“İzmir’e yılda ortalama 66 milyon metreküp su verilen kentin en önemli kaynağında bulunan içilebilir su miktarı kış ortasında 124 milyon metreküpe düştü. Barajda geçen yıl aynı tarihte içilebilir su miktarı 161 milyon metreküptü. İzmir’in günlük su ihtiyacının yaklaşık 550 bin metreküp olduğunu belirten yetkililer, bunun 232 bin metreküpünün Tahtalı Barajı’ndan çekildiğini, kalan miktarın Balçova ve Ürkmez barajlarıyla yeraltı kaynaklarından elde edildiğini bildirdi.”
GELECEK YIL İÇİN KARAMSARLIK
Tahtalı’dan böyle su çekilmesi halinde eylül ayında barajdaki miktarın 70 milyon metreküpe düşeceği, gelecek yıl su sıkıntısının kaçınılmaz olduğu ileri sürülmüş. Kentin en önemli su kaynağı olan, dibi delindiği için boşaltılan 448 milyon metreküplük Gördes Barajı’nda 44 milyon metreküp su birikmiş, 29 milyon metreküpü içilebilir durumdaymış.
ÇOK BASİT ÖNLEMLER
Yavuz’un haberinde su tasarrufunun önemine de değinilmiş: Evlerde suyun yüzde 35’i banyo, yüzde 30’u tuvalet, yüzde 20’si çamaşır ve bulaşık, yüzde 10’u yemek pişirme ve içme, yüzde 5’i temizlik için kullanılıyormuş. Evdeki bozuk musluklar onarılırsa her birinden yılda bir ton su tasarrufu sağlanıyormuş. Tıraş olurken, diş fırçalarken kapatılan musluklardan kişi başına yılda 12 ton, duş süresi bir dakika azaltıldığında 18 ton su tasarrufu mümkünmüş.
BAKAN EROĞLU DA UYARDI
Folkart Yönetim Kurulu Başkanı Mesut Sancak, Saya Grup Kurumsal İletişim Direktörü Ünal Ersözlü ve Pınar, 171 gravür, 7 resim ve 28 illüstrasyon yer alan kitabı tanıttı. Kitapla ilgili ayrıntılı haberler bolca yer aldı gazetelerde. Sancak’ın, “Folkart olarak ‘Toplumsal iyilik ve sanat’ odaklı ilerlerken, kentin tarihsel mirasına saygı göstermeyi ve buna bağlı olarak kent kültürüne katkıda bulunacak işler yapmayı çok önemsiyoruz” sözleri dikkat çekiciydi.
Elden geleni yaparız
Bazı katılımcılar İzmir’in tarihinin yeterince araştırılmadığından yakındı, destek gerektiğini dile getirdi. Hatta Sancak’a arkeolojik kazılar da dahil, müze, sanat yatırımlarına katkı düşünüp düşünmediğini soranlar oldu, “Elimizden geleni yaparız” yanıtı aldı. Ben de tanıtım toplantısında bazı notlar aldım.
140 bin kişi sergi gezmiş
* Folkart’ın sanat galerisinde açılan sergileri geçen yıl 140 bin kişi ziyaret etmiş. (Bana göre çok büyük rakam)
* Sanat merkezinde 28 Ekim’de benzersiz ve çok önemli bir sergi açılacak. Atatürk’ün bugüne değin yayınlanmayan fotoğrafları sergilenecek. Yaklaşık 13 bin fotoğraf arasından seçilecek eserlerin sergi süresi 29 Ekim ve 10 Kasım’ı kapsayacak şekilde belirlenmiş. (Toplantıdaki en heyecan verici haberdi.)
ULAŞTIRMA BAKANI: Hazırlıklar son aşamada
“Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, İzmir Körfez Geçişi Projesi için hazırlıkların son aşamaya geldiğini açıkladı. Karşıyaka - Konak arasının 1 - 1,5 saat sürdüğünü, projenin devreye girmesiyle 10 dakikaya düşeceğini belirten Arslan şunları söyledi:
HEDEF 5 YILDA BİTİRMEK
(Burada hedefimiz, bu sene ihaleye çıkmak. Yaklaşık 5 yılda da bu projeyi bitirmek. Bu proje bir köprü, bir yapay ada içeriyor. Körfezi dolaşmadan çok kısa sürede geçme şansı olacak. Raylı sistem de olacak. En az 2,5 - 3 milyar dolarlık bir projeden bahsediyoruz. Ulaşım planına almamışlar, çünkü hayalleri almıyor. Olsun, biz yapar geçeriz. Projenin ‘yap-işlet-devret’ modeliyle ihale edilmesi için çalışmalar sürüyor.)”
