarını, 2022’nin ilk altı ayında yüzde 5 zamlı alacak ve 2021’in ikinci altı alında gerçekleşecek enflasyonun yüzde 3 oranını geçmesi halinde ise aradaki fark memur ve emeklilerinin zamlarına eklenecekti. Açıklanan enflasyona göre de 22.47’lik enflasyon farkı oluştu ve yüzde 5’lik zamla birlikte memur ve emeklilerinin 2022’nin ocak ayında alacağı zam yüzde 27.47 oldu. Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan, memurların ocak ayındaki yüzde 5’lik toplu sözleşme dönem zammını yüzde 2.5 arttırıp, yüzde 7.5 olarak uygulama kararı alınca; memur ve emekliler ocak ayında maaşlarını yüzde 30.95 zamlı aldı.
1- Ek gösterge ne anlama geliyor?
Unvan, sınıf, hizmet ve derecelere göre farklılık gösteren ek gösterge, bir başka adıyla da katsayı, devlet memurlarının çalışırken ki maaşlarının, emekli ikramiyelerinin ve emekli maaşlarının hesaplanmasında uygulanan bir hesaplama yöntemi. Emeklilik maaşı ve ikramiyesi bu hesaba göre yapılıyor. Ek gösterge arttıkça maaş ve emekli ikramiyesi de artıyor.
2- Yeni düzenleme kimleri kapsayacak?
Başta hemşire, din görevlisi, öğretmen, polisler olmak üzere tüm kamu personelinin ek göstergeleri artacak.
3- Ek gösterge artışı nasıl olacak?
Hemşire, din görevlisi, öğretmen, polislerin ek göstergeleri 3600’e çıkacak. Diğer tüm memurların ek göstergelerinde 600 puanlık artış olacak. Genel müdür yardımcılarının ek göstergesi 3600’den 4400’e çıkacak. Şube müdürü ve ilçe müdürü ek göstergeleri 2200’den 3000’e yükselecek.
4- Ek gösterge artışı çalışan memurların maaşlarını etkileyecek mi?
Yapılan açıklama ile hem ek göstergenin içeriği netleşti hem de bazı grupların endişeleri de ortadan kalktı. Buna göre 5.3 milyon memur ek gösterge artışından yararlanacak. Şöyle ki, belirli gruplarda ek gösterge 3600’e çıkınca, diğer kesimlerde bundan olumlu etkilenecek ve tüm memurların ek göstergelerinde 600 puanlık artış olacak.
EMEKLİ MAAŞI İLE İKRAMİYE ARTACAK
Öncelikle polis, hemşire, öğretmen, din görevlilerinin ek göstergeleri 3600’e çıkacak. Adaletsizliğe yol açılmaması için de genel müdür yardımcılarının ek göstergeleri 4.400’e, şube müdürü, ilçe müdürlerinin ek göstergeleri 2.200’den 3.000’e yükseltilecek.
Peki, ek göstergeden kimler, nasıl etkilenecek? Şunu belirtmekte fayda var; ek gösterge artışı görevdeki memurların maaşlarında bir etki yaratmayacak. Asıl etkisi emekli maaşlarına ve emekli ikramiyelerine olacak. Cumhurbaşkanı Erdoğan, açıklamasında, maaşlara etkisi hakkında örnek de verdi. Örneğe göre, ek göstergesi 3600’e çıkan, 30 yıllık hizmeti bulunan bir memurun emekli aylığı 1.234 lira ile 1.391 lira arasında, emekli ikramiyesi ise 44.500 lira ile 50.150 lira arasında artacak.
Geçenlerde Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu (SEDDK), hayat sigortalarında köklü değişikliğe gitti ve sigortanın genel şartlarını yeniden belirleyip, yayınladı. En son 2002 yılında hayat sigortalarının kapsamı ve şartlarının belirlendiğini ve geçen 20 yılda da birçok şeyin değiştiğini hesaba katacak olursak; hayat sigortalarında ciddi revizyona ihtiyaç vardı.
Peki, neler değişti?
Sigortanın kapsamından sigorta şirketleri ve bankaların kimlere, nasıl sigorta yapacağına, sigortanın hangi riskleri kapsadığından primlerin nasıl ödeneceğine, tüketicilerin sigortadan nasıl cayabileceğine kadar; hayat sigortalarının şartları baştan sona değişti. Yeni düzenleme de 1 Haziran itibariyle uygulamaya girdi. Değişiklerin tamamını değil ama bazılarını madde madde paylaşayım.
