Meğer CHP’liler yıllardır konuyu, paraları ve görüntüleri biliyorlarmış. Bu kişilerden birisi de CHP İstanbul İl Başkanlığı tarafından durumu kurtarmak için yapılan açıklamaya “Konuştukça batıyorlar” yorumunu yaptı.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun “kasası” denilen Fatih Keleş’in bir avukatlık bürosuna getirip sayması dört saati bulan paranın nereden geldiği, nereye gittiğine dair muammayı ise İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’nın açtığı soruşturma çözecek.
İMAMOĞLU BİLİYOR MUYDU
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun “...İstanbul CHP İl Başkanlığı’nın satın alma sürecindeki bir hukuk ofisinde yapılan işlemin, ki orada benim çok değer verdiğim siyasi yol arkadaşlarım var o görüntüde...” şeklindeki sözleri ise olan bitenden haberdar olduğunu gösteriyor.
İmamoğlu, balya balya sayma görüntüleri ortaya çıkan paraların CHP İstanbul İl Başkanlığı binasının alımı için yapılan bir işlem olduğunu söylüyor. Buna rağmen CHP’nin o dönemdeki avukatı Mustafa Kemal Çiçek, binanın yasal olarak CHP Genel Merkezi’nin parasıyla alındığı açıklaması yapıyor. Elbette bu iki farklı açıklama not alınması gereken bir ayrıntı. Çünkü bu ayrıntı soruşturma sonucunda gerçeğin ortaya çıkmasını sağlayacak.
KANUNA AYKIRI
6 kişinin tutuklandığı operasyonda para karşılığı MOSSAD’a ajanlık yapanlar arasında 686 sayılı KHK ile ihraç edilmiş Fetullahçı Terör Örgütü üyesi İsmail Kaya isimli eski bir polis memuru da bulunuyor. İsmail Kaya, 7 Şubat 2017’de 686 sayılı KHK ile kendisi gibi polis olan eşi Nurdane Kaya ise 6 Ocak 2017’de 679 sayılı KHK ile ihraç edilmiş. İsmail Kaya hakkında 2018’de, eşi Nurdane Kaya hakkında 2020 yılında FETÖ üyeliğinden adli işlem yapılmış.
MOSSAD’a ajanlık yaparken yakalanan İsmail Kaya’nın bir başka dikkat çeken özelliği Muhsin Yazıcıoğlu suikastı soruşturmasında itirafçı olarak ifade vermiş olması. 2004-2014 arası Kahramanmaraş Emniyet İstihbarat Şube’de idari büro amiri olarak görev yapan, 18 Haziran 2020 günü Ankara Cumhuriyet Savcılığı’nın talimatıyla ifadesi alınan İsmail Kaya, ihraç edilmesinden 3, bindikleri helikopterin düşmesi sonucu hayatını kaybeden Muhsin Yazıcıoğlu ve yanındakilerin ölümünden neredeyse 10 yıl sonra iki önemli itirafta bulundu.
KAZA YERİNİ BULUP SAKLAMIŞLAR
Kaya, Şube Müdürü Dursun Özmen başta olmak üzere FETÖ mensuplarının görev yaptığı Kahramanmaraş Emniyet İstihbarat Şubesi’nde; 25 Mart 2009 günü saat 14.30’da, Kahramanmaraş’tan Yozgat’a gitmek üzere havalanan helikopterin düştüğünün anlaşılmasından hemen sonra baz istasyonu sinyal verileri üzerinden enkazın yerinin belirlendiğini söyledi. Buna rağmen enkaza üç gün sonra ulaşıldı. Kahramanmaraş Emniyet İstihbarat Şubesi Teknik Bürosu, 1.5 kilometre çaplık bir alanda kaza yerini tespit etmesine rağmen bu bilgi saklandı ve aramalar 120 kilometre uzaktaki bir alanda yoğunlaştırıldı.