PLATFORM BAŞKANI: Kafalar karıştırılıyormuş
İnciraltı 2. Nesil Platformu Başkanı Tayfun Karabulut, “Flamingolara dokunma”, “Gediz Deltası bitecek” gibi söylemlerle Körfez Geçişi hakkında İzmirli’nin kafasının karıştırılmaya çalışıldığını ileri sürdü. Mart 2017’de Körfez Geçişi’nin Gediz Deltası’na zarar vermeyeceğine karar verilerek, projeyenin onaylandığını belirten Karabulut, şu görüşleri dile getirdi:
Efendim bunlar çeşitli gazetelerden derlediğim başlıklar. Hepsinin nedeni aynı: İzmir Ekonomi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Oğuz Esen’in İzmir Büyükşehir Belediyesi’ni “Yerel Kalkınmanın Odağında Mali Yönetim Stratejisi” açısından incelemesi.
KALKINMA MODELİ ESİN KAYNAĞI
Esen, İzmir ekonomisinin son çeyrek yüzyıl içinde en hızlı büyüdüğü dönemin 2004-2016 yılları olduğunu vurguladığı raporunda şu görüşlere yer verdi:
“Uzun dönemli planlama ile İzmir’in ihtiyaç duyduğu altyapı yatırımlarının öncelikleri belirlenmiş; şeffaf, israf ve yolsuzluktan uzak sürdürülebilir bir mali yönetim sistemi oluşturulmuş ve mali yapısı uluslararası denetim ile derecelendirmeye açılmıştır. Büyükşehir Belediyesi, büyük altyapı yatırımlarını uygun koşullarda finanse edebilmiştir. Nihayetinde de mali itibarını bir kaldıraç gibi kullanarak İzmir’in varlık değerini yükseltmiştir. Yaşam kalitesini artıran yatırımlar; turizmi, tanıtım ve pazarlamayı, kırsal kalkınmayı sağlayan stratejiler sonucunda İzmir’de, diğer yerel yönetimlere esin kaynağı olabilecek bir yerelde kalkınma modeli yaratılmıştır.”
VERGİ GELİRLERİ SÜREKLİ ARTIYOR
2016 yılında İzmir’de 52.1 milyar TL vergi toplandığı belirtilen raporda, “2004 yılında İzmir vergi gelirleri, Türkiye vergi gelirlerinin yüzde 8.8’i iken, 2016 yılında bu oran yüzde 11.4’e yükselmiştir. İzmir vergi gelirleri dönem içinde ortalama yüzde 17, toplam Türkiye vergi gelirleri ise yüzde 15 artmıştır. Yani İzmir vergi gelirleri, dönem içinde daha hızlı artmıştır” denildi.
YATIRIMLAR HÜKÜMETTEN FAZLA
Konu, Parkinson Hastaları Derneği. Derneğin Başkanı Gülnur Uğurlu Kelçe’nin de öyküsü. Kelçe’nin eşine parkinson tanısı konulduğunda ikisi de 20’li yaşlarındaymış ve de bir bebek bekliyorlarmış. Yalnızlığı ve çaresizliği yıkmaya karar veriyor, parkinson hastaları ve yakınlarıyla 2014’te kuruyorlar derneği. Çaba’nın yazısından aktararak, kulak vermeyi sürdürüyoruz Kelçe’ye:
ÖĞRENİNCE ŞOK ETKİSİ
“(Siz parkinson hastasısınız) sözü şok etkisi yaratıyor, hasta ve yakınlarında. Şok atlatıldıktan sonra ne yapabileceğinize bakıyorsunuz. Tedavisi olmayan bir hastalık ve ilerledikçe sıkıntılı süreçlerle karşılaşacağınızı öğreniyorsunuz. Tam da bu noktada hasta ve yakını yalnızlık duygusuna kapılıyor. Belkide hastaları bir araya toplamak fikri, hepimizde olan bu yalnızlık duygusundan kaynaklanıyor. Parkinson konusunda hiç hasta derneği yok. Türkiye’de hasta, hasta yakını ve gönüllülerden oluşan ilk derneğiz.”
SIKINTILARLA BAŞ EDEBİLMEK
İlçemiz köylerinden Beşiktepe, Mutlu, Murateli, Karaayıt, Çakmak, Yeniköy ve Türközü’nde arsenik çilesi devam ediyor. Ayvalık Tabiat Platformu olarak BİMER üzerinden yaptığımız başvurular hem kaymakamlık, hem de BASKİ tarafından cevaplandırıldı. İçme sularındaki kirliliğin devam ettiği vurgulanarak, Türközü ve Yeniköy köylülerine suların kullanılmaması ile ilgili tebligat yapıldığı, kirlilik kaynağı olarak tespit edilen maden tesisinin kapatılması için girişimde bulunulduğu, ama başarılı olunamadığı belirtiliyor.
