Yok şekerim, bunlar büyüse de adam olmuyorlar!!! "Tamam" dedik, artık büyüdü. "Yedi yaşı bitiriyor. Pek çok şeyi kendi başına yapabilir. Bazı tehlikelerin farkında olduğundan kendini korumayı bilir."
Nerdeeeee...
İşin aslını çözebilmiş değilim. Geçenlerde Sinan’dan 2 yaş büyük kızları olan bir arkadaşlarımızla beraberdik. Hatta gece yatıya da kalmıştık. O yüzden güzel bir yaz gecesi geçirmeyi planlıyorduk. Bu da açık havada kanasta demek!!! Kanasta bir kart oyunu. Arada sırada oynamasını severim. Dört kişi olduğunuz zaman karşılıklı oturanlar çift oluyor. Biz bu durumda çiftleri karılar ve kocalar olarak ayırmışızdır.
Her neyse, çok sık olmasa da arada oynamak hoşumuza gider. Rahat etmek için de, çocuklara bir film koyalım dedik. Ev sahibimiz bekar bir kadın olduğundan evinde çocuk filmi yoktu; bula bula korku komedi bulduk. Filmi koyduk...
Hay nereden heveslendim iki saat kart oynamaya!!! O gün bu gündür her gece evde kıyamet kopuyor.
Ben gençliğimde cuma gecelerini korku filmlerine ayıran, üstelik ortamı heyecanlandırmak için pencereyi açıp üzerinden tülü geçiren bir insan olarak, oğlum geceleri korkudan uyuyamadığını söylüyor.
Hüngür hüngür ağlıyor. (Daha bu yazıları okumaya başlamadığından gönül rahatlığı ile yazıyorum bunları. Oysa bir duysa canıma okur!)
O gece Sinan yattıktan 10 dakika sonra eşim onu kontrole çıktı. Yatağın ortasında örtüyü kafasına çekmiş ağlıyormuş. Filmdeki birkaç sahneden korkmuş ama aşağıya gelip herkesin içinde bunu söylemekten çekinmiş.
Hemen bana seslendiler ve onun yanına çıkıp beraberce uyuduk. (Başka oda olmadığı için zaten tek seçeneğimiz buydu.)
Ona filmlerin gerçek olmadığını, korkması için bir sebep olmadığını, bizim yanında olduğumuzu falan hep anlattım.
Her gece anlatıyorum ama yok! Ne zaman iş yatmaya geliyor, koridorda tek başına bile dolaşamıyor. Su alamıyor mutfaktan.
Önce sakin duruyor ve ılımlı bir şekilde yol almaya çalışıyorum ama inatla devam ediyor. Ne dediysem, anlatamıyorum. Onunla beraber uykuya yatmamı istiyor. Böyle bir şey mümkün olamaz ki artık!
Evet, önce sakinim. Beraberce uzanıyoruz yatağa, kitap okuyoruz. Sonra ışığı kapatıp hafif sohbetle uyku havasına giriyoruz. Sonra da ben artık gideyim içeri dediğim anda bizimki ağlamaya başlıyor. İnanın sonrasında çok kötü kıyamet kopuyor. Elimi duvara geçirdiğimi biliyorum hırsımdan. İtiraf ediyorum, o sırada, "Gerçek olmayan filmlerden korkacağına, bu elin sana vurabileceğinden kork" da dedim. Yalan da değil. Ama öyle bir şey bilmediği için çocuk anlayamıyor tabii.
İnanın anneannesinde kaldığı gecelerin dışında hep böyle oldu. Anneanne gecesinde beraber yattıkları için sorun olmuyor tabii. Ama evde durum fena... Dün gece artık ben pes edip salona kaçtım. Babası devreye girdi. Onu odaya götürüp sakinleştirdi. Biraz onun yanında kaldı, yanıma gelip özür diledi Sinan. Babası tekrar onunla içeri gitti, 1-2 dakika yanında kaldı ve geldi salona.
Bu sabah başka bir yol denemeye karar verdim. Dün geceki gibi bir gece yaşamayalım cilvelerinden sonra, son kozumu kullandım: Tabii bir hafta içinde bu gece uykusu sorununu halledebilmemizin bir karşılığı olacağını ona söyledim. Kimileri buna rüşvet de diyebilir ama ben demiyorum çünkü ödül olacak. İnşallah!!!