15 GÜN İÇİNDE İPTAL EDİLECEK
Vefat ve sakatlık teminatlı, yaşam teminatlı, birikim amaçlı hayat sigortaları yapılabilecek.
Bağ-Kur’lular da, isteğe bağlı sigortalılar da işçi statüsünden, yani, 4/A’lı olarak emekli olmak istiyor. Neden? Çünkü hem emeklilik şartları diğerlerine göre daha avantajlı hem de emekli maaşı daha yüksek oluyor. O nedenle de özellikle birden fazla sosyal güvenlik kurumuna bağlı çalışanlar, ‘4/A’ya geçip, emekli olmak istiyorum, ne yapmam lazım?’ diye soruyor.
İşin aslı, çalışanlar hangi sosyal güvenlik statüsüne tabi çalışıyorsa o statüden emekli olabiliyor. Bağ-Kur’lu çalışıyorsanız Bağ-Kur üzerinden, isteğe bağlı sigortalıysanız yine Bağ-Kur üzerinden, işçi statüsünde çalışıyorsanız 4/A’lı olarak emekli olursunuz. Ancak birden fazla sosyal güvenlik statüsünde çalışanlarda durum farklılaşıyor. Şöyle ki; son 7 yıl hangi kuruma prim ödenmişse -ki, bu da 2520 gün prim ödenmesi anlamına geliyor- veya da son 7 yıl fiili hizmet süresi hangi kurumdaysa, hangi kuruma daha fazla prim ödenmişse ve son prim ödenen kurum hangisiyse o kurum üzerinden emekli olunuyor ve o kurum üzerinden emekli maaşı bağlanıyor.
SON 7 YIL ÖNEMLİ
Emeklilik şartı biraz karışık ama en basit haliyle anlatayım. Son 7 yılda ödenen primin yarısı kadar prim (1260 gün) hangi sosyal güvenlik sistemine ödenmişse o sistemden emekli olunuyor. Şöyle bir örnekle anlatayım. Geçmişte hem SSK hem de Bağ-Kur statüsünde çalışmışsanız ve son 7 yıl içinde 1260 gün SSK’ya prim ödemişseniz, SSK’lı olarak, yani 4/A’lı olarak emekli olursunuz. Yok, son 7 yıl içinde 1260 gün Bağ-Kur’a prim ödemişseniz Bağ-Kur üzerinden emekli olursunuz. Diyelim ki, her iki statüdeki çalışma yılınız aynı; bu durumda da en son 4/A’lıysanız SSK üzerinden, Bağ-Kurluysanız da Bağ-Kur üzerinden emekliliğe hak kazanırsınız.
İstisnai bir durum var, onu da anlatayım. 2008 yılı sonrası işe girmişseniz durum değişiyor. Bu tarihten sonra sigortalı olanlar için son 7 yıl kuralı geçerli değil, tüm çalışma süresine bakılarak emekli olunuyor ve maaş bağlanıyor. Burada da en fazla hangi statüde çalışılıp, prim ödenmişse emeklilik şartları da o statü üzerinden oluyor. Bu da alınacak emekli maaşını, emeklilikte alınacak zamları ve ikramiyeleri etkiliyor. Diyelim ki, 2008 sonrası sigortalı oldunuz ve en fazla primi SSK’ya ödediniz, 4/A’den emekli olursunuz.
SİGORTALI TARİHİNE DİKKAT!
Gelelim, çalışırken, emekli aylığını artırmanın bir yolu olup olmadığına. Açıkçası bu konuda çalışanların kafası karışık. Kimileri, emekliliği gelse bile daha yüksek maaş almak için çalışmaya devam edip etmemesi gerektiğini soruyor. Kimileri, aktif çalışırken emekli maaşını yüksek tutmanın yollarını merak ediyor. Kimileri de emekliliği gelmesine karşın çalışmaya devam ettikçe emekli aylığının azaldığından endişe ediyor. Emeklilik için üç koşulun yerine getirilmesi gerekiyor; belirli süre çalışılmış olması, bu süre içinde prim ödenmiş olması ve gerekli yaşın doldurulmuş olması. Bunlardan biri bile eksik olursa, emekli olunamıyor, emekli maaşı bağlanamıyor.