Kaya bu durumu ifadesinde şöyle anlattı;
“İlyas Uçar (Kahramanmaraş İstihbarat) şubenin teknik personeli ve baz tespiti konusunda uzman personeldir. Hatta kendisine lakap olarak KESTİRMECİ denilmektedir. Olay tarihinde de helikopterde bulunanların numaraları üzerinde yaptığı çalışmada aynı gün olay mahallinin adres baz tespitini yaptı. Hatta mevkinin enkazın 1.5 km alanı tespit ettiğini söylemesine rağmen ve bunu belgelerle de göstermesine rağmen enkazın bulunmamasına anlam veremediğini söylüyordu. Hatta buna şubedeki herkes şahittir. Hatta enkaza köylüler tarafından ulaşıp bulunmasından sonra dahi ‘Benim tespit ettiğim bölgeyi bulmuşlar’ dedi.”
Yazıcıoğlu ve beraberinde yaralı kurtulanların ölümünün ana sebebi, enkaza üç gün sonra ulaşılması yani ölümlerine göz yumulmasıydı.
DOKTOR RAPORU GİBİ BİLGİ NOTU
Birincisi, “yok” dedikleri PKK’nın siyasi kolu PKK/DEM ile girdikleri ilişki tam olarak ortaya çıktı.
İkincisi, CHP Genel Başkanlığı koltuğunda oturan Özgür Özel’in çok rahat yalan söylediğini ve göstermelik etkisiz bir genel başkan yani ‘Tavşan Başkan” olduğunu gösterdi.
Üçüncüsü, CHP’de asıl söz sahibinin genel başkanlık koltuğunda oturan Özgür Özel değil, onu bu koltuğa taşıyan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu olduğunu gösterdi.
PKK/DEM’LİLER GİREMEZ
Milletvekili ve TBMM’de Grup Başkanvekili olan CHP’nin Afyonkarahisar Belediye Başkan adayı Köksal, “Seçildiğimde Afyonkarahisar Belediyesi’nin kapıları DEM Parti hariç her siyasi partiye açık olacak” deyince büyük bir tepki dalgası oluştu. Özellikle PKK/DEM’liler ağır hakaretlerle yerel seçimde CHP’ye destek olmayacaklarını söylediler.
PKK/DEM Ağrı Milletvekili Sırrı Sakık şu sözlerle tepki gösterdi; “Ben Kürtlere seslendim, ‘Herkes size karşı ittifak oluşturuyor siz de kendi ittifakınızı oluşturun’ diye. ‘Hiçbir partiye kazandırmak gibi bir mecburiyetimiz yok’ dedim diye bana ‘mikro milliyetçi’ dahi diyen oldu. Peki bunun adı nedir? Bizim belediyelerimizde kapımız herkese açık, faşist, ırkçılar hariç.”
Bunun üzerine partinin genel başkanı Özgür Özel, Uşak’ta kendisini dinleyenlerin önünde Burcu Köksal’ın sözlerini düzelteyim derken şu yalanı söyledi; “Afyon’da bir sürçülisan oldu. Başkanım siz düzeltir misiniz?” dedi. Afyon Belediyesi’nin de Uşak Belediyesi’nin de kapıları, tüm siyasi partilere aralıksız olarak açıktır.’’
ÖZEL’İN DİL SÜRÇMESİ YALANI
“Bunu kaç kere söylesin CHP? Bu CHP’nin tek başına girdiği bir seçim. Herhangi bir ittifak yok. Bu seçim çok özel bir seçim. Yeni bir denklem var. Millet İttifakı’nı kurduğumuz partilerle birlikte değiliz. Millet İttifakı’nı oluşturan seçmen bir yere gitmedi. Kimse bize mecbur değil, herkesten oy istiyoruz. Seçmenin temel itirazları duruyor. Bizim bu seçimde DEM’le olan ilişkimizde, ne onların kayıtsız şartsız bize desteği söz konusu ne de bizim DEM’le kazanmaya yönelik işbirliğimiz söz konusu. Belirli yerlerde kent uzlaşısı olarak adlandırılan uzlaşı sağlanmış durumda ama DEM’in adayları var ve bize de kaybettirecekleri birçok yer olabilir.”
