Paylaş
4 Kasım Kurultayı’nda genel başkanlık koltuğuna oturan Özel, bu kolaycılıkla dinleyenleri kandırmak için şunları söyledi:
“Atatürk sizden partisini iktidar yapmanızı bekliyor” diyerek haykıran Özel, şöyle konuştu: “Atatürk Sinop’a gidin diyor, Atatürk Erzurum’da çalışın diyor, Tekirdağ’ı kazanın, İstanbul’u kaybetmeyin, İzmir’de rekor kırın diyor. Bilecik’i sakın ha kaybetmeyin diyor.”
SİYASİ İKİYÜZLÜLÜK
İlginç olan ise Atatürk’ün, CHP’nin işbirliği yaptığı terör örgütü PKK’nın siyasi kolu HDP/DEM’in iddialı olduğu yerlerdeki belediyeleri kazanın dememiş olması. İşte siyasi ikiyüzlülük tam burada devreye giriyor. Kurtuluş Savaşı Önderi, Cumhuriyetimizin Kurucu Lideri ve ulusal birliğinin sembolü olan Mustafa Kemal Atatürk aynı zamanda kurucusu olduğu Cumhuriyet Halk Partisi’nin bölücü terör örgütü PKK/HDP-DEM ile işbirliği yapmasına ne derdi ya da ne tepki verirdi?
CHP’li Tanju Özcan’ın aktardığına göre, “Deniz Baykal döneminde MHP çizgisine yaklaşan CHP’yi, HDP çizgisine yaklaştıracağım” dediğini duysa ne derdi?
KILIÇDAROĞLU’NUN YAPTIKLARI
Kılıçdaroğlu’nun özerklik vaadini, PKK sözcüsü Demirtaş’a özgürlük istemesini, Irak ve Suriye tezkeresi ile Libya tezkeresine ‘hayır” demesini, 2018’de Türk milliyetçiliği, Atatürk kelimelerinin çıkarıldığı, Türk vatandaşlığı tanımının çıkarıldığı anayasa hazırlattığını, PKK ve FETÖ irtibat ve iltisakından dolayı ihraç edilen KHK’lıların iade etme vaadini, CHP’den Atatürkçüleri tasfiye ettiğini görse, Atatürk’e kefere diyenleri aldığını, Atatürk’e ‘ırkçı” diyen FETÖ destekçisi Yüksel Taşkın’ı İzmir’den, Sadullah Ergin gibi FETÖ destekçisi birini Ankara Çankaya’dan milletvekili yaptığını görse ne derdi?
ÖZGÜR ÖZEL’İN YAPTIKLARI
Kılıçdaroğlu’ndan sonra koltuğuna oturan Özgür Özel’in kurultayda PKK sözcüsü Demirtaş’a selam yollamasını, bölücü açıklamalar yapan bir operacının elini öpmesini, PKK ile Irak ve Suriye’de mücadele için gerekli tezkereye PKK/DEM’cilerle birlikte “hayır” oyu vermesini, şehitler için TBMM’de imzaya açılan bildiriye imza atmamasını, yerel seçimlerde PKK/DEM ile Kandil uzlaşması çerçevesinde aday çıkarmasına, Cumhuriyet’e karşı ayaklanıp askerlerimizi şehit eden amacı “Kürt İslam devleti kurmak” için isyana kalkışan Şeyh Said’e “hain” diyememesini, Tunceli adını verdiği kente Dersim demesini, PKK/HDP’nin 2015 yılında Van milletvekili adayı olan ve Cumhuriyet’e karşı ayaklanmış Şeyh Sait ve Seyit Rıza için kitap yazan, PKK’ya terör örgütü değil de “hareket” diyen Ahmet Özer’i CHP’nin Esenyurt Belediye Başkan adayı yapmasını, her sıkıştığında adını kullanmasına ne derdi?
Eğer böyle bir imkân olsa Atatürk, “Kurduğum partiyi mahvettiniz, hiç olmazsa kurduğum ülkeyi böldürmeyin” der yüzlerine tükürürdü herhalde...
Pervin Buldan - Kemal Kılıçdaroğlu - Özgür Özel
GİZLENEMEZ İŞBİRLİĞİNİN GİZLİ MADDESİ İMAMOĞLU
CHP’liler Kemal Kılıçdaroğlu’yla başlayan Özgür Özel’le devam eden PKK’nın siyasi kolu ile işbirliğinin yaratacağı sonuçlara gözlerini kapatıyorlar. Bu amaçla PKK/DEM ile aslı Kandil uzlaşması olan “kent uzlaşması” kavramının arkasına saklanıyorlar. Özgür Özel geçen hafta bu işbirliğini itiraf ederken, CHP’li eski milletvekili Aytuğ Atıcı da işbirliğini şu sözlerle açıkça ortaya koydu: “Kent uzlaşısı çerçevesinde açık seçik herkesin gözü önünde bir ittifak yaptık. Cumhur İttifakı’nın yaptığı gibi bir ittifak yoktur ancak Esenyurt’ta, Mersin Akdeniz’de yaşanan bir işbirliğidir. Keşke daha çok yerde yapılsaydı. Bu gizli değil, bu açık seçik yapılan bir şeydir. Bunu hiç kimse gizleyemez.”
PKK/DEM’İN TAVŞAN ADAYLARI
Bu işbirliğinin asıl gizli öznesini ise hâlâ söylemiyorlar. PKK’lı terörist Mustafa Karasu’nun “ittifak” talimatından sonra Başak Demirtaş’ın “sözde adaylıktan” çekilip Meral Danış Beştaş ve Murat Çepni’nin atanmasının arkasında Ekrem İmamoğlu’nun desteklenmesi var. Nitekim, CHP’liler ve besleme medyası çalışanları Başak Demirtaş’ın “sözde adaylığına” gösterdikleri tepkiyi Beştaş ve Çepni’nin adaylığına göstermiyorlar. Onlar da Beştaş ve Çepni’nin göstermelik, yani İmamoğlu’na seçimi kazandırmak için gösterilen “tavşan adaylar” olduğunu biliyor. İcraattan daha çok ittifaka bel bağlayanlar, bu hesabın da sandıkta ters tepebileceğini göremiyorlar.
Paylaş