Cekcak’la carcar

Eğer dünya bu hızda gitmeye devam ederse, korkarım iyice yavaşlamam gerekecek. Mutfağım gitgide bir avuç ceviz ve kapkara ekmeklerden ibaret olacak. Ruh halleri dahil olmak üzere her şeyin üzerinde ‘yararlı’ ya da ‘zararlı’ yazacak.

İçimde bir gün anti-aging çağı başlayacak ve yüzüme gözüme çizgi atan hiçbir şeyi affetmeyen, içi etli dışı metalli bir robota dönüşeceğim. Sloganım ‘I’ll be back’ (geri döneceğim) olacak. Sonunda bunun nedeni öfke çıkacak. Her yol benim tercihim olan Bağdat’a çıkacak. Aman Allahım her şeyin sorumlusu benim olacak. Allah aşkına sakinleş olacak. Allah beni kendimden korusun olacak.

Metal eriyecek...

Üzerime bir açık mavi paşmina
inecek.

Yeşil çay demode olacak, beyaz çay yükselecek. Gülmeden önce gülümsemeyi öğrenmeye başlayacağım. Anlayış ve mantık çerçevesinde resimlerimi koyacağım şöminenin üstüne. Hayatımda kesinlikle stres istemeyeceğim. Hindistan’a gideceğim. R&B dinlemeyeceğim. Yeni animasyon filmleri DVD’den seyredeceğim sonra.

Çocuğum olursa onu en güzel, en zeki ve en yetenekliler için özenle vakumlanmış çocuk odasında havasız bırakmayacağım. Hem benim genlerim var ya, inanmıyorsan haritası Nişantaşı’ndaki klinikte git bir göz gezdir demeyeceğim. Büyük büyük teyzemdeki egzemanın ona geçişini genetik lotonun pis bir dizilişi olarak görmeyeceğim. Geri sayıp durmasın. Derin nefes almayı, yoga yapmayı öğrensin. Kitap okusun diyeceğim ama... derken dilim varmayacak oraya kadar.

Bakın eğer her şey bu hızda ve bu istikamette gitmeye devam ederse, felaket habercisi gibi olmak istemem ama, ya pencereleri kapatıp yukarıdaki gibi sağdan gitmemiz gerekecek ya da... ya da dünyadan daha hızlı dönmek zorunda kalacağız! Gitgide hızlanan bir ritimde komik dans etmeye başlayacağız. Büsbütün saçmalayacağız. İlişkiler ilişiktekiler, cepten netten yiyecek.

Tarantino’nun insanları daha fazla parçaya bölmesi gerekecek. Tek başına dik duruş moda olacak. Türkiye Erovizyon’da bir daha birinci olamayacak ve Jen’le Brad asla bir araya gelmeyecekler.

Hepimize bir takla pozisyonu ve bir yokuş gerekecek. Duranın yüzü kıpkırmızı olacak. Filmdeki ofisine giren meşgul adam gibi yürürken taleplerde bulunacağız, cevap vereceğiz, hep geç kalacağız.

Manhattan kadar gölgede kalacağız. Ama o sırada Tarantino’yla Coelho yardımımıza yetişecek. Tarantino adrenalin verip coşturacak, Coelho kendini koşucu değil de okçu gibi düşün deyip sakinleştirecek. 80’ler moda olacak üçüncü kere. Ama vatkayı bir kere daha kaldıramıyor olacağız. Mevsimler ‘ce’ yapıp gidecek, Katrina sadece buzpateni yapan bir kadının adı olmaktan çıkıp, bir felaketin göbek adı olacak. İki köprüyle Avrupa’ya varılır mı varılmaz mı diye bir tekerleme çıkacak. Adı Kelebek olan bir gazete ekinde köşeye sıkışmış bir kız, paçaları tutuşunca bir şeyler geveleyecek. Ama alışın, gitgide yazılı her şey böyle olacak. Kafa toparlanması imkansız bir uzuv olacak.

Olup biteni anlayan beri gelecek.

Bu karmaşa şimdi gidip, haftaya aynı saatte geri gelecek.

Her şey güzel olacak.
Yazarın Tüm Yazıları