Kısaca, bir ittifak yok, PKK/DEM ile bir sözde kent uzlaşısı varmış.
Özgür Özel, 3 Mart günü Tekirdağ’da da kendisini dinleyenlere “İttifak yok diye kimse endişelenmesin, Türkiye ittifakı var”diye seslendi.
“Türkiye ittifakı” konusundaki asıl şok edici açıklamasını ise 4 Mart günü yaptı: “Türkiye ittifakı, gücünü Türkiye’den alan bir ittifaktır. Özgür Özel, Cumhuriyet Halk Partisi’nin genel başkanıdır ama Türkiye ittifakının lideri Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tür. Türkiye ittifakı, Atatürk’ü sevenlerin ittifakıdır.”
KANDIRMAYA DEVAM
19 Ağustos 2023 günü Muğla Bodrum’da partililere seslenirken, “En kolay alkışın Atatürk denilerek alındığı bir siyasi partinin siyaset üretme pratiğinde sorun var. Sıkışınca Milli Mücadele’den, Atatürk’ten bahsederek alkış alarak ilerlenemez. Bunda bir kolaycılık, birbirimizi kandırmak var...” diyen Özgür Özel, yerel seçim sürecinde seçmeni kandırmak için her güne bir “Atatürk” adı sıkıştırmaya başladı.
Ama en çirkini, PKK’nın siyasi kolu DEM ile yaptığı işbirliğini kamufle etmek için “Türkiye ittifakı” adını koyduğu ortaklığın liderinin de Atatürk olduğunu söylemesiydi.
Ben bu konuda yazmaktan bıktım, o
4 Kasım Kurultayı’nda genel başkanlık koltuğuna oturan Özel, bu kolaycılıkla dinleyenleri kandırmak için şunları söyledi:
“Atatürk sizden partisini iktidar yapmanızı bekliyor” diyerek haykıran Özel, şöyle konuştu: “Atatürk Sinop’a gidin diyor, Atatürk Erzurum’da çalışın diyor, Tekirdağ’ı kazanın, İstanbul’u kaybetmeyin, İzmir’de rekor kırın diyor. Bilecik’i sakın ha kaybetmeyin diyor.”
SİYASİ İKİYÜZLÜLÜK
İlginç olan ise Atatürk’ün, CHP’nin işbirliği yaptığı terör örgütü PKK’nın siyasi kolu HDP/DEM’in iddialı olduğu yerlerdeki belediyeleri kazanın dememiş olması. İşte siyasi ikiyüzlülük tam burada devreye giriyor. Kurtuluş Savaşı Önderi, Cumhuriyetimizin Kurucu Lideri ve ulusal birliğinin sembolü olan Mustafa Kemal Atatürk aynı zamanda kurucusu olduğu Cumhuriyet Halk Partisi’nin bölücü terör örgütü PKK/HDP-DEM ile işbirliği yapmasına ne derdi ya da ne tepki verirdi?
CHP’li Tanju Özcan’ın aktardığına göre, “Deniz Baykal döneminde MHP çizgisine yaklaşan CHP’yi, HDP çizgisine yaklaştıracağım” dediğini duysa ne derdi?