Aslına bakarsanız, bu krizleri geçirdiği sırada kendime de kızdım. Bir kart oynayacaksın diye çocuğu başıboş bıraktın, yanlış bir film kondu ve ödediğin bedele bak! dedim kendi kendime. Ama bunun sonu yok. Sanırım çocuğun her anını, her yaptığını, her dediğini kontrol etmek de mümkün değil. Doğru da değil. Sonuçta bu filmi seyretti, asıl korkabileceği sahneler olan Harry Potter’lardan korkmadı, bundan korktu. Ne kadar korktu ondan emin olamasam da, gerçekten korkmuş olduğunu varsayıyorum bir anne olarak. Bakalım, bu ödül sisteminden umutluyum. Yoksa pedagog yolları göründü demek.
Çocuğunuza özel hissettirmenin 10 YOLU
Sevildiğinizi bilmek, kendinizi iyi hissettirirken, aynı zamanda özgüveninizi güçlendirir. Bu durum çocuklarınız için de geçerlidir. Kendine güveni olan çocuk, çevresiyle ve arkadaşlarıyla daha kolay iletişim kurar. Bu yüzden çocuğunuza gözbebeğiniz olduğunu hissettirin.
SENİ ÇOK ÖZLEDİM
Kısa bir süreliğine ayrıldıysanız, çocuğunuzla ilk karşılaştığınız an onun için çok önemlidir. Kocaman sarılarak onu gördüğünüze ne kadar mutlu olduğunuzu gösterin. O da sizi gördüğüne mutlu olacak, ona gösterdiğiniz ilgiden dolayı günün geri kalan kısmını da aynı derecede mutlu geçirecektir.
SENİ DİNLİYORUM
Günlük hayatınızda yaptıklarınızı çocuğunuzla paylaşın ve cevaplarını özenle dinleyin. Aranızdaki konuşmayı çocuğunuz açısından değerlendirmeniz, onun cevaplarını dinleyip önemsemeniz ve ona cevap vermeniz çocuğunuz için çok önemlidir. Böyle olduğunda, çocuğunuz, anlattığı şeylerin sizin için önemli olduğunu farkına varır. Her zaman kendisini kolayca ifade edemeyecektir. Bu yüzden anlatmak istediği konu hakkında ona yardımcı olun; ama önceliği ona bırakın ve denemesine izin verin.
ANNE, BENİMLE OYNA
Çocuklarınızla beraber oyun oynamanız; ’seninle zaman geçirmekten ve eğlenmekten mutluyum’ demenin bir başka yoludur. Oyun oynarken önceliği ona bırakın. Yeni fikirler bulamıyorsa veya zorlanıyorsa, ona oyunla ilgili düşüncelerinizi anlatın.
SADECE İKİMİZ
Çocuğunuza verebileceğiniz en güzel hediye, onunla baş başa geçireceğiniz zamandır. Birden fazla çocuğunuz varsa, bunu başarmakta zorlanabilirsiniz; ama bu sorunun da çözüm yolları var. Örneğin; büyük çocuğunuz televizyon seyrederken, siz de o sırada küçük çocuğunuza kitap okuyabilirsiniz veya eşiniz yaşça daha büyük olan çocuklarınızı dışarı çıkardığında, küçük çocuğunuzla bire bir zaman geçirip oyunlar oynayabilirsiniz. Bu markete gitmek bile olsa işinize yarayacaktır.
HEPSİ SENİN HAKKINDA
Çocuğunuz için bir kitap hazırlayın. Boş káğıtları alın ve birbirine ekleyin. Küçük bir kitapçık haline getirin; sonra sayfalara çocuğunuzun bebekken çekilmiş ve ailesinin, arkadaşlarının, evcil hayvanlarının da yer aldığı fotoğrafları yapıştırın. Bu kitaba çocuğunuzun çizdiği resimleri, sanatsal çalışmalarını eklemeyi de unutmayın. Fotoğrafların ve çizimlerinin altına küçük notlar yazın. Son olarak da kitabın ön kapağını tasarlayın. Çocuğunuzun ismini büyük ve renkli harflerle yazmaya özen gösterin.
İLGİ ALANLARINI DESTEKLEYİN
Çocukların ilgi alanları çeşitlilik gösterir. Dinozorlar ya da prensesler gibi bazı konular ise daha çok dikkatlerini çeker. Çocuğunuz bu ilgi alanlarından biri üzerine yoğunlaşmaya başladıysa, onu destekleyin. İlgilendiği alan hakkında onu bilgilendirmeye çalışın.
