Paylaş
Vakit gece yarısını geçmiş, Balıkesir – Bigadiç HERA Termal tesislerinde el ayak çekilmiş. Hâlâ bazı karavanların içinde sıcacık ışıklar. Dışarıdaki hafif rüzgâr sesini bastıran edepsiz kurbağaların şamatasına, çok uzaklardan gelip, zaman zaman karışan sahipsiz köpek havlamaları… İzmir Kamp ve Karavan Derneği’nin, “gökte milyarlarcası varken, neden sadece 5 yıldızla yetinelim ki ?” diye soran 20’yi aşkın üyesi, “hafta sonu” kaçamağının ikinci gecesinde uykuya dalmak üzereler.
Aynı grupla, geçen ay SPİL Millî Parkı’nda bir kamp yapmıştık. Yıllardan sonra “zirve”de geçirilen yağmurlu 2 gün, SPİL’in “genetiği ile oynanmış” halinin burukluğunu yaşamakla geçmişti. İşletmesi özelleştirilen Millî Park, başta ünlü “At Meydanı” olmak üzere, çok para harcanarak elden geçirilmişti. Anlamsız geniş yollar, dip dibe inşa edilmiş “yeni ve modern” (?!), fakat “şöminesi bile olmayan, alttan ısıtmalı (nasıl oluyorsa) dağ evleri” , sürgülü demir kapısı olan “kıl çadır”, dağın başına (yörenin endemik yapısını örnekleyen levhalar dururken ve yerine…) “Şehzadeler”i tanıtmak için konulmuş küçük kitâbeler, heyecanımızı hayal kırıklığına çevirmeye yetmişti. Ve görür görmez anlamıştık; neden “dağcılık kulüpleri”nin, SPİL’i programlarından hemen hemen tümüyle çıkarttıklarını ? Çünkü özensiz ve işi bilmeyen ellerden çıkmış tuhaf restorasyon (?!), çoktan, bizim uzun yıllar önce yürüdüğümüz SPİL dağını, sıradan bir ticaret metaı haline dönüştürmüştü…
Kamp yaşamını destekleyecek doğru örneklere gereksinim vardı… “Türkiye Kamp ve Karavan Derneği” tarafından hazırlanan örnek proje, işte bu sebeple, “kısa kısa” başlıklı yazının sonuna iliştirilmeliydi. “Girişimcilere bir Çağrı…” başlığını taşıyan ve “işi bilen” ellerden çıkmış öneri, “Kamp-Karavan Turizmi”nin, “Modern ve Örnek Kampinglerle ” gerçekleşebileceğini anlatıyordu. 49 yıllık tecrübeyle hazırlanan yayındaki bilgiler, çizimler, fotoğraflar; Dernek olarak, yurt dışında katıldıkları ve ülkemizde düzenledikleri kamp-karavan turizmi etkinliklerinde edinilmiş bilgilerden, Uluslararası Kampçılık ve Karavancılık Federasyonu (F.I.C.C.) yönetmeliklerinden ve T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığının Turizm Tesisleri Yönetmeliğinden elde edilen verilerden derlenmişti. Meraklısının, içeriğine burada giremeyeceğim kadar ayrıntılı hazırlanmış bu “yol haritası”na, derneğin web sitesinden ulaşabileceğini söylemekle yetinelim. Yazıyı da, FICC Başkanı João Alves Pereira’nın “kampçılar”a ithafen yazdığı mektuptan aldığımız bir paragrafla bitirelim:
“…Kampçılık ve Karavancılık ilgisi, insan karakterinin iki doğal niteliğine dayanır. İlki yaradılışımızdan gelen özgürlük arzusu; ikincisi doğaya dönme özlemimizdir. Bu ikisi, seyahat açlığı ve diğer insanlarla toplumsal temasın değerinin takdir edilmesi ile birleştiğinde başarı tamamdır… / …Neden siz de bizzat bir kampçı olup ülkenizdeki Derneğe katılmayasınız ki ? Bir deneyin; kesinlikle buna değeceğini göreceksiniz…”
Değerli girişimciler, özellikle Ege, mavi, yeşil ve tarih adına lütfedilmiş olan değer ve zenginlikleriyle, “aç bir Pazar” olmayı sürdürüyor. Gelin, biraz da resmin bu tarafına yatırım yapın ! Sadece, üçüncü sınıf lahmacuncuların Franchise dosyalarından kolay para kazanmak değil ticaret.
Paylaş