KILIÇDAROĞLU’NUN YAPTIKLARI
Kılıçdaroğlu’nun özerklik vaadini, PKK sözcüsü Demirtaş’a özgürlük istemesini, Irak ve Suriye tezkeresi ile Libya tezkeresine ‘hayır” demesini, 2018’de Türk milliyetçiliği, Atatürk kelimelerinin çıkarıldığı, Türk vatandaşlığı tanımının çıkarıldığı anayasa hazırlattığını, PKK ve FETÖ irtibat ve iltisakından dolayı ihraç edilen KHK’lıların iade etme vaadini, CHP’den Atatürkçüleri tasfiye ettiğini görse, Atatürk’e kefere diyenleri aldığını, Atatürk’e ‘ırkçı” diyen FETÖ destekçisi Yüksel Taşkın’ı İzmir’den, Sadullah Ergin gibi FETÖ destekçisi birini Ankara Çankaya’dan milletvekili yaptığını görse ne derdi?
ÖZGÜR ÖZEL’İN YAPTIKLARI
Özgür Özel, işbirliğinin açık ve şeffaf olacağını söyledikten sonra, medyadaki kendisi ve sözcüleri ortaya çıkan rahatsız edici tabloyu perdelemek için elinden geleni yapıyor. CHP ve PKK/DEM yöneticilerinin göstermelik rekabete dayalı sözde tartışmaları gerçeği gizleyemiyor. Artık mızrak çuvala sığmıyor. İstanbul’un Esenyurt, Mersin’in Akdeniz ve Toroslar ilçelerinde ortaya çıkan tablo CHP’nin nasıl tehlikeli bir yola girdiğini de gösteriyor.
KANDİL’İN MESAJI İLE CHP ADAYI ÇEKİLDİ
Başak Demirtaş’ın şantaj aracı olarak ortaya sürülmesinden sonra PKK terör örgütü yöneticisi Mustafa Karasu’nun 7 Şubat günü yaptığı ittifak açıklaması PKK/DEM ile CHP arasındaki Kandil uzlaşmasının yolunu açtı. Demirtaş aday olmayacağını açıkladı. 10 gün sonra da CHP Esenyurt’ta aday gösterdiği Ali Gökmen’i geri çekerek yerine 2015’te PKK/HDP’nin Van milletvekili aday adayı Ahmet Özer’i aday gösterdi.
PKK/DEM’İN ESENYURT MİTİNGİ
Esenyurt’ta aday çıkarmayan PKK/DEM, bu ilçedeki seçime verdiği önemi geçen hafta sonu yaptığı mitingle gösterdi. PKK/DEM’liler terör örgütü elebaşı Öcalan’ın posterleri ve PKK terör örgütünün sloganları eşliğinde yaptıkları mitingle sözde CHP’nin adayına desteklerini göstermiş oldular. CHP’nin adayı Ahmet Özer’in fikirleri ve tutumu da PKK/DEM’lilerden farklı değil. “Özerklik, Anayasa’dan Türk kelimesi ve TC Vatandaşlığı tanımının çıkartılması, PKK’lı teröristleri de kapsayan genel af, Kürtçenin resmi dil olması” gibi görüşleriyle Atatürk’ün kurduğu CHP’den çok PKK/DEM’li bir siyasetçi profiline sahip.
VATAN HAİNLERİ İÇİN UYDURUK TARİH
Önümde 2013’te yazdığı “
Devletin valisine “Vali itlik yapmıştır bunu aynen iletin”, YSK üyelerine “Ahmak”, soru soran vatandaşa “Senin beynin tutulmuş”, kendisini eleştiren pazarcıya “Sen terbiyesiz birisin, ahlaksız birisin” diyen, her strese girdiğinde hakaret ve küfre sarılan İBB Başkanı İmamoğlu dün bir konuşmasında yine bu kişilik özelliğini ortaya dökmüş.
İki soru sormuştum; birincisi İstanbul gibi bir şehrin başkanı ‘İstanbul Şehr-i Emini’ sayılan İmamoğlu 86 yıl sonra 2020 yılında ibadete açılan Ayasofya Camii’ne 3.5 yıldır neden ziyarete gitmiyor?
