Paylaş
Eylül 2014’te, “Nevzuhur ve Serseri bir Türkiye” diye bir yazı yazmıştım. Meraklı dostlar, bir zahmet arşivden bulup okuyuversinler… “Yeni Türkiye” algısı hakkındaki düşüncelerimi özetlemiştim o yazıda… Sözlüklerin bile hizaya girip, “eski” için, “çoktan beri var olan, üzerinden çok zaman geçmiş bulunan, (hattâ hiç sıkılmadan) -yeni karşıtı-” diye atıp tuttuklarına bakılırsa, “Yeni Türkiye”de, eski deyimlerin kullanımına da (topyekûn yasaklanmazsa şayet…) yeni anlamlar yüklemek gerekecek.
“Eski ağza yeni taam” derdik meselâ.
“Yeni ağza bu muamele münasiptir” şeklinde kullanacağız anlaşılan…
“Eski çamlar bardak oldu” demek yerine, üçüncü köprüye bakıp,
“eski çamlar çevre yolu...” diye iç geçirmek gerekecek.
“Eski defterleri karıştırmak” da, herhalde,
“ne kadar işimize geliyorsa ancak o kadar” parantezinde muteber olacak.
Yani işimize gelince Tunceli, işimize gelince Dersim diyeceğiz…
“Eski tas eski hamam” der geçerdik. Artık lâfın sonuna, rahmetli babamın,
“sadece tellâklar değişir oğlum” yollu söylenmesi de mutlaka ilâve edilecek.
Diğer taraftan, “eski köye yeni âdet” denirdi ya, bu değişimle beraber,
“orda bir köy var uzakta” türküsü gözden düşecek,
yerine, “artık gelip gitmeseniz de olur” diye yeni bir türkü yakılacak tahmin ederim.
Sadece, “eski tüfek”lerin kuru sıkı atmalarıyla,
“eski kurt”ların köpeklerin maskarası olma halinde,
pek bir değişiklik beklemiyorum.
Bu gelişmelerden sonra,
“bir işi daha iyi duruma sokma iddia ve ısrarı ile ortaya atlayıp da,
büsbütün bozmak” anlamına gelen, “eski hayratı da berbat etmek” taşlaması,
en çok “retweet” edilen “deyim”ler arasına yükselebilir.
Yalnız, bu “Yeni Türkiye” meraklılarının, “eskileri verince, yerine yeni olarak ne konulacağı üzerinde pek kafa yormadıkları, en azından Orhan Veli’nin, “Eskiler Alıyorum” şiirinden haberdâr olmadıkları gibi bir şüphe düştü içime. Şiirin sonunu bilseler, bu kadar ısrar ederler miydi dersiniz ?
“Eskiler alıyorum
Alıp yıldız yapıyorum
Musikî ruhun gıdasıdır
Musikîye bayılıyorum
Şiir yazıyorum
Şiir yazıp eskiler alıyorum
Eskiler verip Musikîler alıyorum
Bir de rakı şişesinde balık olsam…”
“Yeni”, son yıllarda hiç bu kadar ayağa düşmemişti ve keyif kaçırıcı olmamıştı;
Sağa dön “Yeni Türkiye”, sola dön, “Yeni CHP…” Al birini vur ötekine !
Onu da başka bir yazıya bırakalım;
“Sizler yeniyseniz, ben eskiyim ve öyle kalmak kararındayım” deyip geçelim.
Hattâ, kendisi daha aramızdayken, Semra Hanım’a mal edilen “rahmetli” gafına,
Osman Bölükbaşı’nın verdiği cevabı aşırıp,
içimizden geçen “eski – yeni ne varsa” benzer hislerle yazıverelim:
“Eskimekle birlikte, hamdolsun hayattayım ve Yaradan nasip ederse,
hepinizin sonunu görecek kadar da yaşamak azmindeyim…”
Paylaş