KAPATMA GİRİŞİMLERİ BAŞARISIZ
İnsani Tüketim Amaçlı Sular Yönetmeliği’nde litrede 10 mikrogram olarak belirtilen arsenik sınırı, yukarıda belirtilen köylerde bu oranı aşmıştır. Tesis kurma aşamasında ve ÇED sürecinde iddia ettiğimiz ‘su kirliliği yaratır’ tezimiz, maden havzasındaki arsenik kirliliği ile ispatlanmış oldu. Bu konuda yetkili kurum olan BASKİ, Madra Barajı havzasında maden işletmesinin yarattığı su kirliliğini kabul etmekle birlikte, madenin kapatılması yönündeki girişimlerin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nca bildirilen ‘müktesep hak’ kapsamında başarısız olduğunu da itiraf etti.
BAZI YERLERE ÖZEL ÇEŞMELER
Efendim İzmir’de konut fiyat artışı Ekim 2016 - Ekim 2017 döneminde yüzde 18.66 olmuş. Bu oran İstanbul’da yüzde 6.29, Ankara’da ise yüzde 7.23’te kalmış. Aylık olarak İzmir yine öndeymiş. Ekim 2017’de bir önceki aya göre İzmir’de fiyatlar yüzde 2.61, İstanbul’da yüzde 0.93, Ankara’da 0.82 artmış. Tabii, Ege illeri de boş durmamış. Yıllık artışta yüzde 17.74 ile Aydın, Denizli, Muğla ikinci, Balıkesir yüzde 15.6 ile dördüncü, Manisa ve Uşak ise yüzde 12.5’la dokuzuncuymuş, İstanbul ve Ankara’ya fark atmış.
ÖNLENEMEZ YÜKSELİŞ
İzmir’in bu önlenemez yükselişinde göç dalgasının payı büyükmüş. 2016’da İstanbul’dan İzmir’e 24 bin kişi göç etmiş. 2017 sayısının 30 bini aşması bekleniyormuş. Hele İzmir - İstanbul Otoyolu da yıl sonunda tamamlanırsa, değmeyin gitsinmiş. Zaten büyük konut üreticileri rotayı İzmir’e çevirmiş, merkezlerini de taşıyormuş. Konut yatırımcıları açısından bu fiyat artışı elbette güzel. Hatta İzmir’in bu uçuşu, onları yeni yatırımlara teşvik ediyordur.
BİZİ DE UÇURUR MU
Gelelim benim kafa karışıklığına. Konut fiyat artışı şampiyonluğu, İzmirli’ye, Egeli’ye ne yarar sağlayacak? İstanbul’dan sürekli göç, konut dışındaki çeşitli mal, hizmet gibi kalemlerde de fiyat artış şampiyonluğu getirecek mi? Konut fiyatlarının sürekli yükselmesi, başka bir deyişle pahalanması gerçekten de bu kentte yaşayanları uçurur mu? Özetle bu pahalılık bizlere çok mu iyi gelecek?
BEN KAVRAYAMIYORUM
Bizi niye ilgilendiriyor? Minibüsçüler Odası’nı kimin yöneteceğini merak ediyor muyuz? Çoğunluğun yanıtı, “Hayır” olur. Peki, neden? Bence seçim sonuçlanıncaya kadar İzmir’in gündeminde yerini koruyacak. Adaylar yüzünden. Biri çok önce, ikincisi yeni açıkladı. Mevcut başkan, beklemede. Hatta aklıma komiklik geliyor: ‘Ya adaylığını açıklamazsa?’
İTO’DA ADAYLAR ÇIKIYOR
Oda’nın tarihine geçecek yönetim kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş’tan henüz ses yok. Yönetime ilk aday Kemalpaşa Sanayici ve İşadamları Derneği (KESİAD) Başkanı Zeki Yöndem oldu ve çalışmalara başladı. Kamuoyuna adaylığını duyuran ikinci isim Mahmut Özgener, tanıyalım:
“Evli ve 2 çocuk babası, 54 yaşındaki Özgener, Ege Tütün İhracatçıları Birliği başkanlarından merhum Esin Özgener’in oğlu, İzmir’in renkli belediye başkanlarından merhum Osman Kibar’ın torunu. Türkiye İhracatçılar Birliği Meclisi Başkanvekili olan Mahmut Özgener, Türkiye Futbol Federasyonu Başkanlığı, EXPO İzmir Yürütme Komitesi Başkanlığı görevlerini de yürüttü. TFF Başkanlığı’na yeniden aday olmayan Özgener, EXPO’daki görevinden istifa etmişti. Özgener, İzmir iş dünyasının duayenlerinden Kemal Çolakoğlu’nun da damadı.”
ÖZGENER ARTIK YARIŞTA