İkincisi, Kadir Topbaş döneminden beri İstanbul’daki Selatin camilerinin temizlik ve güvenlik hizmetleri İBB tarafından veriliyor. Bunun tek istisnası Ayasofya Camii. Peki Ayasofya Camii’ne bu hizmet neden İBB tarafından verilmiyor da Fatih Belediyesi tarafından veriliyor?
Makamına yakışır medeni bir üslupla sebeplerini açıklayacağına ettiği hakaretlerle kendisini de tarif etmiş. Sirkeci-Kazlıçeşme hattı tren seferlerinin başlamasıyla ilgili törene “Ulaştırma Bakanı davet etti” yalanı ortaya çıkınca bunu perdelemek için hakarete sarılmış. “Saraçhane bülbülleri” diye adlandırılan fonlanan internet siteleri ve binlerce mesajı aynı anda atabilen organize BOT hesaplar, sosyal medya hesapları ile “Renklendirilmiş” FETÖ’cüler hep bir ağızdan hakaret eden İmamoğlu’nu savunmaya geçti.
DAVETİYE YALANI PATLAYINCA
Ulaştırma Bakanı’nın kendisini Sirkeci-Kazlıçeşme tren seferlerinin başlaması törenine davet ettiğini ilan eden İmamoğlu, gerçeği söylemediği ortaya çıkınca saldırganlaştı.
Fatih Belediyesi’nin isme özel olmayan biçimde e-posta üzerinden yolladığı protokol mesajını paylaşıp kendisini haklı çıkarmaya çalıştı. Nitekim iki belediye özel kalem personeli davetiyenin isme özel olmadığı konusunda yazışmış, İBB Özel Kalemi de “
İşin ilginç yanı, Akbıyık’ın 2017 yılında şimdiki CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve eski genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu ve Bülent Tezcan gibi de isimler hakkında “FETÖ” ile iltisakları olduğu iddiasıyla Balıkesir Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunduğu ortaya çıktı. Sözcü’den Saygı Öztürk’e, “Özür dileyeceğim” açıklaması yaparken “Özgür Özel hakkındaki dosya ne oldu?” sorusu akıllarda kaldı.
Özgür Özel’in FETÖ’cülerle ilişkisi olduğu iddiası şimdi Kırgızistan’da olan eski örgüt üyesi Enis Uludemir’in 31 Mart 2016’da kendiliğinden gittiği Manisa Cumhuriyet Başsavcılığı’na “Tanık” sıfatıyla verdiği ifade ortaya çıkmıştı.
Ama bundan önce Özgür Özel, 12 Kasım 2015 günü Manisa’da yapılan FETÖ operasyonunda gözaltına alınanları ziyaret ettikten sonra Emniyet’in kapısında şunları söylemişti:
“Kamuoyunda çeşitli isimlerle anılan, FETÖ terör örgütü diye yetkililerin ifade ettikleri Manisa’daki bir inanç grubuna, bir cemaate, kendilerine ‘Hizmet Hareketi’ olarak ifade eden kişilere yapılmış operasyondan sonra bugün Emniyet Müdürlüğü’nde gözaltında olanları ziyaret ediyoruz, dört tanesiyle görüştüm yukarıda...”
İlk anda Özgür Özel’in insani duygularla yaptığı bir ziyaret gibi görünse de, bu, FETÖ’cülerin organize ettiği bir çalışmanın sonucuydu. Belgesi de Adliye, MİT ve Emniyet’teki ByLock yazışmalarında.
BYLOCK’TA ÖZGÜR ÖZEL
FETÖ’nün Manisa yapılanmasına yönelik operasyon günü olan 12 Kasım 2015’te FETÖ’nün “Gazete Mesulü” Murat Şimşek ile ED-Eğitim danışmanı Seyit Ahmet Akçalı arasında, Manisa’daki FETÖ operasyonu sonrasında Özgür Özel’in yaptığı çalışmalar şöyle anlatılmış:
“- Abi bugün daha çok Özgür Özel’le çalışıldı.