Paylaş
ABD Başkanı Trump, 2015 yılında BM Güvenlik Konseyi daimi üyesi 5 ülke ve Almanya’nın (P5+1) İran ile nükleer programını yavaşlatmak için yaptığı anlaşmanın akibetiyle ilgili kararını açıklayacak.
Trump, kampanya süresince ve göreve geldikten sonra da selefi Barack Obama döneminde İran ile yapılan nükleer anlaşmanın ABD çıkarlarına hiç de uygun olmadığını defalarca söylemişti. Uzlaşmayla İran’ın nükleer silah elde etmesinin önüne geçilmesi hedefleniyordu. Buna göre İran uranyum stoklarını azaltacak, 15 yıl boyunca yeni ağır su reaktörü inşa etmeyecek ve uluslararası silah denetçilerinin ülkeye girmesine izin verecekti.
YAPTIRIMLAR DÖNÜYOR MU
ABD’deki yasal düzenlemeye göre Başkan’ın her üç ayda bir Kongre’ye İran ile nükleer anlaşmanın gidişatıyla ilgili bilgi vermesi gerekiyor. Ekim ayındaki açıklamasında Başkan Donald Trump, “Ortaya koyduğum gerçekler ışığında (anlaşmaya) bu onayı veremeyeceğimizi ilan ediyorum” diyerek anlaşmaya ilk şerhini koymuş, bu konuda Kongre ile de temaslarının olacağını söylemişti.
2015 tarihli anlaşmanın ardından İran’a iki konuda yaptırım hafiflemişti. İlki İran merkez bankasıyla iş yapılmasını yasaklayan karardı. Diğeri ise petrol satışı kısıtlamalarıyla alakalıydı. Anlaşma sonrasında bu yaptırımlar kalkmamış, ancak askıya alınmıştı. Trump’ın alacağı karar, bu nedenle bu yaptırımların geri dönüp dönmeyeceği ya da yenilerinin eklenip eklenmeyeceği konusunda hayati olacak.
TRUMP’IN EĞİLİMİ NE
Gelen haberlerden ABD yönetiminin İran konusunda bölünmüş olduğu anlaşılıyor.
ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson ile Savunma Bakanı James Mattis’in yaptırımların askıda kalmaya devam etmesini önerdiği, ancak Trump’ın bu konuda pek de hevesli olmadığı aktarılıyor. Birkaç senaryo üzerinde duruluyor. Trump’ın ana yaptırımları askıda tutup yeni tedbirler için yeşil ışık yakabileceği de konuşulanlar arasında.
İRAN VE DİĞERLERİ NE İSTİYOR
Tahran’ın tutumu ülke ekonomisini nispeten dünya piyasasına açan bu anlaşmanın devamından yana. İran Atom Enerjisi Örgütü Sözcüsü Behruz Kamalvandi, yaptırımların geri dönmesi halinde bunun nükleer anlaşmanın ihlali olacağını, İran İslam Cumhuriyeti’nin de gereken tedbirleri alacağını söylüyor.
İran ile anlaşmayı imzalayan ABD dışındaki diğer ülkeler Tahran gibi nükleer uzlaşmanın sürmesi taraftarı. Dün AB, Fransa, Almanya ve İngiltere’nin anlaşmaya ortak tavır koyan ve destek veren duruşu önemliydi.
ABD ‘YAPTIRIM’ DERSE
Başkan Donald Trump, AB ve Rusya’nın baskılarına rağmen eski yaptırımları yeniden uygulamaya alırsa İran ile söz konusu alanlarda iş yapan ülke ya da kişiler yeniden ABD’nin yaptırım radarına girebilir.
Peki yaptırımların geri gelmesi nükleer anlaşmanın da sona erdiği anlamına mı gelecek?
Sorulardan biri de bu. AB ve Rusya, anlaşmanın sürmesinden yana olduğu ve İran’daki yatırımları nedeniyle Tahran anlaşmadan kaynaklanan yükümlülüklerini sürdürmeyi tercih edebilir. Ya da İran da yeniden nükleer gerginliği arttırmak için düğmeye basabilir.
Nitekim İranlı Sözcü Kamalvandi’nin nükleer çalışmaları hızlandırma imkanları olduğunu söylemesi bu anlamda dikkat çekici.
ETKİLERİ NE OLUR
TRUMP’ın ambargo yolunu açması İran’ın ABD ve ABD’nin bölgedeki müttefikleriyle arasındaki tansiyonu yükseltme potansiyeline sahip olacaktır. İran bu durumda hem nükleer, hem de füze denemelerine hız verebileceği gibi ABD’ye uluslararası kamuoyu önünde daha aleni meydan okumayı seçebilir.
Yaptırımların geri gelmesi İran iç siyasetini de etkileyebilir. Geçtiğimiz günlerde ekonomik zorlukları protesto etmek için başlayan eylemler giderek rejimi hedef alan bir tona dönmüştü. Ekonomik kısıtlamaların geri dönmesi, İran halkının ABD’ye öfkesini arttırdığı gibi muhafazakâr kanadın elini güçlendirip reform yanlısı kanadı da zora sokabilir.
Ayrıca ABD’nin aylarca müzakere edilmiş bir anlaşmadan geri adım atması gelecekteki uluslararası pazarlıklarda Washington’ın ‘ahde vefa’ konusundaki güvenilirliğinin de sorgulanmasına yol açacaktır.
Paylaş