Emekli maaşı nasıl hesaplanıyor? İlk sigortalı olduğu tarih 2000 yılı öncesi ile 2000-2008 arası olanlar ve 2008 sonrası sigorta girişi olanların emeklilik maaşları farklı hesaplanıyor. 2000 yılından önce, SSK’lı girişi olanların emekli aylıkları kat sayı, aylık bağlama oranı ve gösterge rakamına göre hesaplanıyor. Aylık bağlama oranının da yüzde 60’ı, katsayı için de 12000 alınıyor. 2000-2008 arası ilk sigorta girişi olanlarda ise hesap değişiyor ve gösterge rakamı yerine güncelleme katsayısı kullanılıyor, büyüme rakamları ve TÜFE hesaba katılıyor. 2008 yılından sonra sigortalı olanlarda yine emekli maaşı formülü değişiyor ve aylık kazancın ortalamasına, güncelleme katsayısına, TÜFE oranına bakılıp hesaplama yapılıyor. Güncelleme katsayısı emekli olunacak tarihten bir önceki yılın TÜFE oranı yüzde 30 olarak alıyor ve büyüme hızına göre belirleniyor. Aylık bağlama oranı yüzde 40 oranından hesaplanıyor ve 7000 günden fazla yatırılan primler için her yıl bağlama oranı yüzde 2 arttırılıyor.
Cevap: Sizin durumunuzda çalışma yılı olmadan, 7000 prim gün ödeyip, 60 yaşında emekli oluyorsunuz. Yaş nedeniyle emekli olabilirsiniz ancak yatan prim gün sayınız az olacağından alacağınız emekli maaşı düşük olur. Prim gün sayısını doldurup, 60 yaşında emekli olursanız maaşınız daha yüksek olur.
ÖLEN KIZINIZDAN AYLIK ALABİLİRSİNİZ
Soru: Asgari ücretten düşük maaş alan dul bir erkeğim. Vefat eden hiç evlenmemiş, emekli kızımın maaşını alabilir miyim? Bankadaki mevduatımdan dolayı faiz gelirim var. Şeref G.
Cevap: Vefat eden sigortalının anne-babası ölüm aylığı alabilir. Kızınızın eş ve çocukları olmadığı için ölüm aylığı alabilirsiniz ancak her türlü kazançtan elde etmiş olduğunuz gelirin asgari ücretten az olması gerekir. Eğer geliriniz asgari ücretten azsa ölüm aylığı alabilirsiniz, yüksekse alamazsınız.
GERİYE DÖNÜK BORÇLANMA YAPILMAZ
Soru: 1938 yılı doğumluyum. Silahlı Kuvvetlerden 1985’te emekli oldum. 1956-1961 yılına kadar boş geçen zamanı emeklilik hakkı olarak borçlanabilir miyim? Gürcan H.
Cevap: Geri dönük borçlanma yapıp, eksik günleri tamamlayıp, emekli olma imkanı bulunmuyor.
3600 GÜNLE EMEKLİ OLAMAZSINIZ
Anlatayım. Trafik sigortasında, 17 Mayıs’ta, yeni bir düzenleme yapıldı ve uygulama 1 Haziran’dan itibaren başlıyor. Aslında yeni düzenleme iki etaplı; birinci etabı, 1 Haziran’dan itibaren fiyatlar, ikincisi de 1 Temmuz’dan itibaren trafik sigortasının teminatları artıyor. Konuyu biraz açayım ama öncesinde bir hatırlatma yapayım. Trafik sigortasında uygulanacak tavan primini; illere, araç gruplarına, sürücünün hasar geçmişine göre Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu (SEDDK), yani kamu belirleyip, yayınlıyor. Sigorta şirketleri de belirlenen bu tavan fiyatın üzerine satamıyor ama isteyen bu fiyatın altında primle satabiliyor.
EN DÜŞÜK 1.485 LİRA
Yeni düzenleme kapsamında da 1 Haziran’dan itibaren geçerli olmak üzere trafik sigortasında primler yüzde 25 artıyor. Yeni fiyatlara göre, otomobiller için en yüksek primi 7.529 lira ile İstanbul’daki sürücüler öderken, en düşük primi ise yine otomobiller için 1.485 lira ile Adıyaman, Aydın, Burdur, Çanakkale, Hakkari, Hatay, Isparta’daki sürücüler ödeyecek. En yüksek primle kastım, 1. kademe denilen hasarlı sürücülerin ödeyeceği prim; en düşük primle kastım da 7. kademe denilen hasarsız sürücünün ödeyeceği prim.
Örneği, İstanbul’da, ilk kez trafiğe çıkacak olanlar, 1 Haziran’dan itibaren trafik sigortasına 3 bin 12 lira, hasarlı sürücüler 7.529 lira, hasarsız sürücüler ise 1.656 lira ödeyecek. Bir örnek daha vereyim. Ankara’da; ilk kez trafiğe çıkacak olanlar 2.926 lira, hasarlı sürücüler 7.316, hasarsız sürücüler ise 1.610 lira ödeyecek.