GİTTİKÇE GÜÇLENİYORSUN
Fiziksel bakımdan güçlü olmak çocuğunuzun kendine güvenini ve ’yapabilirim’ duygusunu güçlendirecektir. Fiziki gelişimini destekleyebileceğiniz en uygun yer, onun oyun alanıdır. Bu hem eğlenceli zaman geçirmesini hem de fiziksel olarak daha da güçlü bir çocuk olmasını sağlayacaktır. Kendi oyun alanı dışında onu, yüzme, müzik, dans ya da hafif jimnastik kurslarına da yazdırabilirsiniz. En küçük aktivite bile çocuğunuzun kendine güvenini perçinleyecektir.
YAPTIKLARINI ÖVÜN
Çocuğunuzun, bütün çizimleri ve resimleri için küçük bir sanat galerisi yaratın. Sonra da onların yanında gururla dururken, oğlunuzun bir fotoğrafını çekin. Fotoğrafı dikkat çekici bir çerçeveye yerleştirip, herkesin görebileceği bir yere koyun.
MÜCADELEYE DAVET EDİN
Son olarak, çocuğunuzun başarılı olabileceğine inandığınız yeni konularda onu mücadeleye davet edin. Burada önemli olan nokta seçeceğiniz etkinliğin ne çok kolay, ne de çok zor olması. Çocuğunuz zorlanırsa, nasıl başarılı olabileceği konusunda ona taktikler verin; ama bunları denerken, onun için yaptığınızı belli etmeyin. Başarılı olunca onu sözlerinizle ödüllendirin. CANIM, NE KADAR BÜYÜMÜŞSÜN
Çocuğunuz bebeklik çağından henüz çıkmış olabilir; ama artık büyüdüğünü fark etmeye başlamıştır. Ona bebekliğinde yaptığı şeyleri anlatın. Bebekliğinde yaptıklarını duydukça, kendisini daha da büyümüş hissedecektir.
Onlar da güneş gözlüğü kullanmalı
Son yıllarda güneş ışınlarının zararı gittikçe artıyor. Bunlar sedece cildimize değil, gözlerimize de zararlı. Dolayısıyla çocuklarımızın gözlerine de... Bu yüzden onların da güneş gözlüğüne alışmalarını sağlamalı ve sadece yazın değil, diğer güneşli günlerde de gözlük kullanma alışkanlığını edinmelerini sağlamalıyız. .
Çocuklarda güneş gözlüğü kullanımı 1 yaşından itibaren olabilir. Yaşına uygun olmalı ve kaliteli güneş gözlüğü kullanmalılar. Öncelikle yüz şekillerine uygun, camları mutlaka kaliteli UV ya da Polarize olmalı. Çocuklar için üretilen gözlüklerde daha çok poloraid cam kullanılıyor. Bu da çift etkili bir koruma sağlıyor
Marka gözlükler ya da kalitesine güvendiğimiz gözlük seçimi doğru güneş gözlüğünü tanımlar. En önemlisi kolay kırılmayan, ince, hafif ve ışınları süzen camlardan üretim yapılmalı. Nereden geldiği belirsiz, tanımsız gözlükler ciddi göz bozukluklarına ve göz hastalıklarına neden olur. Zamanla katarakta dönüşecek zararlar da verebilir.
Asıl sorun çocukların daha sorumluluk duygusu tam gelişmediğinden çok sık eşya kaybedebilmeleri... En sevdikleri eşyaları bile unutup kaybedebiliyorlar. Çocuklar güneş gözlüklerini kaybetmemeleri için ip kullanabilirler. Ama öncelikle çocuğa gözlük sevdirilmeli ve kullanımı ebeveynler tarafından özendirilmeli.
Uzman Doktor Mustafa Soyluoğlu, artık gözleri bozuk olan çocuklara da büyüklerde olduğu gibi numaralı güneş gözlüğü yapılabildiğini söylüyor.
Yılın trendlerine uygun olarak çocuklarda da gözlük modası var. Artık kıyafetlerine uygun gözlükleri seçiyorlar. Anne babaların önerdiklerini zevklerine hitap etmiyorsa kabul etmiyorlar. Peki, çocuklar nasıl gözlük modellerini tercih ediyor. Merve Optik Yönetim Kurulu Başkanı Ali Demirel, kız çocukları için Barbie gözlüklerin ön plana çıktığını söylüyor. Osse Kids serisi ise polarize camlarıyla hem kız hem erkek gözlüklerinde çok talep gören markalardan biri. Polarid Kids de tercih edilen bir marka.